Elim boynumdaki kolyeye gitti. Ondan bana kalan tek hatıraydı. Şimdi diyeceksiniz ki o kadar şeyden sonra boynunda nasıl taşıyorsun o yüzüğü. Bunu kendime defalarca sordum ama sonuç yine hep aynı oldu. Nasıl onun bebeğini vücudumdan atamadıysam onun verdiği yüzüğüde atamamıştım .
Evlenince parmağıma takacağım küçük halka şimdilerde kalbimde sızı olmuştu. Onu boynuma taktığı ilk gün geldi aklıma. Ne kadar da heyecanlanmıştım. Huzurun sadece onun yanında olabileceğini düşünmüştüm.
Hepsinin yalan olması değilde söylediği sözlerin yalan olması paramparca ediyordu kalbimi. Sanırım küçük bir kızı kandırmak kolay gelmişti ona. O sahip olduğum herşeyi almıstı elimden. Bense sadece ona güvenmiştim. Herşeyi arkamda bırakacak kadar hemde. O gün söylediği söz kulaklarımda çınladı " Seni asla bırakmayacağım " demişti. En büyük yalanı buydu herhalde. O zamanlar yanında çok mutluydum.
Şimdiyse sadece pişman. Oğlum için değil ama şuan ki kimsesizliğim ve çaresizligim için pişmandım.
Oğlumun ismini Eymen Ege koydum. Onun istediği isimdi bu. Hayal kurduğu isim. Bu ismi koyarken her nekadar kendime ihanet ettiğimi hissetsemde oğlumun üstünde küçücükte olsa bir izinin olmasını istedim. Kim bilir belkide şimdi başka çocukları da olmuştu o kızdan. Belki şimdi onu gerçekten seviyordur. Kalbimi sıkıştırıyordu bu düşünceler. Onun yüzünden o kadar kötü şeyler yaşamama rağmen yinede atamıyordum onu kalbimden. Ama karşıma çıksa yüzüne bakacak cesareti de hissetmiyordum kendimde. Bi bebeği olacağını bile söyleyememiştim ona . Sonuçta nişanlı bir adamdı artık. Ne diyecektim ki. Hamileyim mi? Gözüm yatağımda masumca uyuyan oğluma kaydı. O kadar huzurlu uyuyordu ki. Herşeyden habersizdi. Benim hatalarım yüzünden babasız büyüyecekti. Ona bunu ben yapmıştım. Sevdiğim adama inanıp herseyimi vermiştim ona. Ama bende bilemedim böyle olacağını.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Ben düşüncelere boğulurken Eymen gözlerini açtı. Bana doğru öyle güzel gülümsediki sanki kalbim kanatlanacak gibi hissettim. Daha fazla dayanamayıp kucakladım bebeğimi. Anne olmak cok güzeldi. Onun minicik yüzü güzel gözleri benim yaşama sebebimdi artık. İyiki kimseyi dinlememiş bebeğimi doğurmuştum. Ben oğlumla ilgilenirken odamın kapısı çaldı. " Ahu kızım kaç kez seslendim duymuyor musun beni? Diye seslendi Sevgi abla. Kapıyı açarak kafasını uzattı. " Gelsene içeri abla duymamışım kusura bakma. Bişeymi oldu? " Akşama misafirimiz var kızım onu diyecektim. Eymen' i görmeye gelecekmiş Ahmet oğlum. Bende yemeğe gel dedim. Senin şu güzel tatlından yapsan da yesek kızım. "
" Ne gerek varmış abla zahmet etmeseydi keşke. Zaten o kadar yardım etti bize. "
" Bende dedim kızım ama Eymeni görmek istediğini söyleyince bende bişey diyemedim artık. Neyse kız hadi beni lafa tutma daha yemeklerin hepsi hazır değil. " diyerek telaşla odadan çıktı. İlk önce yeni uyanan bebeğimi emzirdim ve altını da degiştirdim. Daha sonra bende üzerimdeki eşofman takımını çıkarıp. Uzun bir elbise giydim üzerime. Sonuçta misafir gelecekti. Oğlumu da güzelce giydirdim. Kucağıma aldım. Odamdan çıkıp mutfağa Sevgi ablanın yanına gittim. Nefis yemekler yapmıştı yine. Yanağına küçük bir öpücük kondurdum.
" Yine nefis yemekler yapmışsın. Mis gibi kokmuş burası."
Bana bakıp gülümsedi. " Bak baştan söylüyorum akşam güzelce ye yemeğini . Sonra sütün olmaz . Kuş kadar yiyorsun. Çocuk doymaz sonrada senin gibi zayıf kalır. Misafirin yanında söyletme bana." Diyerek azarladı beni
Eymeni çok seviyordu. Hatta severken ben senin anneannenim diyordu. O hala tezgahın önünde yemeklerle uğraşırken aklıma takılan soruyu sordum
" Abla Ahmet' i nerden tanıyorsun. Merak ettim . Çok yakın gibisiniz ." Bana dönmeden cevap verdi " Yakın bir dostumun oğlu. İyi çocuktur. Çokta severim doğrusu. Annesi birkaç yıl önce vefat etti tek başına kaldı çocuk. Bende olabildiğince gidip gelirim yanına. Oğlum gibi severim onu "
" Anladım abla Allah rahmet eylesin cok üzüldüm annesine de"
" Amin kızım "
Ee hadi benim işim bitti. Eymen 'imi bana verde sende tatlı yap bize." Gülümseyip oğlumu kucağına verdim. Mutfak önlüğünü takıp hızla tatlımı yapmaya başladım. Bir saatin sonunda nihayet bitirdim ve mutfaktan çıktım.
Odaya gidip oğlumu aldım. Bu arada zil sesi duyuldu evin içinde. Misafirimiz gelmişti ışte. Sevgi ablanın arkasından bende kapıya doğru yürüdüm . Kapı açıldığında kocaman bir kutuyla karşılaştık. Daha sonrada elinde poşetle onu gördüm. Heybetli vücuduyla kapıda dikiliyordu. Sevgi abla benden önce davranarak Onu içeri davet etti. Elindeki poşeti bana uzatarak. Kapıdaki kocaman kutuyu kucakladı. Güçlü olduğu fazlasıyla belliydi. Aldığım poşeti mutfağa bıraktım. Tekrar odaya döndüğümde kutuyu açtığını gördüm. İçinden beşik parçaları döküldü. Sevgi ablaya baktım. Ne yani bebeğime beşik mi almıştı. Bu yaptığı beni fazlasıyla utandırdı ve üzdü. Bebegimin beşiğini babası yerine bir yabancı almıştı . " Şey hoşgeldiniz " dedim utanarak. Yüzüme uzunca bakarak cevap verdi . " Hoşbuldum. Bu arada Ahmet ben tanışamadık " dedi " Bende Ahu . Memnun oldum." Sevgi abla utandığımı anlamış olmalı ki konuşmaya başladı. " Bak Ahu Ahmet bebek için hediye almış. O beşiği kurarken bizde sofrayı hazırlayalım"
" Teşekkür ederim. Ne gerek vardı. Mahcup ettiniz beni" " Öyle şey olur mu ben küçük yakışıklıya bir hediye almak istedim sadece" Diyerek gülümsedi. Bende gülümsedim ve bebeğimi Sevgi ablaya vererek mutfağa geçtim .
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.