Değerli okuyucular, bu sayfada olduğunuza göre bu kitaba şöyle bir göz atayım dediniz ve ilk bölümü okumaya hazırlanıyorsunuz. Öncelikle şunu belirtmek istiyorum ki bu kitabı yazmaya ergenlik zamanımda koyu bir fangirl dönemi geçirirken yazmaya başlamıştım bu sebeple kitap size aşırı cringe gelebilir veya kurgusunda tuhaflıklar, anlayamadığınız ne yazmış bu ya diyeceğiniz şeyler olabilir. Oluşabilecek tüm kafa karışıklıkları ve beyin yanmaları için şimdiden özür diliyorum herkesten kqjdlwjxkhj
Hala çok fazla okuyan kişi olduğunu görmek beni çok mutlu ediyor, gelen yorumları ve beğenileri gördükçe her ne kadar iyi bir kurgu olmasada güzel bir sonu hepimizin hak ettiğini düşündüm. Bu sebeple elimden geldiğince kitabımı devam ettirip güzel bir şekilde noktalamaya çalışacağım.
Umarım beğenirsiniz. Herkese iyi okumalar. Sizi seviyorum ❤️
"Bu bir kurtboğan. Düğün çiçeğigillerden olan oldukça zehirli bir bitki. 668 tane türü ve 90 tane de melez türü var. Zehri oldukça güçlüdür. Yaklaşık 24 saat içinde tüm vücuda yayılır ve 48 saat içinde öldürür. Tüm bildiğim bu kadar."
Elimde ki aldığım kısa notları ona uzattım ve incelemesi için bekledim.
"Zehri nasıl tedavi edilir?"
Sorgulayıcı bakışlarını üzerimde gezdirmeye devam ediyordu. Aynısını bende yapıyorum tabi. Kurtboğan otu hakkında tüm her şeyi öğrenmek isteyen soluk tenli ölüyor gibi görünen birini ilk defa görüyom. Zehirlendi mi acaba?
"Bir ilaç sayesinde tedavi edilebilir."
Elimde ki kitapları sıranın üzenine bırakıp ona bakmaya devam ettim.
"Ne tür bir ilaç?"
Bitki zehirlenmelerine karşı evimde her türlü ilaç olduğunu ona söylemeli miyim? Ölüyor gibi görünüyor.
"Damar yoluyla vücuda aktarılan her tür düğün çiçeği zehrine karşı etkili bir ilaç. Kurtboğan otu falan mı yedin sen?"
Telaşla etrafına bakındı.
"Geliyorlar. O ilaç sende var mı?"
Başımı olumlu anlamda salladım. İyi de kimler geliyor?
"Yürü o ilacı almalıyız."
*
"Kimdi o?"
Ellie'ye bilmiyorum dercesine baktım.
"Zehirlenmiş olan bir aptal olduğuna eminim."
Evet buna bende eminim. Beni okuldan zorla çıkarıp ilacı vermem için eve getiren bir manyaktı ayrıca. İki ders kaçırmama neden oldu ama ölmesini de istemezdim. Ne kadar iyi kalpli birisi oldum ben.
"Amy. Amy bekle!"
Arkamdan gelen sesle o tarafa döndüm. Nefes nefese kalmış Stiles'a bakıp gülümsedim. Komik görünüyor.
"Nefes al Stiles."
Ellerini dizlerinin üzerine koyup derin derin nefes aldı. Ellie el salayıp sınıfa girerken tekrar Stiles'a baktım.
"Sabah ölü gibi biriyle okuldan çıktığını söylediler... O ölü arkadaş benim arkadaşım. Nesi vardı? Yani bilirsin merak ettim. Neden senin yanına geldi? Tanışıyor musunuz?"
Dolabımı açıp kitaplarımı içine bıraktım. Stiles ile o çocuğun arkadaş olması tuhaf. Hatta çocuğun kendisi tuhaf. Stiles'ta tuhaf ama o çocuk daha tuhaf.
"Arkadaşını tanımıyorum Stiles. Kurtboğan otuyla zehirlenmiş ve gelip benden ilaç istedi."
Şaşkınca suratıma bakmaya başladığında bende aynı şekilde ona baktım.
"Ne yani zehri için ilaç mı var?"
"Bunu daha önceden bilmek işime yarardı."
"Uhm Amy sanırım gitmemiz gerek. Hemde hemen."
Telaşla boş koridora bakarken bende bakışlarımı oraya çevirdim.
"Bu ne halt böyle?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Wolfsbane
FanfictionÜç şey uzun süre gizli kalamaz: güneş, ay, gerçek. ▪️1 - #TeenWolf 20.10.2020