Kalacağımız eve gelmiştik. Ben eşyalarımı çizdikten sonra Özgeye yardım ettim. Evi temizleme falan derken 1 hafta içinde tam olarak yerleşmiştik. Ben mankenlik yapacağım şirkete de gitmiştim. Oradakilerle falan tanışmıştım. İlk defile 1 ay sonraydı. Tabiki de heyecanlıydım. Sonuçta kendimi göstermem için iyi bi fırsattı ve bu fırsatı asla kaçıramazdım.
''Merve hadi biraz alışveriş yapalım ha ne dersin, hem gezmişte oluruz.''dedi Özge. Aslında pek de fena fikir değildi. Hem biraz olsun DORTMUND'u tanımış olurdum. Neyse hazırlandık ve alışveriş için yola çıktık.
Marco'nun anlatımı
Antrenman için yola çıktım. Spor arabamla yolu fethederken o sırada telefonum çaldı. Arayan Victoria'ydı.
''Victoria?"diyerek açtım telefonu.
''Günaydın bugün antrenmandan sonra grupça takılıcaz seni de bekliyoruz ona göre.''
Off Victoria benim onu sevmediğimi ne zaman anlayacak anlamıyorum. Arkadaşlar ortamında bi havası olmasını istediği için mi beni tavlamak istiyo yoksa gerçekten mi beni seviyor bilmiyorum ama benim onu sevmediğimi uygun bi dille anlatmaya çalışmalıyım.
''Mmm sanırım bugün havamda değilim Victoria. Bensiz takılmanız en mantıklısı. Size iyi eğlenceler.''diyerek konuyu kapatmaya çalıştım, daha doğrusu ben öyle zannediyorum.
''Ah hayır Marco sensiz olmayacağını biliyosun. Hem bizim grup işte ya beni kırıcak mısın?"dedi. Sanki sen nesin ya yani ne farkın var anlamıyorum. ''Victoria zorlama havamda değilim. Hem antrenmandan sonra gerçekten yoruluyorum. Bensiz eğlenin bunu telafi ederim ben. Neyse görüşürüz.''diyip ona söz hakkı vermeden telefonu kapattım. Biraz kaba oldu ama yapabileceğim bişey yok.
Yolda son ses müzikle gidiyordum ki bir anda ne olduysa kendimi kaza yapmış halde buldum. Aslında ufak bi kaza ama bunu bi de bana sormak lazım. Al başına belayı magazine salça olduk. Hadi Marco çık işin içinden. Arabadan indim. Ön taraf hasat olmuştu ve ben gerçekten sinirliydim.
''Önüne bakmak nedir bilmez misin sen!!Arabamı ne hale getirdin.''diyerek kıza bağırmaya başladım.
-Merve'nin anlatımı-
Off al başına belayı Merve. Şimdi nasıl Almanca konuşucaksın sen bu adamla. Almanca bilmiyorum ve Almanya'nın bi şehrindeyim. Off her neyse sırası değil. Nasıl kaza yaparım ya off.
''Ya ben buna nasıl derdimi anlatacam ya.''dedim sesli bi şekilde.
''Anlamalıydım zaten senin Türk olduğunu baksana trafik kurallarına uymayan birisin.''dedi bana doğru inanmıyorum Alman birine çarptım ama Türkçe biliyor.
(Benim hikayemde Marco türkçe biliyor arkadaşlar ayrıca diğer kahramanlarda.)
''Tanrı aşkına hemen bisey bul benim antrenmana yetişmem lazım tamam mı seninle uğraşamam.''dedi bağırarak. Lanet olsun zaten Özge'nin de aniden işi çıktı ben alışveriş yaptıktan sonra onu arayacaktım ve beni gelip alacaktı ben buraları tanımam ki...
''Ya bak ben buraların yabancısıyım tamam mı ve hiçbir yeri tanımıyorum.''demek zorunda kaldım.''Tanrı aşkına sen benimle dalga mı geçiyosun?Al başına belayı.''dedi sinirli olduğu her halinden belliydi ama elimde olan bişey değildi ki yani bilerek mi çarptım sanki..Bunun altında kalamazdım.
''Ya bilerek çarpmadık herhalde tamam mı. Bak söz veriyorum zararını karşılayacam sana numaramı vereyim zararını öderim ama şu an elimden hiçbişey gelmez.''dedim.
''Sen benimle gerçekten dalga geçiyosun. Ya sen beni hiç mi tanımıyosun be ben Marco Reus. Sabah sabah magazincilerle hiç uğraşamam tamam mı birazdan dökülürler buraya. Ben şoförümü arayacam iki dakkaya burada olur ve bana çarptığını da kimseye söylemeyeceksin tamam mı kendi başının çaresine nasıl bakıyosan bak.''dedi ve donup kaldım.
Magazinciler falan bişeyler geveledi herhalde ünlü biri ama ben tanımıyorum ki. Kendini beğenmiş ukala birisine denk gelmem de ne kadar şansız biri olduğumu gösteriyor değil mi???
''Manyak mısın sen ya kimsen kimsin beni ilgilendirmez Dortmund'un ortasında beni böyle bırakacak mısın polisi falan arayalım ben bilmiyorum bi yeri getirsinler arabayı götürsünler. Böyle tek başıma bırakacak mısın beni?"dedim.''Beni ilgilendirmez zaten bi kaç kişi beni gördü kameraya falan aldı, gündeme bu şekil düşmek istemiyorum ne halin varsa gör.''dedi ve gelen arabaya binip gitti.
Ne salak ya gerizekalı sinirlerimi bozdu hayvan.. Bu Almanların hepsi o sarı kafa gibiyse gerçekten bu şehirden çekeceğim var. Zaten kimse beni anlamıyo arkasından bir sürü küfür ettim. Kalabalık olmuştu ve polisler gelmişti kimin ne dediğini de anlamıyodum hemen Özge'yi aradım ve olayı anlattım hemen geleceğini söyledi o sırada lüks bir araba durdu ve bi adam indi aşağı ama ama bu inanmıyorum Marcel!!
''Merve senin ne işin var burda neler oluyo!!"