Ahuvah-24

10.1K 401 30
                                    

Ahmet ve Burcunun kahkahaları durmak bilmezken ben suratım asık bir şekilde oturuyordum. Bunun asıl sebebiyse arkadaşımın benim hakkımda anlattığı komik anılarımdı .
Ahmette her detayını dinliyor kahkahalara boğuluyordu. Bu beni daha da utandırıyordu. Yanaklarımın kızardığını hissettim. Ellerimle yanaklarımı kapatırken Ahmetle göz göze geldim . Hafifçe gülümesiyle yanağında ki küçük çukur kendini belli etti. Güzel adamdı Ahmet. Masmavi gözleri insanı büyüleyecek gibi bakıyordu. Keşke ilk bu güzel adamı tanısaydım dedim aklımdan.
Gözlerini hala üzerimden çekmeden konuştu.
" Eminim küçükkende bu kadar güzelsindir sen. "
  diyerek beni utandırmaya devam etti. Elim ayağıma dolaşırken.  Masanın üzerindeki tepsiyi alarak mutfağa doğru yürüdüm. Ahmetin benimle ilgilendiğini bilmek garipti. Yağızdan sonra yanlış geliyordu bana. Elimdeki tepsiyi mutfağa bırakıp oğlumun yanına gittim. Şimdiye kadar çoktan uyanmış olması gerekiyordu. Beşiğe baktığımda uyanmış ve elleriyle oynayan oğlumu gördüm. Kucağıma alıp mis kokusunu çektim içime. Cennet kokuyordu benim oğlum.

Kucağımda bebeğimle birlikte oturduğumuz odaya girdim. Burcu bir köşede telefonla konuşurdu. Ahmetse bizi gördüğünde gülümsedi. Resmen gözlerinin içi gülmüştü. Herzaman yaptığı gibi ayağa kalkıp kucakladı Eymeni.

Benim yaptığım gibi yüzünü boynuna yakıştırıp uzunca kokladı. Onu sevdiğini gözlerinden anlıyordum. Oğluma baktığımda huzurluca göğsüne yaşlanmıştı Ahmetin.
" Eymenin benim oğlum olmasını cok isterdim. "
Dedikleriyle birlikte kafamı kaldırıp ona baktım.

" Öyle bakma lütfen. Yanlış anlamanı istemiyorum ama belki bi şansımız vardır Ahu. Yemin ederim size cok iyi bakarım. Dünyadaki herşeyden çok severim mesela. Hemen cevap vermeni istemiyorum . Beklerim ben . Seni ilk gördüğüm gün bi kıpırtı hissettim kalbimde. Defalarca engellemek istesemde olmuyor Ahu . Bunu sana söylemeden duramıyorum artık. Lütfen düşün biraz. Kararın ne olursa olsun yanındayım senin, bunu da unutma olur mu?"

Oğlumun alnından öptü ve yavaşça kucağıma bıraktı. Masanın üzerindeki telefonunu alarak odadan çıktı. Dış kapının sesini duymamla kendime geldim.

Açık açık beni sevdiğini söylemişti. Benim cevabım belliydi aslında. Birkez daha hata yapmaktan ölesiye korkuyordum. Aynı zamanda Ahmeti kaybetmek de istemiyordum. Oğlum acıkıp ağlamaya başladığında  Göğsümü açıp oğlumu doyurdum.  Bu arada Burcu telefon görüşmesini bitirmiş ve gelmişti.

" Bu suratının hali ne Allah aşkına Ahu . Yoksa Ahmet gidince üzüldün mü ? "

Dedi dalga geçerek. Bizim konustuklarımızı duymamıştı demekki. Ahmetin dediklerini söylediğimde resmen şoka uğramıştı. Onun  da benim gibi bu kadar erken birşey beklemediği apaçık belliydi. Bana sıkıca sarıldı.

" Benim sana bişey söylemem gerekiyor Ahu . Biraz önce Yamanla konuştum ve artık dönmem gerekiyor. Biraz daha kalmayı çok isterdim ama biliyorsun ki iznim bu kadar. Hem yine gelirim. Belki sende gelirsin beni görmeye."

Dedikleri beni fazlasıyla üzerken onun gidişiyle yalnız kalacak olmam beni korkuttu. Kendimi tutamayıp ağlamaya başladım. Kimsesiz olmak yoruyordu artık beni. Başıma bişey gelse oğlumun güvenecegi sığınacağı kimsesi yoktu. Onu bu iğrenç hayata ben sürüklemiştim.

Burcu beni sakinleştirmek için birsürü kelime söylüyordu fakat bunlar beni sakinleştirmek yerine daha da üzüyordu.

Son gecemizde birlikte yatıp sabaha kadar sohbet ettik. Ayrılık vakti geldiğinde ise sarılıp dakikalarca ağladık. Bindiği taksinin hareket etmesiyle kucağımda oğlumla uzun süre baktım arkasından. Onun gitmesiyle evin bomboş gelmesi beni üzdü. Oğluma sıkıca sarıldım. Onun benim gibi olmaması için elimden geleni yapacaktım. Onun için yaşıyordum artık.

AHUVAHHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin