•deli/rmek⁴

280 38 135
                                    

  Hiçbir şey tek başına varolamaz. Her şey bir başkası ile ilişkilidir.

Tam şu an bağırsam, çığlık atsam avazımın çıktığı kadar biri koşar mıydı serzenişlerime? Yoksa kulağında duran kulaklığındaki müziğin sesini bir tık daha mı arttırırdı?

Hiçbir şey düşünemiyorum, ellerim titriyor. Peki kalbim atıyor muydu hâlâ? Atan sesini neden duyamıyordum artık? Parmak uçlarımı oynatmalıyım, oynatmalı ve silmeliyim gözyaşlarımı hızlıca. Ama neden kıpırdatamıyorum? Bir rüyada olma ihtimalimi düşünüyorum çarçabucak. En son koltukta uzanıyordum Ellie ile. Ah, doğru. Peki ya o nerede? Benim yaşadığım korkuyu hissediyor mu? Neden onun da sesini duyamıyorum?

"Lipsa."

Ellie nerede? Ah, hayır duymuyorum. Evet, duymuyorum. Yutkunmam gerek, belki bir bardak suya ihtiyacım vardır. Susadığıma eminim, en son ne zaman su içmiştim?

"Lipsa, bana dön."

Hayır, hayır, hayır. Duymadın Lipsa, böyle bir ses duymadın. Evet neydi, su. En son ne zaman su içmiştim? Ellie hâlâ ortalarda yok, o da susamış mıdır acaba? 

"Ah benim minik ve bir o kadar da korkak kızım. Bana dönmeyi düşünmüyor musun? Belki de ben senin önüne gelmeliyim, hm? Ne dersin?''

Gözyaşlarım yaklaşık 128 saniye önce durmuştu, neden yeniden akmaya başlıyorlardı? Korkmuyordum. Hayır, yalnızca deliriyordum.

"Üçe kadar saymayı düşünüyorum Lipsa. Üçüncü saniyede arkanı dönmezsen, dördüncü saniyede ben önünde olacağım."

Sımsıkı kapatmış olduğum gözlerimi açtım korkakça. Sokak lambasının ışığı hâlâ küçük aralıklarla tezgaha yansıyordu. En son ışığı açtığıma emindim lakin şu an yaşadıklarım karşısında ışığın tekrardan kapanmış olması olabilecek en normal şeylerden biriydi.

"Bir."

Titrek bir nefes aldım. Arkama dönemezdim. Bu cesareti asla bulamazdım kendimde.

"İki."

Tuhaf bir ses. Ne ince ne de kalın, herhangi bir cinsiyete bağlı değilmiş gibi.

"Üç."

Annemin bana küçükken aşıladığı bir diğer şey ise ne yaşamam gerekiyorsa bunu o an benim yapmam gerektiğiydi.  Öğrenmen gereken şeyler varsa beklememelisin. Daha çok üstele, onu sen elde et kızım. İnsan kendi aklı ve kalbiyle yaptığı şeylerden daha az pişmanlık duyar. Derdi sürekli. Onu dinledim.

Üçüncü saniyeyi saydığı an arkama dönmemle birebirdi. Refleksle gözlerimi tekrardan kapatmış, gözyaşlarımın daha hızlı akmasını sağlamıştım. Ölecek miydim, çok acıyacak mıydı? Ellie'ye zarar verir miydi?

"Ah, hadi ama gözlerini açmalısın. Beni görmek istemiyor musun?''

Hayır, dedim içimden. İstemiyorum. Tek istediğim bu anların birer rüya olmasıydı. Şu son bir hafta tamamen rüya olmalıydı.

"Ama rüya değil maalesef ki. Ah, kaşlarını çattığını görebiliyorum. Aklından geçen şeyleri bilebildiğimi bilmiyordun değil mi? Üzgünüm."

Dalga geçiyordu, korkumla dalga geçiyordu. Vücudumda birden soğuk bir titreme hissettim fakat çok uzun sürmedi. Gözlerimi açmak istedim, açıp bakmak. Yolun sonundaydım, kaybedecek hiçbir şeyim kalmamıştı.

Göz kapaklarım dahi titrerken yavaş yavaş açtım gözlerimi. Sokak lambasının yansıyan ışığı arkama düştüğü için önümde duran her şey birer yansıma gibi duruyordu. Derin bir nefes alarak kafamı hafif sağa çevirdim.

SANRI +16 (Fantastik)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin