18

16.2K 888 155
                                    

"WhatsApp'a bak, oraya atıyorum. Tamam mı?" Göremeyeceğini bile bile kafamı sallayıp; "Tamam, bakıyorum şimdi." 

Kerem beni arayan kişinin kim olduğunu öğrenmişti ve şimdi ise o kişiye dair bulduğu bilgileri içeren bir dosyayı bana atacaktı.

WhatsApp'ı açıp Kerem'in adının üstüne bastım, dosya indiriliyorken gergince elimi pantolonumun üstüne sürüp daha sonra elimle saçımı arkaya attım. 

Dosya yüklendiğinde tam bakacağım sırada telefonun ekranı kararmıştı, küfür savurup telefonu çantamın içine tıkıştırmıştım. Zaten o sırada da Emre bana sesleniyordu. 

Bir yandan bileğimdeki tokayı çıkarıp saçımı basitçe bağlarken bir yandan da Emre'nin yanına adımlıyordum. Saçımı toplamayı bitirdiğimde yanına varmıştım. Emir ve Özgür Ağabey de yanımıza gelmişti. 

Özgür Ağabey'e dönüp; "İyi misin ağabey?" Diye sorduğumda kafasını sallamıştı.

Az değil bir on dakika sonra taksilere binmiş ve hastaneye gidiyorduk.

Vardığımızda babam, Eren Ağabey ve İlker Ağabey valizleri eline aldığında biz de kendi eşyalarımızı sırtlanmış ve hastaneye bakıyorduk.

Babam ağabeylerimle, dedemizin olduğunu söylediği bir arabaya valizleri götürürken annem çoktan hastanenin içine girmişti.

Babamlar da gelip hastaneye girerken beni fark etmemişlerdi. Derin bir nefes alıp kapıdan içeriye adımlayacağım sırada tam sol çaprazımda ve üç-dört metre uzağımda olan tipik iş adamlarına benzeyen üç kişi gördüğümde gözlerinin bende olduğunu görmüştüm. Hızlıca içeriye girip, doğumhanenin katını öğrenmiş ve o kata çıkmıştım.

Koridorun sonunda olduklarını görünce oraya yönelmiştim. Işıklar sensörlüydü o yüzden karanlıktı. Tişörtümü düzeltip önüme baktığımda önümde beliren insan silüetiyle korkarak geri geri yürürken elini ağzıma koyup ses çıkarmamamı sağlanmıştı. Korktuğum için dolan gözlerime kısaca bakarak beni kenara çekmişti. Kalın sesiyle, "Korkmana gerek yok, sana zarar vermeyeceğim. Şimdi seni bırakacağım, daha sonra tekrar geleceğim ve seni alacağım. Kim ne yaparsa yapsın ve seni her nasıl, nerede koruyacakları önemli değil. İnan bana, senin için en iyisini yapacağım. Atlaslar iyi insanlar değil. En azından Emre ve Özgür dışındakiler iyi değiller." Elini yavaşça çekerken elinin üstüne gözyaşım düşmüştü, umursamayarak arkasını dönerek gittiğinde koşarak kendimi lavaboya atmış; elimi, yüzümü yıkamıştım. Hâlâ şokun etkisinde olduğum için bir süre daha lavaboda durmuş ve sakinleşmeyi beklemiştim. Aynadan kendime kısaca bakıp annemlerin yanına gitmiştim.

Hiç kimsenin tanışmaya hali yok gibi duruyordu. "Emre ve Özgür dışındakiler iyi değiller." Güvenmeli miydim? Güvenmem için sebebim yoktu ama güvenmemek için milyonlarca nedenim vardı. Başta; onun kim olduğunu bile bilmiyordum.

Bunaldığımı hissedince gömleğimin bir düğmesini açıp elimle boynumu yavaşça sıvazladım. Aldığım nefesler yetersiz gibi hissediyordum. Sinirlerim bozulmuştu.

İçeriden doktor ve iki hemşire çıktığında herkes ayağa kalkmış ve doktora bakıyordu. "Riskli bir hamilelik olduğunu ve risklerinin de çok büyük sorunlara yol açacağını ve bu sorunların düzelmesinin çok zor biliyorduk. Bu riskler doğum sırasında ortaya çıktı ve...başınız sağ olsun. Ne anne ne de bebeği kurtaramadık." Dediğinde Erdem Ağabey'in ve annemin yere çökmesi bir olmuştu. Erdem Ağabey gözyaşlarını avcunun içinde boğarken annem de çoktan bayılmıştı.

,,

Burada kesmeyecektim aslında bölümün devamı vardı fakat burada kesmezsem başka yerde bırakamazdım. Kısa olduğu için kusura bakmayın, sizleri seviyoruum. 💗

hissiz' ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin