Kulaklığımı kulağıma takıp hastaneye doğru yürümeye başladım. Bir bakalım bugün kafayı hangi şarkıya takacağım. Bir haftadır olan sakin yaşam ve müzik dinlemenin verdiği keyif ile gülümsedim. Ne Tristan ne Alfa ne de Isaac ortalarda gözükmüyor ki bu benim iyi bir şey. Odamı paylaşacağım biri yok, bana saldıracak biri yok ve en önemlisi başımı belaya sokacak biride yok. Gerçi bir haftadır sürekli Kira'nın dediği şeyi düşünüyorum. Ciddi miydi yoksa şaka mu yapıyordu emin değilim. Tam bir haftadır Liam'ın yüzüne bile bakamadım bu da ayrı konu. Sebebini bilmiyorum ama ne zaman onu görsem saklanacak delik arıyorum. Sanırım buna utangaçlık deniliyor. Her zamanki gibi kendi kendime konuşmamı bölen birileri var. Telefonumun ekranında beliren mesaj simgesine tıkladım.
Kimden: Dedektif Stilinski
-İnşaat halindeki motele gel. Hemen!
Ne? Stiles'ın yine ne derdi var bilmiyorum ama yinede yanına gideceğim. Yolun sonundaki sapaktan dönüp motele doğru ilerledim. Hastane ile mesafeleri çok değil ama iki adım dahi atsam yoruluyorum. Stiles ile Derek'in evine kadar koştuğumuz günü hatırlıyorum da neden arabayla kaçmak varken koştuk biz? Motelin önünde duran Şerif arabasını fark edince istemsizce duraksadım. Ne olmuştu? Adımlarımı hızlandırıp Stiles'a doğru yürüdüm. Şerif ve Memur Parrish'te oradaydı. Tanrım! Parrish elimi tutup çukur yerden atlamama yardım etti. İğrenç leş kokusunu içime çekmemek için büyük bir çaba sarf ettim. İnsanlar bu kokuya nasıl katlanıyor anlamıyorum.
"Acele etseniz iyi olur. FBI birazdan burada olacak."
FBI kelimesi moralimi ne kadar alt üst etsede umursamamaya çalışıp Stiles'ın yanına geçtim.
"Kim olduğunu biliyorsun değil mi?"
Boynundan itibaren tüm vücudu parçalara ayrılmış cesede baktım.
"Benden yardım isteyip sonrada koridorda bana saldırmaya çalışan Alfa." diye mırıldandım.
Birazdan kusacağım.
"Kesinlikle bir kurt adamın işi." dedi Stiles suratını buruşturup.
Başımla onu onayladım.
"Nereden anladınız?"
Mide bulantısıyla cesedin üzerine eğilip kaburga kemiklerinin arasına sıkışmış tırnağı alıp havaya kaldırdım. Kesinlikle kusacağım.
"Kaburgasını parçalamaya çalışırken tırnağını kırmış."
"Biri onu gücünü çalmak için öldürmüş yani?"
"Evet."
Sıkıntıyla nefesimi verip Stiles'ın kolunun altına girdim. Bir haftadır sakin yaşam sürmenin verdiği keyif burada son bulmakta. Resmen lanetliyim. Daha az önce sakin yaşam diye sevinirken şimdi sakin yaşamdan eser kalmadı.
"FBI gelmeden biz gitsek iyi olur."
Aklımı kurcalan soruyu sorup sormamak arasında kararsız kaldım. Stiles'ı durdurup Şerif'e baktım.
"Babamda mı geliyor?"
Şerif biraz tereddüt etse de en sonunda başını olumlu anlamda sallayabilmişti. Burnumu çekip tekrar Stiles'ın yanına döndüm. Babamı görecek olmam içimde bir burukluk oluşturmuştu. Ona ihtiyaç duymadığımı defalarca kez kendime kanıtlamaya çalışsam da bir işe yaramıyor. Çünkü ona ihtiyacım var. Hem benim hem Scott'ın hemde annemin.
"İyi misin?"
Cevap vermek yerine sadece derin bir iç çektim. İyi olup olmadığımı bilmiyorum. Sadece başımda o kadar sorun varken babamın geleceğini duyduğum için kötü hissetmiştim. Kötü hissettiren tek şey onu yeniden göreceğim ve yeniden uzun süre göremeyeceğimdi.
"Alfa sorunumuz ortadan kalktı." dedi arabayı çalıştırırken.
