Trouble

409 24 7
                                    

Öncelikle yeni bölüm bekleyen herkesten çok özür dileyerek başlamak istiyorum. Yorumlarınızı okuduğumda inanılmaz derecede mutlu oldum hala okuyanların olduğunu bilmiyordum. İyi ya da kötü tüm yorumlar için hepinize teşekkür ederim. Karşınızda yeni bölüm ❤️

Koltuğa uzanmış koca bir kase dolusu meyveli mısır gevreğini mideye indirirken arada nefes almayı unutuyordum. Her ne kadar evin içi tıklım tıkış dolu olsada ve herkes suratıma bakıyor olsada etrafa çok dikkat etmeden bunu başarabilmiştim. Bir şeyler yemeyi yani. Yemek yerken insanların suratıma bakmasından hiç hoşlanmam.

Bilindiği üzere harika bir kaza geçirdim. Koskoca bir arabanın altında kaldım inanılmaz bir deneyimdi benim için. Babamın panik yapmasını istemediğim için Stiles'a hiçbir şey söylememesini söylemiştim. Geldiğinde ufak bir açıklamayla her şeyi açıklar ve ne kadar iyi olduğumu kendi gözleriyle görürdü. Doktor önemli bir şey olmadığını söylediğinde benimle dalga geçtiğini falan sanarak kahkaha atmıştım. Dalga geçmiyormuş. Tuhaf bir şekilde kırık bile yok bacağımda. Yani üstümde bir araba duruyordu ve bende kırık bile yok. Hatta birkaç güne toparlayacağıma dair bir şeyler söylemiş ve bir haftalık rapor vermişti. Evet! Bir hafta boyunca evde yatacak, ilgi manyağı olacaktım. Kendimi şimdiden buna hazırlamıştım bile. Sürekli bir şeyler istiyor ve herkesin etrafımda pervane oluşunu yattığım yerden keyifle izliyordum ki bu her zaman göremeyeceğim nadir şeylerden birisiydi. Aiden bile bir ara bir şeyler isteyip istemediğimi sormuştu.

Ah Aiden... Ondan ilgi görmek son derecede hoşuma gitmişti. Sinir küpüm benim.

Sadece hastanede Bayan McCall'ı görmek beni biraz üzmüştü. Eğer gerçekten gördüğüm şeylerin hepsi doğruysa o benim öz annem olabilirdi. Yani bunu beni öyle gördüğünde aşırı derecede paniklemesinden ve başımdan ayrılmamasından da anlardım. Bilmiyorum böyle bir şeyin doğruluğunu düşünmek kalbimin sıkışmasına neden oluyordu.

Saçma düşüncelere kapılıyorsun Claudia. Eğer böyle şeyler düşünmeye devam edersen seni dünyanın en ücra köşesinde, Tanrının bile unuttuğu bir akıl hastanesine kapatacaklar.

"Sana bir hediye aldık.."

Parmağıyla herkesi gösteren bir işaret yaptığında Aiden ceketinin cebinden bir kutu çıkarak Lydia'ya uzatmıştı.

"Geçmiş olsun hediyesi gibi düşün."

Lydia'nın uzattığı kutuyu alırken "Buna kesinlikle ihtiyacım vardı." dedim gülerek.

Bu kadar mutlu olduğum başka bir gün hatırlamıyordum sanırım. Kutuyu açtığımda içinde göz kamaştırıcı derecede güzel bir kolye duruyordu. Bir yarım ayın uç kısmına asılı bir güneş ve içerisinde minik bir yin yang duruyordu.

"Bu çok güzel,"

Lydia yerinden kalkarak yanıma geldiğinde kolyeyi takmak istediğini anladım ve saçlarımı yukarı toplayarak kolyenin boynumdaki yerini alışını izledim.

"Bizi unutmasan iyi edersin."

Onların bu sene mezun olup üniversiteye gideceğini hatırladığımda yüzümdeki gülümseme solmuştu.

"Üç şey saklı kalamaz; güneş, ay, gerçek." diye mırıldanıp Scott'a baktım.

Üç şeyin saklı kalamayacağını biliyorlarsa neden benden gerçekleri saklıyorlardı o zaman? Hemde bir kaç ay sonra buradan gidecekleri halde.

"Hadi ama ağlayacak mısın gerçekten?"

Oturduğu yerden koşarak pardon uçarak yanıma atlayan Liam bacağıma oturduğu için kulağını sağır edecek bir çığlık atmıştım.

WolfsbaneHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin