24

10.5K 590 45
                                    

Hızlıca duş almış ve şık bir yere gideceğimiz için ortama uygun giyinmiştim.

(Çanta, kolye, yüzük yokmuş ve ayağında da siyah düz bir stiletto varmış gibi düşünün<3

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

(Çanta, kolye, yüzük yokmuş ve ayağında da siyah düz bir stiletto varmış gibi düşünün<3.)

Saçlarımı da açık bırakmıştım. Sol elimdeki yüzük parmağıma bir eklem yüzüğü takmıştım. Dudağıma toz pembesi hafif bir ruj, yanağıma da rujun renginden iki ton açık bir allık sürmüştüm. Ojelerim beyazdı, daha önceden sürmüştüm. Hafif bir kokuya sahip olan parfümümü sıktım.

Süslenesim gelmişti.

İnce zincirli ve kadifeli olan kol çantamı alıp içine telefonumu, kulaklığımı ve cüzdanımı koymuştum.

Odamdan çıkıp hole geçtiğimde diğerlerinin hazırlanmış ve beni bekliyor olduğunu gördüm. Emir ıslık çaldığında gülüp saçını karıştırdım. Bu yaptığıma kaşlarını çatıp,

"Aman abla be! Zar zor şekil alıyor zaten." Diyerek yakınmıştı. Omuz silkip Ander'a döndüm. "Çıkmıyor muyuz?" Diye sordum. Bana dönmüş ve eliyle telefonunu işaret etmişti. "Siz çıkın, ben geliyorum. İşim uzun sürmez." Demişti. İkimiz de onu onaylayıp çıkmıştık. Asansörü çağırdığımızda zaten bizim katımızda olduğu için beklememiştik.

Binince aklıma gelen soruyla; "Emir, halam niye gelmiyormuş?" Dedim. "Bilmiyorum abla." Dediğinde 'tamam' anlamında kafamı sallamıştım.

Asansör zemin katta durduğunda asansörden inmiş, apartmandan çıkmış ve arabanın yanına gelip Ander'ı beklemeye başladık.

Kısa bir süre sonra geldiğinde arabaya binmiş ve gideceğimiz yere doğru yola çıkmıştık.

Yol boyunca Emir benim iç sesim olmuş; neden biz de geliyoruz, biz ne alaka, projeden anlamayız biz. Tarzında şeyler söyleyerek Ander'ın sinirlenmesine sebep olmuştu. Ben ise onları gülerek izlemiştim.

Sonunda vardığımızda arabadan inmiş ve restoranın kapısının önüne varmıştık. Ander, onun sağında ben ve benim sağımda da Emir olacak şekilde kapıdan içeriye geçmiştik.

Sırtı dönük bir şekilde oturan adamın olduğu masaya doğru ilerlerken restorantı inceliyordum. Şık ve zarifti. Ne çok abartılı ne de çok sade. Tavanlardaki oval aynaların simetrisi çok hoşuma gitmişti; birbirlerini boğmayacak bir biçimde yerleştirilmişti.

Masanın yanına vardığımızda adam ayağa kalkmış ve bize doğru dönmüştü, gördüğüm kişiyle şaşkınlıktan kaşlarımı çatmış ve ister istemez geriye doğru adımlamıştım. Çünkü bu kişi,

İlker Ağabey'di.

Yeniden geriye gideceğim sırada Ander hızlıca bana dönmüş ve; "Bana yardım eden birisi olduğunu size söylemiştim. O kişi İlker'di." Dediğinde ona dönmüş ve ciddi olup olmadığını anlamak istercesine gözlerine bakmıştım. Ne yaptığımı anlamışçasına, "Ciddiyim." Demiş ve bize göre aşırı rahat bir şekilde sandalyelerden birine oturmuş ve önünde duran su dolu bardağı eline alarak içmişti. 

O sırada Emir, İlker Ağabey'in yanına gitmiş ve kollarını ona sarmıştı. İkisi birkaç dakika sarılı durmuş ardından Emir geri çekilmiş ve bana dönmüştü. İlker Ağabey de bana bakıyordu. 

Üç adım bana yaklaştığında ben de aramızda kalan iki adımlık mesafeyi kapatmış ve kafamı yukarıya kaldırmıştım. Kollarını aniden bana dolayınca ilk başta karşılık vermemiştim ama onu ne kadar özlediğimi fark ettiğim için soğuk davranmayı bir süreliğine bir kenara bırakmış ellerimi sırtına yerleştirmiştim. Eğilerek saçıma yüzünü gömmüştü, gülümseyerek kollarımı sıkılaştırmıştım. Daha sonra Emir 'cık cık'ladığında kısaca gülerek ayrılmıştık.

Gecenin geri kalanı keyifli geçmişti. İlker Ağabey'le yaşayacaktık, üçümüz için büyük bir ev satın almıştı. Tabii satın aldığı ev şuan yaşadığımız evden uzak değildi. Yürüyerek beş dakikalık bir yol olduğunu söylemişti.

Güzeldi.

,,

İlker çok tatlısın yicem<3

Şu giydiği kıyafet yaşına abartı gitmiş olabilir, bilmiyorum--

72K 🤧💗

hissiz' ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin