•huzur/suz²

426 46 70
                                    


"İşte ben bunun hayalini kurdum Kemik Bey. Dünyayı daha iyi bir yer haline getirmenin hayalini. Ruhun kasvetli, karanlık kuytularına biraz olsun güzellik katmak istedim. Bunu bir ekmek kızartıcısıyla yapabilirsin, bir şiirle yapabilirsin, elini bir yabancıya uzatarak yapabilirsin. Nasıl yaptığın hiç önemli değil. Dünyayı bulduğundan daha iyi bir durumda bırakmak. İnsanın elinden gelecek en iyi şey budur."
Paul Auster

Alarmın rahatsız edici sesi ile yüzümü buruşturup telefona uzandım. Telefonu alıp alarmı kapatmak ve sonrasında geri uyumaktı amacım. Fakat alarmı kapattığım andan itibaren düşünceler beynime üşüşmüş asla rahat nefes almama izin vermemişlerdi.

Dün gece içkiyi fazladan kaçırmış olduğum için gelen ani kasıntı/titreme
, adı her neyse, sonrası Ellie'nin davranışları bana tuhaf gelmeye başlamıştı. Özellikle dakikalar sonra bilincim yerine geldiğinde arkamı dönüp hedef haline getirip durmadan miyavladığı yere baktığımda bomboş çalışma masam ve kitaplarımla karşılaştığımda bir an fazlasıyla kuruntu haline getirdiğimi fark etmiştim.

Ellie dün gece neredeyse hiç uyumamış, beni de uyutmamıştı. Onu rahatsız eden bir şeyler olduğunun farkındaydım ama sorununa çözüm bulup yardımcı olamıyordum. Bugün onu veterinere götürmeyi ve gerekli yardımı almayı planlıyordum.

Uyuşuk adımlarla yataktan doğruldum ve geriye doğru esnedim. Birkaç saatlik uyku almış olmama rağmen hiçbir şekilde uyumamış gibiydim, bir kahve iyi gelebilirdi. Ellie'nin sesi gelmediği için uyuduğunu düşünüyordum, doğrudan mutfağa ilerledim. Sade bir kahve yapıp içtikten Ellie'ye bakmak için sonra salona ilerledim. En son dün gece buraya gelmişti.

"Ellie, bebeğim? Kızım neredesin, mamanı hazırlayıp evden çıkmam lazım." Salonda yoktu. Çalışma odama gittiğim vakit masanın hemen yanında uyukluyor olduğunu gördüm, kucağıma alarak yatağıma götürüp üstünü örtmek istedim. Fakat ona dokunmamla irkilmesi ve kolumu feci bir şekilde çizmesi bir oldu. Ani bir refleksle ah diye bağırdım, bağırışımla geriye doğru gitmesi eş zamanlıydı. Uyuduğu için bu kadar korktuğunu düşündüm fakat bir kez daha kucağıma almak istediğimde yeniden bana gelmeyi reddetmişti.

Olduğu yerde tüylerini kabartarak doğruca arkama doğru mırlamaya başlaması ile eş zamanlı bir titreme geldi vücuduma. Dün yaşadığım tesir yeniden vücuduma nüfuz etmişti. Dizlerim deli gibi titriyor, göğüs kafesi boşluğumdaki sızı sanki yıllarca sürecekmiş gibi bir his oluşturuyordu. Tüylerim diken diken olup, bedenim bir anahtar yardımıyla kilitlenircesine duraksadı. Titreme durmuştu fakat hareketlerimin kontrolü bende değil gibiydi.

Adım atmak istedim, adım atıp çalışma masamda oturarak sakinleşmek. Fakat yeni doğmuş bir bebekçesine, henüz vücut fonksiyonlarımı öğrenmemiş gibi o adımı atmak bana dünyanın en zor şeyi hatta hiç bilmediğim bir şeyiymiş gibi geliyordu. Derin nefesler aldım, her aldığım nefes kulağımda uğuldadı. Dünki beş saniyeden az olmuştu, kaçıncı saniyedeydim? Bu vücudumda etkisini gösteren şey de neyin nesiydi? Boğazım tahriş olmuşcasına yanıyordu. Yutkunamadım.

Parmak uçlarımdaki aşırı rahatsızlık veren uyuşma gidince yavaş bir şekilde önümde duran sandalyeye oturdum. Derin nefesler alarak sakinleşmeye çalışıyordum, bu yaşadığım şey de neydi? Dün yaşadığım vakit uzun süredir alkol almadığımdan, çarpıntı niteliğinde olmuştur diye düşünmüştüm fakat bugünki hissettiğim dünden daha fazlaydı. Bana birer zaman aralığı ver deselerdi, arafta kalmışçasına uzun ve bir o kadar ani olduğunu dile getirirdim.

Sakinleştiğime emin olduğum an ayağa kalktım, Ellie ortalıkta görünmüyordu. Muhtemelen korktuğu için başka odaya saklanmış olmalıydı. Mama kabına mamasını doldurup, hızlıca üzerimi değiştirdim. Evden çıkmam lazımdı. Yeterince vakit kaybetmiştim. Dışarıya çıktığımda hava yağmurlu olduğu için yanıma aldığım şemsiyeyi açtım. Otobüs durağına yürürken aklıma gelen tek şey, Ellie'ye doğru dürüst bakamadığım gerçeğiydi. Belki de annemi dinleyip onların yanından ayrılmamalıydım yahut Ellie'nin ben düzenimi tamamlayana kadar onlarla kalmasına izin vermeliydim. Günden güne agresifleşiyor, hastalanıyordu. Bu durum canımı çok sıkıyordu. Derin bir nefes alıp bugün mutlaka onu veterinere götürmeyi unutmamak için kendimi telkin ettim.

SANRI +16 (Fantastik)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin