''Şş sessizliği bozma küçük inatçı.''diyip dudaklarıma yapıştı. İnanın bu anın bitmesini hiç istemiyordum. Ama her güzel şeyin bi sonu vardır öyle değil mi??
Kendimi geri çektim ve gözlerine baktım.
''Ben..''dedim ve duraksadım..
''Sen ne??''diyip tebessüm etti.
''Ben..Ben korkuyorum Reus!''
''Anlamadım neden korkuyosun?''dedi bi süre cevap vermedim, açıkçası veremedim.. Derin bir nefes aldıktan sonra konuşmak için kendimi hazırladım ama Reus benden önce davrandı.
''Eğer Victoria'dan korkuyosan..''
''Hayır hayır onunla hiçbir alakası yok, gerçeği söylemek gerekirse aklımda bile yoktu.''
''Benim bilmediğim başka bi konu mu var??''
''Reus anla işte ben seni kaybetmekten korkuyorum, ben hayatımda mutlu olduktan sonra mutsuz oluyorum yani şu an seninle çok mutluyum ama daha sonra mutsuz olmaktan korkuyorum.''
Reus bana iyice yaklaşıp ellerimi tuttu, nefesini tenimde hissedebiliyordum.
''Seni seviyorum Merve sen beni bıraksanda ben seni asla bırakmam, bunun için sakın ama sakın korkma ve de üzülme.''dedi sımsıkı sarılarak karşılık verdim.
''Hadi bakalım kaldığımız yerden devam ediyoruz.''dedi.
''Reus daha başka ne sürprizler yapacaksın gerçekten merak ediyorum, hayal gücün ne kadar da genişmiş senin.''diyip gülmeye başladım.
''Ama kabuk et güzeldi.''
''Tabiki de güzeldi, burası harika bi yer gerçekten.''
''Burası küçük bi kasaba, çocukluğum burada geçti diyebilirim. İnsanları harikadır, sana bi sürpriz yapmak istediğimi söyledim hepsi anlayışla karşılayıp bana yardım ettiler.''
''Peki bu kasabanın adı ne??''
''Himmel ;)''
''Ciddi misin??''diyerek güldüm ve devam ettim "Kasabanın adı Cennet mi?''
''Evet niye bu kadar şaşırdın bence isime uygun bi yer..''
''Bencede. Gerçekten insanı rahatlatıyo burası.''
''O zaman beni takip et inatçı.''
-Özge'nin Anlatımı-
Reus'un sürprizi nedeniyle sabah erken saatlerde evden ayrılmak zorunda kalmıştım, evin ilerisindeki parkta yürüyüş yaptıktan sonra dinlenmek üzere bi bankta oturdum.
Etrafı seyrederken, Marcel'i aramak istedim. Telefonu cebimden çıkarıp aradım ama ulaşılmıyordu, belki uyuyordur ve kapatmıştır diyip ayaklandım.
Saate baktığımda Merve'nin çoktan evden ayrıldığını tahmin ederek eve geri dönmeye karar verdim. Eve doğru yürürken karşıdan kocaman sapsarı tüyleri olan tatlı bi köpeğin bana doğru geldiğini fark ettim.
Köpek yanıma gelince durdu. Eğilip sevmeye başladım gerçekten çok tatlıydı, ama sahibi vardı sanırım köpeğin üzerinde tasması vardı. Tasmanın üzerinde Coaster yazıyordu.
Köpeği sevmeye devam ederken birinin bağırarak uzaklardan birşeyler dediğini duydum. Ses yaklaştıkça ne denildiğini duyabiliyordum.
''Coaster, Coaster!''
Sanırım köpeğin sahibi Coaster'ı arıyprdu ama bu ses bana hiçte yabancı gelmiyordu.
-Lisa'nın Anlatımı-