'26' beni unutma

5.7K 479 91
                                    

iyi okumalar

Kısa bölüm

26 | beni unutma

Atlıkarınca, dönme dolap, gondol, hız treni, korku tüneli, çarpışan arabalar ve birçok alete kocaman gözleriyle bakakalmıştı, Jeongguk. Bu kadar çok renkleri, parlayan ışıkları ve eğlenen insanları ilk defa görüyordu. Zira luna parka ilk defa gelmişti. Tişörtünün uçlarını heyecandan sıkıyor ve Taehyung'un peşinden ayrılmak istemiyordu. Gerçekten kalabalık bir insan topluluğu vardı. Aletler için biletlerini almış ve luna parkın için gezmeye başlamışlardı.

"İlk hangisine binmek istersin?" Diyerek Jeongguk'a döndü. Jeongguk omuz silkmişti. Etrafındaki çoğu aletin çok korkutucu olduğunun farkındaydı.
Taehyung, tam yanında durdukları gondola dönmüştü. Kocaman gemi bir o tarafa bir o tarafa uçarken içindeki insanlar çığlık ve kahkaha karışımı bağırıyorlardı. Jeongguk ise hipnotize olmuş gibi o nereye gidiyorsa o da gözlerini öyle hareket ettiriyordu.

"Hyung... neden çığlık atıyorlar?" Diye sormuştu çocuk. Korktuğu her yerden belli oluyordu. Taehyung, ona dönmüş ve sırıtarak "çünkü çok eğlenceli" demişti. Jeongguk tekrar gondola dönünce "bence korkunç" diye mırıldanmıştı.

"Buraya enerjimizi harcamaya geldik, Jeongguk. Sadece dönme dolaba binip gitmek istemiyorum buradan" dedi Taehyung. "A-ama ben bunlara binemem ki."

"Neden? Reşitsin sen. Korkma, bende seninle birlikte bineceğim" demiş ve kolunu onun boynuna atmıştı.

Gece boyunca sadece hız trenine ve gondola binmişlerdi. Bunların hepsi Taehyung'un ısrarı sayesinde olmuştu fakat Jeongguk'da pişman değildi.
Hayatı boyunca bu kadar eğlendiğini ve adrenalin dolduğunu hissetmemişti.

"Jeongguk, bu sefer sen hangisine binmek istiyorsan ona binelim. Ne dersin?"

Bir anlık düşünmüş ve etrafına bakınmıştı, Jeongguk. En büyük ve en tepeye kadar yükselen dönme dolap gözüne çarpmıştı. Parmağıyla göstererek "ona binmek istiyorum!" Dedi. Taehyung'da oraya bakıp göz devirdi. "İlla o sıkıcı şeye bineceğiz yani?" Demişti. "Ben hiç binmedim ama. Lütfen binelim!" Dedi kolunu çekiştirerek. Taehyung sıkıntıyla nefes vermiş ve onaylayarak başını sallamıştı. Bir biletleri kalmıştı. Onu da dönme dolaba harcayacaklardı. Bindiklerinde yan yana oturmuşlardı.
Birkaç dakika sonra yükselmeye başladığında Jeongguk en uca geçip etrafı izlemeye başlamıştı. Taehyung arkasına yaslanarak kollarını yana açmış bir biçimde, onunla birlikte o da etrafı gözlemeye başladı.

Yavaş yavaş yükseldiklerinde Jeongguk geri çekildi. Taehyung, kıkırdamış ve imalı bir şekilde ona bakmıştı. "Korktun mu?" Dedi. Jeongguk yutkunmuş ve başını sallamıştı. "Yukarıdan daha farklı gözüküyormuş" dediğinde Taehyung küçük bir kahkaha atmıştı.
"Neden gülüyorsun? Sadece biraz ürperdim" dediği anda gözleri tekrar dışarıya kaymış ve en tepede olduklarını anlayabilmişti. Gökyüzünü ve bütün binaların ışıklarını görebiliyordu fakat küçücük bir demir parçasının kendilerini tutması kendisini çok korkutmuştu. Yerinde hareket ettiğinde vagonları ileri geri sallanıyordu. Her an düşecekmiş gibi hissetmiş ve Taehyung'a sarılmıştı yine.

"Neden hâlâ inmiyoruz?" dedi mırıldanarak. "Burada kalmış olabiliriz" diye dalga geçtiğinde Jeongguk daha da korkmuş ve kollarının onun beline daha çok bağlamıştı. "Ben burada kalmak istemiyorum" dediğinde gözlerini sımsıkı kapatıp "bakmak çok korkutucu" demişti.

Taehyung, beline sarılan bedenin ne kadar tatlı gözüktüğünü birkaç saniye düşünüp tadını çıkarmak istedi.
"Jeongguk, bana bak." Ne kadar böyle kalmak istese de daha fazla korkmasını istemedi. "Başını kaldır hadi."

Ellerini saçlarına geçirmiş ve onu sakinleştirmeye çalışmıştı. "Korkuyor musun hâlâ?" Jeongguk mırıldanarak onu başını salladı. "Bana bakman gerek ama" derken anlına düşen saçlarını geriye atmış ve anlına bir öpücük kondurmuştu. Jeongguk, birkaç saniye daha bekleyip öyle kaldırmıştı başını. "Ne var?" Dedi kısık sesiyle.
"Çoğu kişinin buraya bindiğinde ne yaptıklarını göstereyim mi?" Dediğinde Taehyung, Jeongguk kısa bir düşünül başını sallamıştı. Taehyung'un kendisine yaklaşmasıyla ne yapacağını anlamış ve bu sefer geri çekilmek yerine kendisi de dudaklarını ona bastırmıştı. Ellerini dizlerinin üzerinden çekmiş ve önündeki adamın omuzlarına koymuştu. Jeongguk'un buna alışması uzun sürmemişti ama onu sakinleştiren şeyin Taehyung olduğunu çoktan biliyordu. Taehyung dudaklarını geri çekip çocuğun yüzünü süzdü. "Daha iyisin değil mi?"

Jeongguk, bir şey demeden ilk önce önündeki dudaklara yine bir buse kondurmuştu. "Daha iyiyim" dediğinde Taehyung, buna tebessüm etti.

"Jeongguk," demiş ve yutkunmuştu. "Benden hiç sıkılma, tamam mı?" Dedi anlı hâlâ onun anlındayken

"Senden sıkılmam için bir sebep yok ki" demişti saf bir şekilde.

"Ama eğer büyürsen... bilmiyorum bir şeyler değişecek işte."

"Hayatımı değiştiren birisini unutacağımı mı sanıyorsun, hyung?"
Taehyung, buna kıkırdamış ve saçlarına bir öpücük daha kondurmuştu.

****

Kısa çerezilik bir bölüm oldu affedinnn. Bugün bir yere gideceğim ve bir hafta olmayacağım için sizi bölümsüz bırakmak istemedim. Diğer bölümleri yazıyorum. ♡♡

Okuduğunuz için teşekkür ederim

𝐕𝐈𝐁𝐄  '' TaeGguk ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin