Küçücük bir kıvılcımın beni tutuşturacağını asla bilemezdim.
Ateşi yakan oydu,
Yangını başlatan oydu,
Yangını harlayan oydu,
Yangın oydu,
Yanansa bendim..
Berrak, içi dışı görünen sığ bir su kadar Saftım, beyazdım.
O ise sonu görünmeyen dipsiz bir...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Üzerimdeki doberman cinsi köpek yüzümü yalamaya başlarken kendimi kaybetmiş gibi "İmdat!" diye bağırıyordum.
Bilincimi kaybedip korkudan bayılmama ramak kalmışken üzerimdeki ağırlık aniden kayboldu. Sımsıkı kapattığım gözlerimi serbest bırakıp yavaş yavaş aralarken kendime gelmeye çalıştım. Göğsüm hızla yükselip inerken önce kahkaha sesleri sonra da Arife teyzenin "Hşşş gülmeyin!" diyen uyarıcı sesini duydum.
Kaşlarım çatılırken köpeği tasmasından tutan Fırat "İyi misin Japon balığı?" diyerek elini bana doğru uzattı.
Az önce bana gülen adam, şimdi elini uzatıyordu. Gözlerine öfkeyle bakarken, yardımını reddederek, ellerimi çimenlere bastırıp ayağa kalktım. Üzerimi silkelerken elini geriye çeken Fırat'ın ve biraz uzağımızdaki Arife teyzeyle Elif'in gözleri üzerimdeydi. "İyi misin kızım?"
Arife teyzenin sesiyle zorlukla yutkunup "İyiyim," derken ağzından salyalar akan köpekteydi gözüm. Kocamandı ve gözleri korkutucu görünüyordu.
Korku dolu gözlerim Fırat'ı bulduğunda yeniden öfkeye büründü. "Nereden çıktı bu şey?"
Üzerimde olan gözlerini kısarken onaylamaz gibi cık cıkladı. "Şey filan ayıp oluyor ama Japon balığı. Onun da bir ismi var."
"Benim de bir ismim var! Neyse..." dedim elimi dağılan saçlarımın arasına atarak. Gözlerim üçünün arasında gezinirken "Köpek mi sahiplendiniz?" diye sordum.
Fırat "Bugün yanına gittiğim arkadaşımın köpeği... Şehir dışında kalması gerektiği için bu şey yani Maşa bir süre bizimle kalacak." diye beni cevaplarken korkumu bir kenara bırakıp tek kaşımı havaya kaldırdım. Sorgular bir sesle "Maşa?" dedikten sonra gülmemek için alt dudağımı dişledim. "Bu durumda sen de Koca Ayı mı oluyorsun?"
'Bunu dedin mi gerçekten?' Pelda diyen iç sesime omuz kırdım.
Fırat kaşlarını çatarak "Sen bana az önce ayı mı dedin?" diye sorarken Elif kahkaha attı. "Pelda sen Allah için espri yapma!"
Bakışlarım benimle dalga geçtiğini sanan kızı bulurken dudağımın ucunu hafifçe kıvırdım. "Yaptığımda gülüyorsun ama..." dediğimde edinin büdüsü Fırat, kız kardeşinin yerine karşılık vererek göz kırptı. "Belki ağlanacak haline gülüyordur!"
Elif yeniden gülerek "Harikasın abi!" derken gözlerim ikisi arasında gezindi. "Siz çok komiksiniz ya..."
"Uğraşmayın kızla," diyen Arife teyze elindeki süpürgeyi bırakıp yanıma geldi. "Sen bakma kızım bunlara. Hayırdır, sen bu saatte niye gelmiştin?"
