Taehyung doğru söylemişti. Hava gerçekten rüzgarlıydı ve saçlarım gözlerimin önünü kapatıyordu. Bende tutamlarını kulağımın arkasına yerleştiriyordum. Nereye gittiğimizi sormayı istiyordum ama son anda bu fikirden vazgeçmiştim. Önümde yürürken ister istemez kalçaları gözüme takılıyordu. Acaba bu beni sapık yapar mıydı?
Bir süre sonra bir taksiye binmiştik. Neredeyse varmamız bir yarım saat sürmüştü. Bir evin önünde inmiştik. Ev bildiğim evlerden daha büyük ve lüks bir eve benziyordu. Yani bir diğer tabir ile zengin evi gibi. Eve odaklanmış bir şekilde baştan aşağı incelerken Taehyung'un sesini duydum. "Ev hoşuna gitti mi?"
"Evet efendim... ama burası biraz..." duraksayıp evi tekrar inceledim.
"Biz zengin değiliz diye zengin dostlarımızda mı olmasın?" Diyerek başımı hafifçe okşamış ve evin kapısına doğru ilerlemişti. Bende onun arkasından bir santim ayrılmayarak onu takip ediyordum. Evin içinden gelen müziği duyabiliyordum. Kapıyı çaldığında bir iki dakika beklemek zorunda kaldık.
En sonunda kapıyı güzel ve şık bir kız açmıştı. Kırmızı dudaklarıyla kocaman gülümseyerek baktı bize. Bir anda Taehyung'un boynuna atlamasıyla bende şaşırmıştım. Herhalde en iyi arkadaşlar diye geçirmiştim içimden.
"Taehyungie~ çok özledim seni. İyi ki geldin!" İnce ve cilveli sesi beni de etkilemişti. Gerçekten enerjik ve neşeli bir kıza benziyordu. "Parti veriyorsun ve ben gelmiyorum öyle mi? Hayal dünyağından çık."
"Ya deme öyle! Günlerdir arıyorum, açmayan sendin. Şimdi bana rest kesemezsin" demişti kız.
"Tamam tamam, sustum." Muhabbetlerini dinlemeye dalmışken Taehyung bana dönerek elini sırtımı koyup beni ileriye itmişti. "Seni kuzenim ile tanıştırayım. Jeongguk, bu Tzuyu. Tzuyu, bu da Jeongguk. Bir kaç hafta bende kalacak. Onu da partiye getirdim, sorun olmaz değil mi?"
"Ben ne zaman bunu sorun ettim Taehyungie? Beni hiç tanımamışsın Taehyungie." Kız konuşmasını daha çok çocuklaştırarak dudağını büzmüştü. Bana doğru döndüğünde içimdeki heyecan bir anda artmıştı. "Memnun oldum Jeongguk. Gelmene sevindim. Bugün akşama kadar içip dağıtalım olur mu?!" Derken dişlerini göstererek bana kocaman gülümsemesini sunmuştu. Bende ona tebessüm ederek karşılık vermiştim.
"Kapıda öyle durmasanıza, hadi içeri girin." İçeriden gelen yoğun alkol ve sigara kokusu ile yüzümü buruştururken elimi saran el ile dikkatim dağılmıştı. Taehyung elimi sımsıkı tutmuş ve beni içeriye çekmişti. Taehyung'un sıcak parmakları avucumun içini okşuyorken elimin yandığını hissetmiştim. Dokunduğu her yer alev alıyordu sanki. Bu beni fazlasıyla güvende hissettirmişti.
-------
Okuduğunuz için teşekkürler^^
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
