Sanırım güzel bi gün olacağa benziyordu. Marco yürüyemediği için hizmetçi gerekli şeyler getirdi. Bi kaç kitap, kalem falan.
''Profesyonel olarak öğrenemezsin ama hiç değilse yabancı kalmazsın, söylenenleri anlarsın.''dedi.''Tabi çalışırsan.''diye de ekledi. ''Merak etme her söyleneni uygulayacam.''dedim.
İki saat aralıksız çalıştık. Cümle kurmayı öğretti, kelime ezberledim ve aksanına biraz çalıştım. Çalışırken gayet iyiydik. Harika vakit geçirdiğimi belirtmek isterim.
''Eveeet hadi bakalım bi kaç kelime sorucam sende bana ne anlama geldiklerini söyleyeceksin tamam mı.''dedi gülümseyerek bende onay verdim. Bi kaç kelime sordu. Bende bildiklerini söyledim.
Gerçekten çok komik bi konuşması vardı. Almanca konuşmak gerçekten komik :)Marco'nun ilk defa bugün almanca konuşmasına şahit olmuştum.
''Mmm o zaman bana bu cümleyi çevir bakalım..''dedi heyecanla bekliyordum. ''Ich liebe dich.''dedi ve o yeşil gözlerle bana baktı. Bende ona uzunca bakarak ''Seni seviyorum.''dedim.
Harika bir atmosfer yarattığımıza emindim. Bana tam bişey söyleyecekti ki zil çaldı. Atmosfer o anda toz olup uçtu. Hizmetçilerden biri sanırım kapıyı açtı. Ayak seslerinden bir kadın olduğu belliydi.
''Ay hayatım sabahtan beri beni aramanı bekliyorum hani bugün vakit geçirecektik.''diyerek içeri girdi. Beni gördüğüne şok olan Victoria ''Aaa bu da mı burada.''diyerek ağız çırptı.
''Victoria ben sana seni aramadan bişey yapma demedim mi.''dedi Marco sinirli haliyle. Bozulduğu belliydi. ''Ama napayım beni aramadın bende merak ettim. Hadi hazırlan çıkalım.''dedi bana bakarak.
''Mmm sanırım benimde gitmem lazımdı. Size iyi eğlenceler.''diyip kalktım. O sırada Marco kolumdan tuttu. ''Hayır Merve saçmalama sakat halimle nereye gitmemi bekliyosun ki.''dedi.
''Olsun siz yine de eğlenmenize bakın.''dedim. Marco'nun bana gitme dercesine attığı bakışa aldırmadan portmantodan montumu aldım ve giydim.
''Sen hala bu salak kızla mı görüşüyosun Marco.''diye içerden Victoria'nın sesini duydum. Gittiğimi sanmış olmalı ki bu sözü söyledi. İçeri girdim ve ''Sen kime salak diyosun be gerizekalı.''dedim ve üstüne atladım.
''Hey hey sakin olun.''diyerek yatıştırmaya çalıştı sara kafa. ''Keşke bi planının olduğunu söyleseydin gelmezdim. Ama tabi senin napıcağın belli olmuyo. Her neyse ben gidiyorum.''dedim ve hızlı adımlarla evden çıktım.
Marco'nun içerde Victoria'ya kızdığını duydum. Hak ediyordu zaten. Arabamla eve doğru gidiyordum. Telefonum çaldı o sıra arayan Marco'ydu. Sessize aldım.
Eve geldiğimde Özge yemek yapıyordu. ''Kolay gelsin.''diyip yukarı çıktım sinirli olduğumu fark etmiş olmalı ki yanıma geldi.''Bir sorun mu var canım.''dedi. ''Biraz yanlız kalmaya ihtiyacım var.''dedim ve odama girip kapımı kapattım.
Odamda yarım saate yakın vakit geçirdim. Telefonuma baktığımda 11 cevapsız arama ve 2 mesaj vardı. Hepsi de sarı kafadandı.
''Gerçekten özür dilerim ona gelmemesini söylemiştim.'' diğer mesajda ise ''Sana kendimi affetirecem.''yazıyordu. Geri mesaj attım ve:
"Boşversene. Sevgilinle aran benim yüzümden bozulsun istemem bi daha karşına çıkmayacağımdan emin olabilirsin. Yeterincer başın bela oldum zaten.''dedim ve yolladım.
-Marco'nun anlatımı-
Off ne diyor bu kız Tanrı aşkına. Ah Victoria her zaman başıma bela olmak zorunda mısın!!
Bi daha karşına çıkmayacam da ne demek. Off lanet olsun ki sana alıştım ben. Sanki senelerdir tanıyormuşum gibi.
Mesaja cevap vermeden Marcel'i aradım çok geçmeden geldi zaten. Oturduk ve ona olanları anlattım.
''Bu Victoria her bokun altından çıkmak zorunda mı??"dedi. Haklıydı gerçekten her bokun altından çıkması beni de sinir etmeye başlamıştı.
''Kötü olanda ne biliyor musun Marcel ben sanırım Merve'ye alıştım.''dedim. Şaşırmış bi yüz ifadesi vardı. E şaşırılmayacak bi cümlede söylememiştim zaten.
''Sen ciddi misin!"dedi. ''Yani aslında off evet ciddiyim. Sanırım küçük bir hoşlantım var ona karşı.''dedim.
''Dostum bu harika bi haber. Çok mutlu oldum şu an.''dedi mutlu olduğu her halinden belliydi.
''Hadi lan neresi harika haber. Bi daha karşına çıkmayacağımdan emin olabilirsin.dedi bana.
'' Ya salla. Sinirliyken söylemiştir o. Hem Merve çok iyi, saf ve tertemiz bi kız. Dostum eğer onu üzersen karşında beni bulursun söyliyim.''dedi.
''Ne saçmalıyosun Marcel ya. Sanki sevgiliyiz de bunu söylüyosun. Daha onun bundan haberi bile yok. Biliyor musun bana o kadar güzel seni seviyorum dedi ki.''
...
''Off özge bana o kadar güzel Almanca seni seviyorum dedi ki. Ya off neden hep böyle oluyor. Sanırım ondan çok hoşlanıyorum ama bu olaydan haberi bile yok. Üstelik sevgilisi var.''dedim.
''Ay saçmalıyosun Merve ne biliyosun sevgilisi ya.''dedi.
...
''Ya Victoria benim sevgilim değil ki. Herşeyi yanlış anladı.''dedim Marcel'e. ''Bence Merve'ye herşeyi anlatmalısın.''dedi.
...
''Oldu herşeyi anlatayım ki benimle dalga geçsin. Kafayı mı yedin sen Özge. Hem ben onun çevresindeki kızlar gibi değilim. Benden asla hoşlanmaz.
...
''O benim çevremdeki kızlar gibi değil Marcel. O çok farklı. Zaten bu yüzden ondan hoşlanıyorum ya. Off herşeyi berbat ettim. Kesin benden kaçacak.
...
''Ondan kaçtığımı sandı Özge. Bi daha karşına çıkmayacağımdan emin olabilirsin diye mesaj attım. Ama off herşey o ich liebe dich demesiyle başladı zaten. Ne diye bana o kadar güzel almanca seni seviyorum diyo ki.''
...
''Ne diye bana o kadar güzel seni seviyorum dedi ki. Bende niye o cümleyi soru olarak soruyosam.''dedim Marcel'e.
''Uff yeter Marco. Adam gibi gidip ondan hoşlandığını söyleyeceksin o kadar.''dedi. ''E sen niye Özge'yi sevdiğini söylemiyosun.''dedim.
...
''Sen niye Marcel den hoşlandığını söylemiyosun o zaman Özge.''dedim ve yastığı yine kafama yedim.''Saçmalama ben ondan hoşlanmıyorum.dedi yalan söylediği her halinden belliydi.
...
''Saçmalama lan ben Özge'den falan hoşlanmıyorum.''dedi ama kim yer bunu :) Her neyse Marcel'de evine gittikten sonra telefonuma baktım ama hiçbişey yoktu. Yatağıma uzandım ve cesaretimi toplayıp Merve'ye şu mesajı yazdım:
''Benden kaçmana izin vermeyecem. Çünkü seni seviyorum.''
Attığınız yorumlar için çoook teşekkür ederim. Hikayemi beğenmenize çok sevindim. Emin olun daha da güzel olacak. Okuduğunuz için teşekkür ederim.
