11-Kedi Fare

8.9K 741 210
                                    


Selam güzellerim 🥰

Yepisyeni bir bölümle karşınızdayım 🥳

Keyif alarak yazdım keyif alarak okuyun 🖤

Oy ve yorumları lütfen unutmayalım 😘

Bu sefer bölüm için ben sizden şarkı önerileri bekliyorum buraya🤭

Aşk... Tüm zamanların en yaman çelişkisi... En ama en bilinmeyenli denklemi... Üç harfli bulmacaların en zoru... Dünya üzerinde yerçekimi yasasını aşan tek istisna... Aşk, bütün düzeninizi altüst eden en güçlü dalga... Sınırı yok. Çözebileni yok. Bulutların üzerine çıkardığı gibi bir anda yere çakıyor. Zirveyi de yaşatıyor dibi de. Dünyanın en mutlu insanıyken ansızın en üzgün insanı olabiliyorsunuz. Tam tersi de olabilir. Benim için de olabilirdi. Tabi bu kadar yaklaşmışken ellerimden kayıp gitmeseydi.

Suratsız Fırat'ın bundan sonra bendeki adı duygularımın katili kalacaktı. Onunla bulduğum aşk, bana yazdığı notlarla birlikte tarihin tozlu raflarında yok olmaya terk edilmişti. Bir daha aynı ortamda nasıl bulunurduk, yüz yüze nasıl bakardık bilmiyorum. Birbirimize selam verir miyiz ondan bile şüpheliyim. Başlamadan bitirmiş, ne varsa silip süpürmüştü. Ne hatır bırakmıştı ne gönül. Aşkım baki miydi bilinmez ama acım o kahrolası günkü kadar tazeydi. Tenim değil, kalbim yanıyordu. İçime düşen güya aşk ateşiydi ama ben üşüyordum. Gönlümdeki yangından gelen çıtırtı sesleri eşliğinde cayır cayır üşüyordum!

Kaç gündür evden dışarı adımımı atmıyordum. Gerekmedikçe odamdan bile çıkmıyordum. Küsmüştüm. Fırat'a, hayata, Allah'ın cezası aşka... İlk kez sevmiştim, mutlu olacağım sanmıştım, umutlanmıştım ya hevesim kursağımda kalmasa şaşırırdım zaten. Hoş gönül işleri benim için ne zaman yolunda gitmişti ki büyük bir beklentiye kapılmıştım?

Lisede çıktığım çocukla o zaman ki ergenliğin vermiş olduğu saçma sapan bir nedenden ayrılmıştık. Aşk yoktu. Heyecan vardı. Birkaç hafta arabesk müzik eşliğinde üzgünlüğümü perçinlemiş sonra da unutmuştum. Daha sonra Koray hayatıma girip beni aldatmıştı. Bendeki yine aşk değildi. Dolayısıyla ayrılırken hissettiğim üzgünlük de değildi. Geçici bir kızgınlık, intikam dürtüsü derken onu da çok kolay ardımda bırakmayı başarmıştım. Şimdi ise elim ayağım boşalmış, bütün hayat enerjim sıfırlanmış, içimde hiçbir şey yapmak istememenin verdiği bir boş vermişlik vardı. Dünya yansa umurumda bile olmayacaktı sanki.

Bugünler de geçecek Pelda. Kaybeden sen değilsin. Unutup, hayatına kaldığın yerden devam edeceksin. Öyle bir devam edeceksin ki zamanı geldiğinde bu yaşadıklarına gülüp geçeceksin. Sadece biraz zaman... Biraz daha zaman tanı kendine.

Düşüncelerim ve ben yatağımda amaçsızca uzanmış, kaç gündür her yerini ezberlediğimiz tavanı bir kez daha izlerken, annem "Pelda," diyerek aniden odama daldı.

Tepki vermeden yatmaya devam ederken gözlerimi tavandan çekip anneme çevirdim. Onaylamaz bakışlarla bana bakarken "Yine mi yatıyorsun sen?" deyip odanın içine birkaç adım attı. "Güya sınavlarına çalışmak için okula gitmiyorsun ama bir kez kitap yüzü açtığını görmedim daha."

Ciğerlerimi dolduracak bir nefes alırken "Anne çıkar mısın lütfen? Şu an bırak ders çalışmayı, sana laf yetiştirecek kadar bile halim yok." dedim.

Annem derin bir iç çekip elini beline yerleştirirken "Gece beşik salladın da bizim mi haberimiz yok kızım? Allahtan kahvaltı bulaşıklarını bile yıkamadın. Ne yaptın da yoruldun bu kadar?" dedi.

Vücut değil, kalp yorgun be Gülloş!

Eliyle camı gösterip "Kalk, odanı havalandır. Sonra da aşağıya gel. Tavuk çözmüştür. Akşama sote, pilav yapılacak." deyince yine yerimden kıpırdamadım. "Sen yapınca daha güzel oluyor. Hani sen annesin ya yemeğe de elin geçiyor. Benimki yavan oluyor."

SAFDERİN (DÜZENLENDİKTEN SONRA BÖLÜMLER YENİDEN YÜKLENECEK)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin