'10' Onu kaybettim

10.7K 911 177
                                    

|Onu kaybettim.

Ellerini ikide bir saçlarına geçiriyor ve aklından geçirdiği saçma sapan düşünceleri savuruyordu. Ona gitmesini söyleyip sonra vicdan azabının içini kemirmesine izin veremezdi. Nereye gidebilir? Kime gidebilir? Diye aklından geçirmekten alıkoyamıyordu kendisini.
Belki arkadaşlarından yardım isteyebilirdi. Tek güvendiği arkadaşını araması gerekiyordu, tabii ki.

Park Jimin aranıyor...

"A-alo Jimin? Şu anda sana fazlasıyla ihtiyacım var. Beni dinlemen gerek-"

"Tamam, ilk önce sakin ol. Sorun ne?"

"Ben... Ben Jeongguk'u kaybettim."

"Jeongguk? O kim?"

"Dün gece yanımdaki çocuk. Havuzda boğulan ve sonra kurtardığın o... o tatlı çocuk."

"Hatırladım ama çocuğu nasıl kaybedebilirsin? Ev anahtarı mı lan bu?!"

"B-biliyorum! Benim aptallığım, ben dedim git diye. Ben ona gitmesini söyledim, Jimin..." derken sesi titremiş ve ağlamamak için eliyle ağzını kapatmıştı.

"Tae... tamam, bulacağız onu. Sakin ol ve nefes al. Sen neredesin? Ben oraya gelirim."

"Konum atacağım."

Telefonu kapatıp mesaj olarak konumu göndermişti. Sakinleşmek için duvarın kenarına sırtını yaslayıp yere çökmüştü. Çok saçma geliyordu. Bir çocuk için ağlamak kendisi için çok saçma geliyordu. Bunca zamandır hiç kimseyle bu kadar duygusallık yaşamamıştı. Şu ana kadar kimse onu düşünmemişti, o da kimseyi düşünmezdi bu yüzden. Ama bir çocuk çıkıp bütün düzenini alt üst etmişti. Öylesine bir geceydi sadece. Kapıyı açmayabilirdi o gece. Kaderinin böyle olması mı gerekiyordu yani?

Saçlarının üstünü karıştıran bir el hissettiğinde kafasını kaldırıp yukarıya baktı. Güneşten dolayı gözlerini kıstı. Jimini ve yanında ki silüet halinde ki kişiyi görebiliyordu. Jimin'in uzattığı eli tutup ayağa kalktı.
"Yardıma ihtiyacın olur diye birini getireyim dedim." Eliyle yanında ki kişiyi gösterdi.
"Üniversiteden Min Yoongi, kaybolan şeyleri bulmakta iyidir."
Şapkalı adam, Jimin'i dürterek, "Beni böyle tanıtma demiştim sana." Dedi.
Şapkasını kaldırıp siyah saçlarını geriye atıp tekrar başına geçirdi şapkayı.
"Memnun oldum Yoongi." Derken elini uzattı Taehyung.
"Hyung dersen memnun olurum." Derken elini sıkmıştı.
Taehyung umursamadan omzunu silkti.
"Jeongguk'u nasıl bulacağımızı çözdün mü?" Dedi Jimin.
"Bir dakika, ne?" Diye çıkışarak Yoongi araya girdi.
"Bulmak derken bir insanı mı bulacağız? Bana bundan bahsetmemiştin, Jimin?"

"Küçük detaylara takılmayalım bence." Derken yüzünde ki sahte gülümsemeyi sundu Jimin.
"Sürekli tartışacaksanız defolup gidin. Zaten günüm bok gibi geçiyor."

"Bu agresifi döverim ben." Dedi Yoongi, Jimin'in kulağına doğru.
Taehyung'un duymaması için sahte bir şekilde öksürdü Jimin.

"Tamam gençler, sakin olun ilk önce." Ortalarına geçip ikisinin de omzundan tuttu.
"Taehyung, şunu bize doğru düzgün anlatsana. Neden kayboldu bu çocuk?"

"Çocuk mu sahiplendin bu yaşta?"
Yoongi tekrar lafa girdiğinde Jimin 'sus' işareti yaparak susmasını sağlamıştı.
"Evden gitmesini söyledim. O da gitti." Dedi yüzünde ki boş ifadeyi bozmayarak.

"Pişman oldun sonra değil mi? Vasat hikaye."
Jimin en sonunda elini Yoongi'nin ağzına koymuş ve konuşmasını engellemişti.
"Tamam bulacağız onu Tae, canını sıkma. Onu bende tanıyorum. Yüzünü gördüm sonuçta." Omzunu sıvazlayıp buruk şekilde gülümsedi.
"Ben tanımıyorum bile. Fotoğrafı var mı? Belki birilerine gösteririz, onlar görmüştür." Dedi Yoongi.

"Fotoğrafı yok bende."

"Harika(!) Fotoğrafı yok. Nasıl bulmayı planlıyorsun o zaman?"
Jimin, Yoongi'ye yine imalı bir bakış atarken Yoongi tekrar göz devirip Taehyung'un tam karşısına geçti.
"Bak, bu süre zarfı içerisinde belli ki ikimiz iyi anlaşamayacağız ama sana yardım etmemizi istiyorsan ilk önce elinde ne olduğunu bilmeliyiz. Nereye gitmiş olabilir? Onun hakkında ne biliyorsun? onu anlat bize."
Sadece onunla bir gün kalmıştı. Onun hakkında hiçbir şey bilmiyor ve düşünemiyordu. Bildiği tek şey önceden yetimhane de kaldığı ve birkaç adamın onu alıp ona eziyet çektirdiği idi. Bu bilgilerden ne çıkabilirdi ki? Az çok köleliğe alıştığı ve bir hizmetçi gibi davrandığı olmuştu.
Taehyung'un aklına emin olmasa da bir fikir gelmişti.
"Eve gideceğim."

"Aramaktan vaz mı geçtin?"

"Hayır. Onun eski kıyafetleri, hâlâ evdeydi. Belki bir şey bulabilirim." Diyerek ayağa kalkmış ve eve doğru yürümeye başlamıştı.
Jimin, Yoongi'ye dönerek, "hâlâ yardım etmek istiyor musun?" Diye sesini alçaltarak sordu.
"Yapacak daha önemli işlerim var, ama sizinle kalmak daha az sıkıcı olur. Hadi gidelim." Jimin dediğine gülerek kolunu onun boynuna atmış ve Taehyung'u takip etmeye başlamışlardı.

𝐕𝐈𝐁𝐄  '' TaeGguk ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin