'2' sıcak bir duş al

16.4K 1.3K 530
                                    


|Sıcak Bir Duş Al

Bir anda çocuğu omzundan tutup içeriye çekti. Çocuk şaşkınlıkla etrafa bakarken bedenini kaplayan sıcaklık ile bedeni uyuşmuştu.

"Neden ayakkabın yok?"
Arkasındaki kişinin sorusunu duyduğunda ayaklarına baktı ve arkasına döndü.
"Ö-özür dilerim. Ben kaçtım." Dediğinde adam kaşlarını refleks olarak kaldırdığında çocuğun yanına ilerledi.
"Şunu doğru düzgün anlat. Kimden kaçıyorsun? Nereden geliyorsun? Polisten mi saklanıyorsun?"

"Hayır. Kötü kişilerden kaçıyorum." Sesinin titremeye başladığını fark ettiğinde adam gözlerini kapatıp derin bir iç çekti.

"Başıma dert açacaksın" dedi gözlerini ona dikerek

"H-hayır, açmam. Özür dilerim."

"Neden sürekli özür diliyorsun? Çok sinir bozucu."

"Sizden yardım istediğim için."
Çatallı sesi tekrar titremişti. Elleriyle tişörtünün uçlarıyla oynarken ayak uçları birbirine bakıyordu. Genç adam onu süzerek tekrar iç çekmişti. "Tamam. Bak... birincisi bir daha özür dilemeyeceksin. İkincisi sana yardım etmeyeceğim." Çocuk gözlerini kocaman açarak adamın önüne adımladı. "Lütfen, onların beni bulmasına izin vermeyin!" Derken ellerini önünde birleştirerek yağmurda ıslanmış yavru köpek gibi bakmaya başlamıştı.
Adam ellerini siyah saçlarına geçirip geriye attığında iç çekmişti.

"Pis gözüküyorsun. Git bir duş al."

"N-ne?"
Genç çocuk elleriyle gözlerinin altını silip önündeki esmer adama dikti gözlerini.

"Duş yukarı katta. Beni takip et."
Adam arkasına geçip giderken genç çocukta onu yukarıya doğru takip etmişti. Evin içi gözünde çok büyüyordu. Yukarı katta uzun bir koridor vardı 3 tane kapı yan yana duruyordu. Üçüncü kapıyı açtığında yana çekilip genç çocuğun geçmesine izin verdi. Banyo düşündüğünden büyüktü. Önünde geniş bir küvet vardı. Sağ tarafta büyük bir ayna ile lavabo tezgahı duruyordu. İçeriye şaşkınca göz gezdirdiğinde arkasında duran adama döndü yine.

"Burada duşunu alırsın. İstediğin şampuanı kullan. Sonra bornozu giyip çıkarsın. Aşağıda olacağım." Diyerek dışarıya çıktı ve kapıyı kapattı. Kapı sesinden sonra ölüm sessizliği oluşmuştu. Genç çocuk tek başına sanki kaybolmuş küçük bir çocuk gibi etrafa bakıyordu.

Arkasına döndü ve küvete doğru ilerledi. Musluğu çevirdiğinde su yavaşça akmaya başlamıştı. Üstündeki kirlenmiş ve ıslanmış kıyafetleri çıkardığında bedeninde güzel bir rahatlık hissetti. İçerisi soğuk olmadığı için çıplak bile gezebilirdi. Elini suya değdirip sıcak su aktığını hissedince yavaşça küvetin içine yerleşti. Bedenine değen sıcak su mayışmasını arttırıyordu. Bacaklarını diğer uca uzatıp boynunu geriye yasladı.
Bir kaç dakika burada oturup uyuyabilirdi. Burnunu çekip gözlerini sildi tekrar. Kendisini aşağıya çekip kafasını suyun içine soktu.

*****

Neredeyse küvetin içinde bir saat kalmıştı. Fazla uzun kaldığını anlayınca direkt ayağa kalkıp yanda asılı duran bornozu giydi. Belki şu zamana kadar hayatında ilk defa sıcak ve rahat hissediyordu. Sıcak bir evin içinde rahatlatıcı bir banyo yapmıştı.
Islak saçlarını elleriyle sallayıp arkaya attı. Genç adamın dediğini yapıp aşağı kata indi. Merdivenlerden inerken koltukta oturduğunu fark etmişti.
Salona doğru yanına ilerlediğinde koltukta düşüncelere dalmış adamın yanına geçmişti.
Genç adam önünde kendi bornozunu giydiği tertemiz bir çocuk gördüğünde süzüp gözlerini kaçırdı.

"Otur hadi."
Çocuk yanına oturmuş bir biçimde hâlâ ıslak olan bacaklarını elleriyle kapatıyordu. Belli olmasa da titriyordu.
Önündeki adam ise üstüne beyaz bir tişört geçirmişti.

"Adın ne?"

"Jeon Jeongguk bayım." Sesinde mahcup bir ton vardı.

Adam kaşlarını yukarıya kaldırıp çocuğu izlemeye devam etti. Arkasına yaslanıp bacak bacak üstüne attı.
Çocuk sadece önünde birleştirdiği elleriyle oynuyor ve izliyordu.

"Pekala... kimden kaçıyorsun? Nereden geliyorsun, anlat."

Çocuk keskin bir nefes aldı ve konuşmak için kuru dudaklarını yaladı.
"Benim... kimsem yok. Yetimhanede kalıyordum. Bir kaç tane adam vardı... beni oradan aldılar."
Duraklamıştı. Genç adam devam etmesi için sırtını koltuktan kaldırıp kambur bir şekilde oturdu.

"Beni... bodrum gibi bir yere götürdüler."
Sertçe yutkundu.
"Kapkaranlıktı. Niyetlerini anlamamıştım. Ben... sadece onların istediklerini yaptım."
Titrek derin bir nefes çekti yine.

"Ne yaptın? Temizlik falan mı?"

Çocuk başını iyice eğdiğinde genç adam konuşmak istemediğini anlamıştı. Koltuktan ayağa kalktı. Bir şey söylemeden salondan çıktığında genç çocuk başını kaldırıp etrafına göz gezdirdi. Genç adamı etrafında göremedi. Bornozla oturmak bir zaman sonra titremesine neden olmuştu.
Etraftaki eşyaları incelerken ayak seslerini duyunca arkasına baktı.
Adam tekrar koltuğa oturdu. Elinde iki tane bardak tutuyordu ve birisini çocuğun önüne koydu.

"İç hadi."

Jeongguk şaşkınlıkla bardağı eline alıp önündeki adama baktı.

"Bu ne?"

"Ilık süt. Isınırsın."
Jeongguk iki eliyle tuttuğu bardağa bakıp ağzına götürdü. Sütü yudumlarken gözlerini şaşı yaparak bardağa bakıyordu. Nasıl yetim olduğunu ya da bu çocuktan ne istediklerini anlamaya çalışıyordu.

Bardağı ağzından çektiğinde dudağının üstü süte bulanmıştı. Dilini dudaklarında gezdirip sildi. Çocuğun hala titrediğini fark edince üstünde sadece bornoz olduğunu unutmuştu.

"Bekle burada."

𝐕𝐈𝐁𝐄  '' TaeGguk ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin