•arkadaş¹²

156 32 95
                                    

Hiç kimse görmek istemeyen biri kadar kör olamaz.

Tik tak. Tik tak. Tik tak.

Salonda bulunan saate ait akrep ve yelkovan sesinin yankısı kulaklarımdaydı.

Ona bakarken nefes dahi alamıyordum. Gözlerim kocaman duran gözlerinden bir saniye olsun ayrılamıyordu. Ne onun sesi zihnimde yankılanıyordu ne de ben tek kelime edebiliyordum. Ellerimi kucağımda birleştirip tırnak boğumlarımla oynuyor, üç saniye de bir yutkunma ihtiyacı hissediyordum.

Geldiği için mutlu muydum?

"Kendini bu kadar kasmamalısın."

Zihnimde yankılanan sesi ile irkildim ve yapabilirmişim gibi daha da geriye yaslanmaya çalıştım. Ses tonuna alışabileceğime olan inancım sıfırdı.

"Elimde değil."

"Oh, bana karşı sakin bir tavrın var. Bu şaşırtıcı."

Zihnimde konuşmasına eşlik eden kıkırtısı ile kıpırdandım yerimde. Avuç içlerim terliyordu.

"Ö-özür dilerim."

"Ha?"

Bir şaşkınlık nidası duymuştum ondan. Gözleri kısılmış daha dikkatli bakıyordu göz bebeklerime.

"Özür diliyorum, nesini anlamıyorsun ki?"

"Ah, Lipsa. Sen ve bana özür dilemek? Biraz tuhaf geldi, şaşkınlığımı mazur gör lütfen."

Kaşlarım çatılırken işaret parmağımı ona uzatarak başladım konuşmaya.

"Normalde o kadar kaba bir insan değilim, bu şekilde konuşmamalısın."

Zihnimde yankılanan kıkırtısı artınca çattım kaşlarımı. Benimle dalga mı geçiyordu?

"Hey, gülmemelisin! Karşımda bir cüce varken korkmayıp sana bir misafir gibi davranmam tuhaf kaçardı asıl. Ne bekliyordun ki benden?"

"Ah, peki peki. Üstüne gelmeyeceğim."

Ne sormalıydım şimdi, yine neden geldin mi yoksa nereden geldin mi?

"Düşüncelerini duyduğumu unutmuş olmalısın."

Kısık sesle oflarken düzelttim saçlarımı.

"Madem duyuyorsun, cevap ver o zaman. Beni zora sokma."

Zihnimde zorlandığını belirten nefesler çıkartırken bulunduğu yerde ayağa kalkmaya çalıştı. Nefes demişken, hâlâ boyun kısmıma hafif hafif vuran bu nefesten Alvis haberdar mıydı?

Ayağa kalktığında bile yatak başlığımın boyunu geçemiyordu. Ufak bir oyuncak gibiydi benim için, ufak ve korkunç.

"Ah harika, şimdi de oyuncak oldum demek."

Bu sefer ağzımdan kıkırtıyı tutamayarak bıyık altından gülen bendim. Sinirlerim bozulmuştu ve bulunduğum durum çok komikti.

"Oh, gülüyorsun. Bu çok tuhaf."

Gülüşlerim yavaş yavaş gülümsemeye dönerken parmak uçlarıma baktım utangaç bir şekilde. Bana yaklaşan minik adımlarını duyabiliyordum. Bağdaş kurarak oturmuş olduğum için ayak uçlarıma kadar gelebildi.

Başını sola eğerek gözlerini art arda kırparak yüzüme bakmaya çalışınca kaldırdım kafamı. Şey, bu biraz.. tatlıydı(?)

Son düşündüğüm şeyle gözlerini kısıp ufak parmaklarını bana doğrulttu. Zihnimde yayılan gülüş sesleri kendimi tutmamı zorlarken sorar şekilde baktım yüzüne.

SANRI +16 (Fantastik)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin