32-Evlilik Tekmili

5.5K 499 133
                                    

Selam güzellerim 🥰

Nasılız?

Yeni yıl umarım herkes için güzel başlamıştır ve böyle devam eder🌹

Bu bölüm 350 oy 350 yorum yapar mıyız 🌼

Oy ve yorum vermeyi unutmayın lütfen❤

Keyifle okuyun🖤

Son bir saattir bir rüyanın içine düşmüş gibiydim ve her iyi rüya gibi bunun da bitmesini istemiyordum. Fırat yanımdaydı. İnanılmaz ama evet, biz yeniden biraradaydık. Sanki Puzzle'ın eksik parçası tamamlanmış ve ben ait olduğum yere yerleşmiştim. Onun kollarının arasına... Büyük, kemikli elleri beni bırakmak istemediğini açıkça gösterir gibi sıkıca sarmıştı belimi. Hatta belimin biraz aşağısını... Ellerini biraz daha indirse kalçalarıma dokunacaktı.

Hava soğuduğu ve biz kimselerin olmadığı, baş başa olacağımız bir yer istediğimiz için Fırat beni Mert'in evine getirmişti. Mert evde yoktu. Ameliyatı olduğu için bütün gece hastanede olacakmış. Ancak o gelmese bile ben bütün geceyi burada, Fırat'la geçirebileceğimi sanmıyorum. Saat şimdiden 21.00 olmuştu ve annem beni az önce aramıştı. Ortamın büyüsünü bozmamak adına açmamıştım. Ama bu şekilde daha fazla burada kalmayı sürdüremezdim. Zaten biraz diye diye iki saati devirmiştik. Onun yanında, kollarının arasında ne kadar huzurlu olsam da diğer yandan ailemi düşündükçe geriliyordum. Yaşım kaç olursa olsun, öz ailem olmasalar bile hâlâ onlara karşı sorumlu hissediyordum.

Başını saçlarımın arasına sokarken "Öyle özledim ki seni..." dedi. "Beni hiçbir zaman affetmeyeceksin, seni bir daha göremeyeceğim diye öyle korktum ki..."

Kollarının arasında huzursuzca kıpırdanınca saçlarımdan başını çekti ve göz göze geldik. Bir eliyle yüzümü avuçlarken gülüşü sinirlenmiş gibi burnuna çarptı. "Hoş sen affetsen bile ben affetmem ya kendimi..."

Elimi yüzüne çıkarıp parmağımı dudağına bastırdım. Gözleriyle ne yapmaya çalıştığımı anlamak için beni takip ederken "Sus," dedim. "Aynı konular açılmasın artık. Tekrar tekrar canımız yanmasın. Ben geçmişi ardımda bırakarak geldim sana. Sen de bırak. Tertemiz, yeni bir sayfa açalım."

Gözlerini tamam dercesine kapatıp açtıktan sonra dudağındaki elimi avucu arasına alıp öptü. "Sen ne dersen o Pelda. Seni üzdüğüm, kırdığım,parçaladığım her günü telafi edeceğim, söz. Kendimi sana adıyorum bundan sonra. Gel de geleyim, öl de öleyim..."

"Ölme!" dedim hem kaşlarımı çatıp hem de gülerken. "Daha yeni kavuşmuşken nereye gitmeyi planlıyorsun Komutan Bey?"

Başını başka bir tarafa çevirirken gülmemek için yanaklarının içini ısırdığını fark ettim. Yeniden bana dönüp gözlerime bakarken "Hiçbir yere..." dedi. "Bundan sonra sen neredeysen ben oradayım. Senin yönün bir tek bana, benim yollarım hep sana... Kuzey Yıldızı misali..."

"Kuzey yıldızı..." diye fisıldarken bana hediye ettiği kolye geldi aklıma ve içimi çektim hüzünle. Operasyona gideceği gün vermişti bana o kolyeyi ve ben de ona hiç çıkarmayacağıma dair bir söz vermiştim.

"Bir şey mi oldu?" diye sormuştu ki telefonum yeniden çalmaya başladı. Annem yeniden arıyordu. Fırat'la göz göze gelirken derin bir nefes alıp aramayı yanıtladım.

"Efendim anne,"

"Kızım rahatsız etmek istemiyorum. Ama babanla merak ettik seni. Ne zaman geleceksen baban alsın seni. Akşam akşam tek başına gelme."

"Fırat'ın yanındayım anne. O bırakır beni."

İçimde bir tedirginlik kol gezse de yalan söylemek istemedim. Biz ilişkimizi saklayacağız diye çok yalana karışmıştık. Belki de bu yüzden cezalandırılmıştık. Bu yüzden artık yalan yoktu.

SAFDERİN (DÜZENLENDİKTEN SONRA BÖLÜMLER YENİDEN YÜKLENECEK)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin