''Reus seni burada görmek ne kadar da güzel.''
''Victoria.''
''Beni burada gördüğüne şaşırdın biliyorum ama ben Merve için gelmiştim.''
''Benim için mi geldin?''
''Evet. Aslında seni görmek için gelmiştim. Daha doğrusu hepinizi.''
Victoria'nın ne demeye çalıştığını anlamıyordum, tek ben değil herkes de anlamıyordu. Şaşkın yüz ifadelerimizle içerden gelen Marcel'i gördük. Aynı dakika Robin geldi. Kapının önünde ben, Reus, Marcel, Özge, Robin ve Victoria... Bu grubun birleşmesinden iyi şeyler çıkmayacağı kesindi.
Özge ve ben birbirimize baktık. İkimizinde gözleri ağlamaktan davul gibi olmuştu ama konumuz bu değildi. Konumuz Victoria'nın burada olmasının amacının ne olabileceğiydi daha doğrusu Victoria neden beni görmek istedi.
''Victoria seni dinliyoruz.''dedi Reus ve Victoria anlatmaya başladı.
''Ben hepinizin burada olabileceğini düşündüm ve buraya gelmek istedim. Aslında doğru bir karar verip gelmişim baksanıza hepiniz burdasınız.''
''Birbirimizden kopamıyoruz. Bak iki dakka ayrı kaldık dayanamadım hemen arabama binip geldim bir arada olmadan yapamıyoruz.''dedi Robin, hepimiz bıyık altı gülüyorduk hiç değilse ortamı yumuşatmıştı.
''Neyse ben asıl konuya geleyim.''dedi Victoria.
''İyi olur.''diyerek onayladım.
''Bak Merve seninle o gün konuşmuştuk. Kendimi sana nasıl biri olduğumu çeşitli yollarla anlatmaya çalışmıştım. Reus'u ne kadar sevdiğimi, onun bana aşık olması için ne kadar beklediğini, kısacası herşeyi..''
''Evet hatırlıyorum, tekrarlamak için mi geldin.''
''Hayır. Bi daha açmamak üzere gidiyorum.''dedi. Nasıl yani anladığım şey mi??
''Anladım ki Reus ilk defa gerçekten bu kadar aşık oldu. Ben bunu senelerce bekledim. Bi sonuca varamadım orası ayrı konu ama bekledim. Artık pes etme zamanı geldi. Yenilgiyi kabul etmek gerekiyormuş.''
''Victoria ne demek istiyorsun sen şimdi.''dedi Reus. Konuyu anlamadığı yüz ifadesinden belliydi.
''Demek istediğim şey seni seviyorum Reus, ama ben seni, sen ise bir başkasını seviyorsun. Ben seni, aslında hepimiz seni ilk defa böyle görüyoruz, ve ben bunu kaldırabileceğimi düşünmüyorum. O yüzden Dortmund'dan gitme kararı aldım.''dedi ve hepimizin gözleri faltaşı gibi açıldı.
Nasıl yani şimdi herşeyin sorumlusu ben mi oluyordum. Ama benim tek suçum sevmekti. Aşık olmanın yükü bu muydu, birilerinin mutsuz olmasına sebep olmak mı??
''Victoria sen ciddi misin?''dedi Marcel. O bile inanamadıysa...
''Evet ciddiyim. Buraya da hepinizi son kez görmek ve bazı şeyleri itiraf etmek için geldim. Neyse kendinize iyi bakın çocuklar, güzel anılarımız oldu sizinle. Yaşadıklarımızı asla unutmayacağım.''dedi ve gitti.
Reus sanki bütün olaylara o sebep olmuşçasına üzgündü, onun bu hali beni üzmüştü.
-Marco'nun anlatımı-
Victoria için bu kadar çok üzüleceğim aklımın ucundan bile geçmezdi. Demek beni seviyordu. Bunu itiraf etmesi beni gerçekten çok şaşırtmıştı ve buradan gitme kararı alması da...
...
Hepimiz oturma odasında oturuyorduk. Sessizlik hakimdi. Hepimiz olayın şokunu atlatamamıştık en çokta ben... Özge ve Merve zaten üzgündü. Onların olayı için gelmiştik buraya ama düştüğümüz hale bak.
''Mm ben gitsem iyi olacak.''dedi Robin kolundaki saate bakarak.
''Tamam o zaman hepimiz kalkalım.''dedi Marcel. Ayaklandık. Marcel ve Robin montlarını giyerken ben ve Merve dışarda kapının önündeydik.
''Seni yarın bekliyorum. Ha bu arada Özge'yi kafana takma birazdan barışacağınıza eminim.' diyip gülümsedim.
''Peki Victoria?''dedi ve durdu.
''Açıkçası bende hiçbişey anlamadım. Yani ondan bu kararı vermiş olduğunu duymak beni biraz şaşırttı açıkçası. Victoria pes etmeyi sevmeyen biri ve doğal olarak da yenilgiyi asla kabul etmez. Nasıl oldu da böyle karar verdi anlamıyorum.''
''Bende şaşırdım bnu kararı vermesine.''
''Belki de o da anlamıştır benim seni ne kadar çok sevdiğimi o yüzden gitmek istemiştir.''dedi. O sırada Marcel'in beni çağırmasıyla
''Yarın görüşürüz.''dedi Merve.
-Ertesi sabah-
-Merve'nin anlatımı-
Sabah uyandım ve hazırlanmaya başladım. Özge ile aramızı hala düzeltememiştik. Aslında oturup konuşmamıştık bile. Onlar gittikten sonra Özge hemen odasına çıkmıştı beni dinlemeden. Hala gözlerim şişikti. Çünkü dün gece ağlayarak uyumuştum.
Biliyorum belki biraz fazla davrandım ama benimde haklı yönlerim olmasaydı bu şekil davranmazdım. Hazırlandım, Özge hala uyuyordu. Yapışkan kağıtların bir sayfasını koparıp not yazdım ve buzdolabına yapıştırdım.
Ardından saate baktım saat 12.50'ydi. Kapıyı kapattım ve arabama binip çıktım.
-Saatler sonra-
-Özge'nin anlatımı-
Saat akşamın 10'u..Offf nerde bu kız ya, beni sürekli merakta bırakmak zorundasın yani Merve. Tamam Reus'un yanındasın ama telefonunu kapatmanın ne anlamı var anlamıyorum. Elime telefonumu aldiım son bir kez daha aradım ama kapalıydı. Hemen ardından Reus'u aradım.
''Alo Reus nasılsın.''
''Eh işte sen nasılsın.''
''İyiyim saol da bi Merve'yi verir misin onunla konuşmam lazım arıyorum telefonu kapalı şarjı bitmiş herhalde.''
''İyi de Merve benim yanımda değil ki. Bende onu bütün gün bekledim gelmedi.''
''Nasıl ya!!E buzdolabına not bırakmış bana "Ben Reus'la buluşacam sonra görüşürüz.''diye.''
''Ne!!Hayır gelmedi. Bekledim ama gelmedi.''
''İnanmıyorum!!"
Bölüm sonu..