1-Küçük Prens

27.9K 1K 1.1K
                                    


                      Selaamlarrr🤗

Öncelikle ilginiz ve sevginize çok teşekkür ederim güzellerim benim ❤😘

Çok uzatmayacağım ama geçen bölümden kafanıza takılmış. Tanıtım  bölümü gelecekten bir kesitti normalde hikayemiz 2 yıl öncesinden başlıyor :)

İlk bölümü kitabın kapağını yapan  sevgili arkadaşım sehrialem e ithaf ediyorum❤Kendisinin kitaplarına okumadıysanız kesinlikle bakmanızı tavsiye ederim.

Multi: Pelda

Uzun bir bölüm oldu. Keyif alarak yazdım. Sizler de keyifle okuyun, oylarınızı ve yorumlarınızı eksik etmeyin güzellerim 🖤

17 Eylül 2018

"Ü ürü ü..."

Yarım yamalak açılan gözlerim, yerdeki krem rengi, shaggy halıyla kesişirken birkaç saniye sonra aynı sesi bir kez daha işitmemle birlikte duvardaki saati buldu. Hiç mi şaşmazdı bu saat?

Fadıl sağ olsun, canlı çalar saat işlevi görerek, her sabah 6.00'da uyanmamı sağlıyordu. Mahalledeki hiç kimsenin bu horozun sesinden benim kadar etkilendiğini sanmıyorum. Kendimi bildim bileli Naciye teyze evinin bahçesinde tavuk ve horoz beslerdi. Üstelik hepsine bir isim koymuştu. Altmışlı yaşlarda kendi halinde yaşayan, tatlı mı tatlı bir kadıncağızdı ve eşini ben daha ilkokula giderken kaybettiği için yıllardır tek başına yaşıyordu. Çocukları gurbetteydi. Konu komşu ne kadar yanında olsak da bu yalnız hissetmesine engel olmuyordu. Bu yüzden yıllar içinde hayvanlarını yavrularıymış gibi sahiplenmişti. Onlarla sık sık sohbet eder, bazen onlara şen sesiyle şarkılar söylerdi. Hepsine karşı sevgi dolu olsa da göz bebeği gibi baktığı çilli horozu Fadıl'ın onda apayrı bir yeri vardı.

Hakkını yiyemem, yirmi iki yıllık hayatımın yirmi bir yılında yıldızlarımızın bir türlü barışmadığı, soyuna sopuna az küfretmediğim Fadıl, son bir yıldır benim için de oldukça büyük önem taşır olmuştu!

Küçüklüğümden bu yana her sabahın altısında uykularımın içine ettiği, bu da yetmez gibi beni her gördüğü yerde her an üzerime atılacakmış gibi düşman kesildiği için bir sürü lanet okuduğum, bende hayvan travması oluşturan hayvan, bir yıldır en büyük yardımcımdı. Beni uyandırdığı için çeşitli öldürme planları geliştirdiğim hayvana şimdilerde şükreder hale gelmem inanılır gibi değildi!

Her sabah daha kargalar bir şeylerini yemeden neden uyanmak zorunda olduğumu merak ediyor olmalısınız. O zaman hadi gelin, öğrenelim!

Üzerimdeki pikeyi kaldırıp uyku sersemliğiyle yatakta yavaşça doğruldum ve kollarımı arkaya atarak tüm uyuşukluğuma inat gerindim. Daha sonra ayağa kalkıp yavaş adımlarla kapıya yürüdüm. Odamdan çıktıktan sonra doğrudan merdivenlere yöneldim. Bir yıldır her sabah, bu saatte, bu merdivenleri inmek benim için günlük bir rutin haline gelmişti.

Herkes uyuduğu için olabildiğince sessiz hareket etmeye çalışarak evin kapısına ulaştım ve ayakkabılıktan dışarı terliklerimi alıp önüme bıraktım. Anahtarı ses çıkarmamaya özen göstererek iki kez çevirdikten sonra usulca kapıyı açıp dışarı çıktım ve kapıyı tam kapatmadan önümdeki birkaç basamağı koşarak indim.

Bahçeden çıktıktan sonra her ihtimale karşı boş sokakta göz gezdirdim. Hava yeni yeni aydınlanmaya başlarken etrafta in cin top oynuyordu. Bu saatte sokakta kimseler olmazdı genellikle. Ben de bu yüzden dışarıya gecelikle çıkacak kadar rahat takılıyordum zaten.

Eylül ayının ılık havası tenimi yalayıp geçerken, bahçe kapısının sağ tarafında kalan posta kutusunun kapağını açarak elimi içine attım. İçinden çıkardığım kitapla kaşlarımı havaya kaldırırken her zamanki gibi üzerinde adımın yazılı olduğu bir zarf bulmayı bekliyordum. Her sabah güneşin ilk ışınları bizim mahalleye düşerken posta kutumuzda adıma gönderilmiş notlar buluyordum. Kim tarafından gönderildiğini bilmediğim tuhaf notlar... Bazen bir şiir, bazen güzel bir söz... Buram buram aşk kokan satırlar...

SAFDERİN (DÜZENLENDİKTEN SONRA BÖLÜMLER YENİDEN YÜKLENECEK)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin