Merhabalar güzellerim, ben geldim hem de bu kez çok daha çabuk🥰
Siz demeden ben diyeyim, bölüm kısa değil. 5200 kelimelik bir bölüm. Şu an kitap wordda 200 sayfayı buldu zaten ve ben kara kara düşünmeye başladım nasıl olacak diye..
Rakamlar bölümün nerede biteceğiyle alakalı ama kısa bir bölümüm yok benim. Normalde 2500-3000 kelime aralığındaki bölümler orta kabul ediliyor zaten. Ayrıca çalışıyorum. Sabah sekizde çıkıyorum akşam yedide geliyorum. Bu yüzden bölüm uzunluğu, aralıkları hakkında biraz daha anlayış bekliyorum sizden.🙏
Keyif alarak yazdım, keyif alarak okuyun bebeklerim🖤
oy vermeden geçmeyin lütfen😘
satır arası yorumlarınızı merakla bekliyorum❤
Bölüm şarkımız kurşuni renkler🤎
Taş kesen bedenimde hissettiğim tek yer, göğüs kafesimi zorlayarak, her an yerinden çıkacakmış gibi atan kalbimdi. Ellerim buz kesti, bacaklarım hissizleşti, aklım durdu. Birkaç saniye boyunca hiçbir şey düşünemezken gözlerimi dahi kıpırdatamadım. Ne kadar aklımdan geçirirsem geçireyim bu gerçekle yüzleşmeye de onun ağzından duymaya da hazır değilmişim meğer. Birkaç haftadır kalbimde olan adamın çok daha uzun bir süredir kalbinde olmak... Aşk çok tuhaf duyguymuş ama karşılığının olmasının hissettirdiği duyguyu literatürde açıklayacak tek bir kelime yokmuş.
Rüya gibi...
Durun bir dakika!
Hastaneye gittiğimizde gördüğüm rüya değildi demi? Fırat bana o şiiri gerçekten okumuştu!
Birkaç dakika sessizlik oldu aramızda. Sonrasında onaylamaz gibi bana bakarak başını iki yana salladı. "Benim sağım, solum yok Pelda. Düz adamım ben. Aklımda biri varsa, başka birine daha yer bırakmam. Karşımdakinden de aynısını beklerim."
Konuşmasıyla şaşkınlığımı üzerimden atmaya çalışıp, dudaklarımı yavaşça aralayarak "Ben seni yeni fark etmişken sen benim bir yıldır farkındaydın Fırat. Bana tüm o notları sen gönderdin." derken hala inanamıyordum. Söylediklerine odaklanamayacak kadar inanamıyordum.
Adını aldığı nehir gibi soğuk bakan mavileri kısılırken "Daha uzun süredir Pelda... Karşılığı olmadığını bile bile çok daha uzun bir süre..." derken sertçe yutkundu. Kalbim daha da hızlandı. Taşikardi olmam an meselesiydi.
Fırat'a doyamadan yanına alma Yarabbi!
Yanaklarım domates kırmızılığından patlıcan morluğuna doğru hızla yol alırken, gözlerimin içine bakmayı sürdürerek "Ne istediğini bilmeyen birini uzun zamandır gönlümde taşıyorum ben Pelda." diye devam edince nefesim kesilmiş gibi hissettim. Büyü bozulmuş, gerçek hayata geri gönderilmiştim.
Derin bir nefes alarak "Yine yanlış anladın." dedim. Kaç gündür kaçan uykularımı düşününce kalbim sızladı, Fırat'la aramızda esen soğuk rüzgara yenik düşen bedenimi bir üşüme aldı. "Keşke kendi kendine bir çıkarımda bulunmadan önce bana sorsaydın."
"Neyini soracağım Pelda, her şey yeterince ortada değil mi? O gece kimi görmeyi beklediğini bilmiyorum ama beni görmeyi aklından bile geçirmediğine eminim. Yine de çıktın. Konuşacağız dememe rağmen çıktıysan beni hiçe saymışsın demektir. Sende..." Duraksayıp baş parmağıyla işaret parmağını birleştirerek konuşmayı sürdürdü. "Şu kadar bile hükmüm yokmuş. Daha ne konuşacaktım ben seninle?" dediğinde kalbimi sıkıştırıyorlarmış gibi hissettim.
Sinirlenmeye başlarken "Saçma sapan şeyler düşünmek yerine sorsaydın ne amaçla çıktığımı öğrenmiş olurdun Fırat. Konuşsaydık kim olduğunu bile bilmediğim bir kişiyle ilk ve son kez görüşeceğimi ve o görüşmede yine senin adının geçeceğini bilirdin!" dedim sert bir şekilde.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SAFDERİN (DÜZENLENDİKTEN SONRA BÖLÜMLER YENİDEN YÜKLENECEK)
RomanceKüçücük bir kıvılcımın beni tutuşturacağını asla bilemezdim. Ateşi yakan oydu, Yangını başlatan oydu, Yangını harlayan oydu, Yangın oydu, Yanansa bendim.. Berrak, içi dışı görünen sığ bir su kadar Saftım, beyazdım. O ise sonu görünmeyen dipsiz bir...