"Hala öfkeli bir Alfa ve yeni bir Alfa'mız var Stiles." dedim.
Başımı cama yaslayıp dışarıyı seyretmeye başladım. Başımdaki sorunlar hakkında bir tablo oluştursam iyi olacak.
1- Isaac, Jayce'i öldürdü.
2- Tristan hem Alfa'nın kaçmış olduğu için hemde Jayce öldüğü için sinirden kuduruyor.
3- Alfa öldü fakat şuan yeni bir Alfa olabilir.
4- Tristan, Jayce'i öldürenin Isaac olduğunu bilmiyor.
5- Babam buraya geliyor.Bir anda beynime çakan şimşekle hızla doğruldum. Tristan, Jayce'i öldürenin Alfa olduğunu sanıp onu öldürmüş olabilir.
1- Isaac, Jayce'i öldürdü.
2- Babam buraya geliyor.Yani yeni bir Alfa yok. Tristan artık sinirli değil. Isaac yaşayacak gibi duruyor. Sorun tablosuna bakılırsa ikinci tablo baya iç açıcı. Stiles hastanenin önünde durduğunda teşekkür edip arabadan indim. Ya Alfa'yı Tristan öldürmediyse? O zaman ne olacak. Isaac neden Jayce'i öldürdü? Tristan, Jayce'i öldürenin Isaac olduğunu öğrenirse? Her neyse... Bu konuyu kapat ve annenin yanına git Amy! Gelen mesaja bakmak için bir anlığına telefonuma bakmıştım ki çarptığım sert gövde ile yere düşüyordum ama son anda beni tutmuştu. Üzerimi düzeltip tam sinirle karşımdaki kişiye çıkışacaktım ki bir anda olduğum yerde donup kaldım.
"Hey!"
Yüce Tanrım!
"Hey... Liam!"
Kendi kendime sövüp zorlukla gülümsedim. Bende ki bu şansla yaşamam bile mucize. Paniklemiş görüntümü ortadan kaldırmak için tekrar telefonuma baktım.
"Kim?"
Meraklı gözlerle telefonumu süzen Liam'a kısa bir bakış atıp gelen mesajı gösterdim.
"Tristan."
*
Ayaklarımın altında parçalara ayrılarak sesler çıkaran kurumuş yapraklar umursamadan yürümeye devam ettim. Hava neredeyse karamak üzereydi ve gittikçe soğuyordu. Bu havada ormanın ortasında yürüyor olmam delilik. Ceketime sıkıca sarılıp vücuduma yapıştırdım.
"Sırf o istedi diye yanına gitmek zorunda değilsin."
Cevap vermek yerine gözlerimi devirmekle yetindim. Evet yine Liam peşime takıldı. Yüksek egomla umursamaz davranırken bir anda utangaç bir kıza dönüşüverdim, Kira sayesinde.
"Scott'ın haberi var değil mi?"
"Stiles ve ikimiz hariç kimse bilmiyor."
"Harika..."
Liam'ın sebepsiz gerginliği beni de germişti. Alt tarafı gidip Tristan ile konuşacaktık. Son seferinde ikimizi de fena benzetmişti ama sebepleri vardı. Herkesin sebepleri vardır. Üzerimdeki gerginliği bir kenara atıp adımlarımı hızlandırdım.
"Doğru yoldan gidiyoruz değil mi?"
Bir an duraksayıp Liam'a baktım.
"Ben seni takip ediyorum Amy." dedi.
"Kurtadam olan sensin... Geçen sefer ezberleyebilirdin yolu!"
"Tristan'ın yüzünü görmeye pek hevesli değilim."
Sinirle ayağımın altındaki yaprakları öne doğru savurdum. Bir kaybolmadığımız kalmıştı o da oldu.
"Kurt adam kokusu falan alıyor musun?"
"Ben bir hafta önce dönüşmüş çaylak bir Beta'yım. Hatırladın mı?" diyerek beni taklit etti.
Suratımı buruşturdum. Ben böyle söylemedim. Yani en azından yüz ifadem daha çekiciydi.
"Ne bekliyorsun? Özür dilememi falan mı?"
"Belki."
Sinirleniyorum ama.
"Özür dilersem yolu bulabilecek misin?"
"Belki."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Wolfsbane
FanfictionÜç şey uzun süre gizli kalamaz: güneş, ay, gerçek. ▪️1 - #TeenWolf 20.10.2020