•karşılaşma²²

126 22 39
                                    

Ağzındaki ormanı, ağzıma akıt
Ben sana gün giydim
Sana sığlandım.

Nefes alışverişlerim kulaklarımda yankılanırken dakikalardır olduğu gibi ellerimi dizime sarmış öylece yere bakıyordum.

Kabullenemediğim tüm hisler boğazımda birer yumru olup geçen her saniyede büyürken bu kadar sessiz kalmak ruhumu bıçak ağrısı niteliğinde sızlatıyordu.

''Halledebiliriz, lütfen ikiniz de kalkın ve konuşalım."

Yumuşak bir ses tonu, geçen ömrüm boyunca hiç rastlamadığım. Bir süredir alışamasam da fazlasıyla benimsediğim.

Omzundaki ağırlık yok olurken saniyeler sonra derin bir nefes aldım. Aynada onu gördüğümden beri burada böylece oturuyordum. Ne kadar süre geçmişti bilmiyordum, Emma omzumdan bir an olsun ayrılmamıştı.

"Lipsa, bence de konuşalım. Tuhaf şeyler dönüyor, b-bilmiyorum ama çözebiliriz."

Fazlasıyla yorgun olan bedenim eşliğinde salladım başımı onaylarcasına. Başımı kaldırdım ve kalktım ayağa. Yavaş adımlarla salona ilerlerken bundan henüz bir süre önce onu görme heyecanı ile aynaya nasıl geldiğim geldi gözlerim önüne.

İstifimi bozmadan salona doğru ilerledim. Sol göğsümde hissettiğim sızı kirpiklerimi titretirken oturdum koltuğa. Duygularıma yenik düşemezdim, şimdi zamanı değildi.

"Lipsa, nasıl hissediyorsun?"

"Bilmiyorum, sanırım huzursuz. Onu görme heyecanını taşırken yalan olabilme ihtimalinin hüznü var üzerimde." Cümlelerim ile bir daha ses duyamazken ofladım kısık sesle. Güneş çoktan batmıştı, Emma'nın gözleri tahmin edebildiğim kadarıyla benimki gibi şişmiş görünüyordu.

Dakikalarca sustuk, cümlelerime eklenmedi hiçbir sözcük. "Emma." Dedim benim bile zor duyabileceğim bir sesle. Boğazımı temizlerken ekledim, "Uyumak istiyorum."

Yutkunduktan saniyeler sonra salladı başını. O an gözlerime baktığı, çevresi kırmızılaşmış irisleri yaktı canımı. Sarılmak istedim omuzlarına sımsıkı, sarılmak ve ağlamak.

Fakat beynimdeki düşünceler eşliğinde ayağa kalkmaktı tek yaptığım. Nedense içimde birdenbire yükselen bu his sarıl ona diyordu, sarıl ki pişman olmayasın daha sonrasında.

Beraber odama ilerlediğimiz vakit bakamadım aynaya, izin vermedim orada duraksamalarına. Arkamızdan minik adımlar atan Alvis'in nefes alışverişleri zihnimde yankılanırken açtım yatağımın örtüsünü. Göğsümde hissettiğim alev gözlerimi doldururken yutkundu.. Tuhaf hissediyordum, fazlasıyla tuhaf. Sanki uyuyacağım uyku değil de ölümdü.

Yatağın içine girip örtüyü göğsüme kadar çekerken baktım Emma'ya, "Ben uyursam, ondan korkacak mısın?" İrislerim cümlemin sonuna doğru Alvis'e kayarken yutkundu Emma. Sanki sekteye düşer gibi saniyelerce bekledikten sonra başını salladı sağa sola doğru, "Hayır." dedi, "Hayır, onunla tanışacağım. Senin için, senin iyiliğin için."

Sesi sona doğru titrerken söylediği şey gözlerimi doldurunca kırpıştırdım gözlerimi hemen. Burnumu çekerken duvara doğru döndüm ve örtünün omuzlarıma dokunmasına izin verdim.

Geçen dakikalar sonrasında odada tek başıma kalırken artan kalp atışlarımla bekledim ensemdeki hissiyatı.

Gitmişti, gitmişti fakat gelecekti.

Dakikalarca bekledim, belki de saatlerce.  Hatta belki de, hiç beklemedim. Zira zaman işlemiyordu o sırada benim için.

Tek bildiğim, gece onun yokluğu ile dolan gözlerimle daldığım uykuydu.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 18, 2023 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

SANRI +16 (Fantastik)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin