'16' seninle gelmek istemiyorum

9.1K 779 215
                                    

| Seninle gelmek istemiyorum

İyi okumalar...

Eli kolu bağlı olmak, çok güvensiz ve karamsar hissettiriyordu. Bir durum karşısında bir şey yapamamak, konuşamamak ve bir sonuca varamamak berbattı. 1 hafta olmamıştı Taehyung'un evine geleli. Bazı şeylerden habersizdi, bilmiyordu. Sadece masumdu ve bir suçu yoktu.
Yardıma ihtiyacı olduğunu düşünüyordu fakat yanlış kişiden yardım istemişti çünkü rastladığı kişinin daha fazla yardıma ihtiyacı vardı.

Jimin'in evinde bir gün bile geçmeden bir gece vakti çat kapı gelmişti. Kapıyı kıracakmış gibi çalarken rahat bir şekilde uykusuna dalan Jeongguk için büyük bir terör olmuştu. O sesle yataktan zıplamış ve çarşafına sıkıca sarılmıştı. Kalbi korkudan deli gibi atarken koridordan hızla yürüme sesleri gelmişti. Büyük ihtimalle Jimin'de sese uyanmış ve kapıya bakmak için aşağı inmişti. Kapı çalma sesleri kesilmişken Jeongguk kulaklarını iyice açmış ve bir ses gelip gelmediğini dinliyordu.
Boğuk seste konuşma sesleri duysa da ne döndüğünü anlamamıştı. En sonunda yataktan çıkıp kapıya ilerledi.
Sesler az daha yükseldiğinde kapıyı aralayıp merdivenin korkuluklarını tuttu. Kulağını iyice vererek aşağı katta neler döndüğünü öğrenmeye çalıştı. Jimin, birisiyle konuşuyordu. O kişi Taehyung'tu.

"Onu görmeme izin ver, Jimin."

"Taehyung, leş gibi içki kokuyorsun. Şu haline bak, çocuğu korkutacaksın. Yukarıda uyuyor işte. Ne diye buraya geldin?"

Jimin ne kadar sessiz konuşmaya çalışsa da sinirinden sesi her halde yüksek çıkıyordu. Genç çocuk bir iki adım daha aşağı indi. İkisinin de bedenlerini görebiliyordu. Taehyung, ayakta sendeliyor, Jimin ise onu tutarak ayakta kalmasını sağlıyordu. Taehyung hayatında hiç içmediği kadar içki içmişti sanki. Jeongguk, istemsizce bu haline çok üzülmüştü. Çok kötü gözüküyordu. Sanki ağır bir hastalığa yakalanmış gibi yüzü kıpkırmızı olmuştu. Çaresiz ve bitmiş gözüküyordu. Neden bu kadar içip kendine zarar verdiğine anlam veremiyordu.

"Bırak ta göreyim. Neden benden saklıyorsun onu?!"

"Bir gün bile olmadı Taehyung. Onu bana emanet ettin ve gece gece keşler gibi kapıma dayanıyorsun. Bir duş al ve kendine gel! İyi değilsin."

"Ona bir şey mi oldu? Bu yüzden mi benden saklıyorsun?"

Jimin onu durdurmaya çalışırken Taehyung onu tutan ellerinden kurtulmaya çabalıyordu. Jeongguk daha fazla dayanamayıp bir iki adım daha aşağı indi. Taehyung'un görüş açısına girdiğinde sadece onun suratına bakmakla yetindi.
Kafası ne kadar dengesiz olsa da onu görünce kendisini rahatlatabilmişi.
"Jeongguk..."
Jimin iki saniye afallayınca arkasına baktı. Çaresiz bir şekilde nefes verdi. Buradan sonra Taehyung'u durdurması imkansızdı. Taehyung, önündeki sarışından sıyrılıp Jeongguk'a yaklaştı.
Kollarını ona sardı. Hiç bırakmaz istemezcesine. Küçük bir yavru köpek gibi sarılmıştı. Burnu soğuktan akmaya başlamıştı ve ikide bir burnunu çekiyordu. Jeongguk kaskatı kesilmişti. Hiçbir şey yapamıyor, kılını bile kıpırdatamıyordu.
"T- Taehyung hyung..." titrek sesiyle adını fısıldamıştı.
Taehyung ne dediğini umursamadan onu sarılmaya devam etti.
"Alkol kokuyorsun. Bu... iğrenç."
Kollarını yavaşça ondan ayırmış ve yüz hizasına gelecek bir şekilde başını çekmişti. Güzel yüzünü süzmeyi özlemişti. "Özür dilerim." Dedi çaresiz sesiyle. "Jeongguk, benimle gel lütfen." Diyerek elini tutacakken Jeongguk geri çekilmişti. Taehyung bununla birlikte afalladı.
Önündeki genç çocuğun suratında iğrenmiş bir ifade vardı.
"Hayır." Dedi ve yutkundu. "Seninle gelmek istemiyorum."

Taehyung bir an afallamış ve Jeongguk'un gözlerine anlamsızca bakmaya başlamıştı. "Özür dilerim, Taehyung hyung ama sen kendine gelene kadar ben seninle gelmek istemiyorum."
Genç çocuk bir iki adım geriye attı. Taehyung'un ellerinden kayıp gidiyordu sanki. İyi bir şekilde düşünemediğini biliyordu.
"Tae..." Jimin arkasından omzunu tutmuştu. "Kendi evine git artık. Yarın daha iyi konuşuruz."

Taehyung bir iki saniye orada dikilmiş ve koluyla gözlerini silip arkasına dönmüştü. "Beni artık istemiyor."

"Salak herif, her şeyi yanlış anlıyorsun. Gerçekten iyi değilsin. Seni bu halde eve götüremem. Kendini kesersin falan."
Jimin açtığı kapıyı kapatıp Taehyung'un koluna girdi.
"Bu gece koltukta yat. Yarın sabah gidersin."
Jeongguk o sırada çoktan yukarıya çıkmış ve çarşafına sıkıca sarılıp uykuya dalmayı denemişti.
Birkaç dakika sonra kapısına birkaç kez vurulduğunu duydu. İçeriye koridorun ışığı süzülmeye başladı. Jimin yanına gelip yatağın köşesine oturdu.

"Jeongguk, bana bakar mısın?"

Genç çocuk birkaç saniye kıpırdamasa da başını ona çevirmişti.
"Biliyorum, bu biraz zor ama yarın kendine geldiğinde daha iyi konuşabilirsiniz."

"Neden bana bunu yapıyor?"
Jimin'in yüzündeki tebessüm düşmüş ve ne dediğini anlamaya çalışmıştı.
"Nasıl yani?" Demişti.

"Neden beni başından savıp sonra bir şey olmamış gibi bana iyi davranıyor. Benden nefret mi ediyor yoksa seviyor mu anlamıyorum."

Jimin biraz olsun şaşırmıştı. Taehyung'un davranışlarını anlamak o kadar zor değildi ama bu çocuğun bundan şikayet etmesi onu şaşırtmıştı.
"Jeongguk, o da biraz zor zamanlar geçiriyor. Öyle durduğuna bakma sen. Ne kadar göstermeyi sevmese de iyi biridir. Belki de sana bağlanmış olabilir. O yüzden bu gece içip senin için gelmiş olabilir."

"Onun içmesini istemiyorum. Ayıkken bana ne hissettiğini söylemesini istiyorum sadece."

---------

Bayağıdır bölüm atmamıştım ama gerçekten bekleyenler ve isteyenler çoğaldı ben de atmaya karar verdim. Şu aralar yazacak vakit bulamıyordum, kusura bakmayın>-<

Umarım iyi okumuşsunuzdur.

𝐕𝐈𝐁𝐄  '' TaeGguk ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin