15

18.5K 945 79
                                    

"Abla, arkanda!" Emir'in bağırmasıyla çığırıp koltuktan arkaya düşmüştüm ama telefonum hâlâ elimdeydi. Oyun karakterini arkaya çevirip son adamı da öldürdüğümde biz kazanmıştık. İlker Ağabey beni yerden kaldırırken dördümüz kazanmanın sevincini yaşıyorduk. Özgür Ağabey, Emre, Emir ve ben telefonlarımızdan online bir oyun oynuyorduk. Ve birinci olmuştuk. 

Eski yerime tekrar yerleştiğimde ağzıma öndeki sehpada duran küçük elmalardan birini tıkıp; "Telefonumun şarjı yine bitiyor, siz devam edin ben de şarj aletini getireyim." Dediğimde Emir yüzünü buruşturup; "Bütün elmayı gördük he." Demişti, kalkarken kafasına yavaşça vurup hızlıca yukarı kata çıktım. Şarj aletini alıp hızlıca merdivenlerden inerken sondan üçüncü basamakta kabloya takılıp yeri boyladığımda yuvarlandığımı görüyordum. Herkes anında yanıma toparlanırken her şey çok hızlı geliştiği gözlerimi kırpıştırıp tavana bakıyordum. 

Emre önüme eğilmiş ve resmen dibime girip gözlerini gözlerime dikmişti. Emir diğer yandan; "Ağabey, ablamın burnu kanıyor! Sanırım öldü." Dediğinde birisinin kafasına şaplağı yapıştırması iki saniyeyi bile almamıştı. Sonunda; "Kaldırsanıza beni, ne olduğunu anlayamadım." İlker Ağabey Emre'yi kibarca itekleyip beni kucağına bebek taşıyormuş gibi almıştı.

Bileği acıyordu, sanırım burkmuştum. "Bir yerin acıyor mu?" İlker Ağabey'in sorduğu soruyla kafamı hafifçe sallayıp gözlerimle bileğimi işaret etmiştim. Beni koltuğa yavaşça bırakırken Özgür Ağabey de yanıma oturmuştu. "Ben bileklik getireyim, ne olur ne olmaz bir krem sürüp saralım." Dediğinde kafamı sallayıp; "Tamam İlker Ağabey." Demiştim.

Zaten çok şiddetli düşmediğim için abartmaya gerek yoktu. Emre oturduğum koltuğun önünde eğilim ne ara getirdiğini bilmediğim peçeteyi burnumun kana buladığı yerleri yavaşça silerken Emir biraz geride duruyor ve hasar tespiti yapıyordu. Emre geri çekildiğinde kana bulanan peçeteyi top haline getirip ayağa kalkmış ve muhtemelen çöpe atmaya gitmişti. İlker Ağabey de Emre'nin hemen ardından gelmiş elindeki beş kutu kremi orta sehpaya bırakmıştı. "Yuh ağabey, bu kadar kremi ne yapacağız?" Diye sorduğumda bana dönüp; "Hangisi ne işe yarıyor bilmiyorum fındık kurdu. Mühendislik okuyorum ya hani." Alttan alttan mühendislik okuduğunu beş yüzüncü kere söylerken gülmeden edememiştim. 

İki kremin kutusundaki kağıdı okuduğunda üçüncüde 'heh' diyerek kremi kutudan çıkarıp kapağını açmış ve parmağının ucuna nohut tanesi büyüklüğünde sıkmıştı. Elimi onun elinde kaybolacak kadar büyük elinin içine alıp yavaşça ve acıtmayacak şekilde masaj yaparak sürmüş ardından da önce iki defa gazlı bez ile sarmış ve daha sonra da siyah bilekliği elime geçirerek cırt cırt'larını bileğime göre ayarlayıp elimin üstüne küçük bir öpücük kondurmuştu. Düştük efendim. "Daha iyi mi?" Dediğinde kafamı sallayıp teşekkür etmiştim.

Herkes koltuklara tekrar oturduğunda elimi havaya kaldırıp; "Sanırım bir süre ekibe katılamayacağım." Dediğimde Emir kafasını salladığında kalkıp az önce yuvarlandığımda yere düşmüş ve kopmuş şarj aletimi havaya kaldırıp hüzünlü bakışlarımı kopmuş iki parçaya gönderdim.

"Abla, benimkini kullanırsın. Sorun değil." Yanağından öpüp saçlarını yaralı olmayan elimde karıştırdım. Memnun olduğunu belli eden bir şekilde sırıtınca; "Şebek." Deyip deminki yerime geçtim.

İlker Ağabey televizyonu açmıştı ve hepimizin beğenebileceği tarzda bir film arıyordu.

Aklıma niye geldiğini bilmediğim bir şeyle Özgür Ağabey'e dönüp; "Ya ağabey, senin bu yıl üniversite sınavın yok mu? Ne yapacaksın?" Sorduğum soruyla bana kınayıcı bakışlar atıp ağzını açacağı sırada İlker Ağabey ondan önce davranmış, "Babam onunla sınavdan sonra itinayla ilgilenecek güzelim merak etme." Hepimiz kahkaha atarken Özgür Ağabey kaçarcasına kalkmış ve salondan ayrılmıştı.

,,

Bölümler kısa oluyor biliyorum ama önümüzdeki bölüm daha uzun yazmaya çalışacağım, kitabın akışına göre değişiyor. Bu arada 'Ailesiyle anlaşıyor, galiba kitabın konusu tükendi.' Tarzı bir düşünce içerisindeyseniz hemen o düşünceyi bir tarafa atmanızı tavsiye ediyorum, daha finale uzun bir zaman var. Kitabın konularını sizi sıkmayacak şekilde işlemeye çalışacağım, sizi seviyorum. 💗

14K 💘💝💖💞💗

hissiz' ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin