'25' Gerçek sevgili gibi değiliz

6.6K 540 267
                                    

İyi okumalar.

| Gerçek sevgili gibi değiliz

"Harbi mi? Hapse mi girdiler yani?" Derken üstündeki garson gömleğini çıkardı. "Evet. Dedim ya hepimiz şahittik zaten. Herifin başka pislikleri de varmış. Onunla birlikte Gguk'a işkence eden piçleri de yakalamışlar" dedi Jimin. "Bu... bu harika bir haber. Jeongguk bunu duyduğu zaman sevinecektir."

Club'tan dışarıya çıkıp etrafına bakındı. "Bugün seni eve ben bırakırım. Jeongguk'u görmeyeli kaç ay oldu? Merak ettim ufaklığı" dedi arabaya doğru ilerlerken.
"Artık o kadar ufak değil. Ona safmış gibi davranmamamı söyledi."

"Hadi ya! O zaman büyüyünce sana tekmeyi de basar" demişti Jimin alay edercesine. "Senin kadar şerefsiz olduğuna inanıyor musun onun?" Dedi Taehyung.

"Jimin hyung'una çekebilir. O çocukta potansiyel görüyorum." Konuşmalarının ardından arabaya çoktan binmişlerdi.
"Sen yaşlısın, anca dayısı olursun onun" derken Taehyung, kıkırdamıştı.

"Şu yaşlı konusunu açıp durma! Seninle bile en fazla iki yaş var aramızda." Jimin, istediği kıvama gelince Taehyung susmuş sadece bıyık altından gülmüştü.

****

Arabayla eve çabucak vardılar. İlk önce Taehyung inmiş ve Jimin arabayı daha iyi park etmek için arabada kalmıştı. Evin kapısına gelip kilidini açtığında bir takım sesler duydu, Taehyung. Jeongguk'a seslenecekti fakat birkaç adım atıp salona geldiğinde Jeongguk'un koltukta oturduğunu ve televizyonda bir takım malum bir şey izlediğini fark etti. Onu rahatsız edip etmemek karşısında kararsız kalsa da Jimin'in gelip kapıyı sertçe kapatması ile Jeongguk'un televizyonu kapatması bir oldu. Arkasını döndüğünde Taehyung'un geldiğine ve arkasından Jimin'in yürüdüğü gördü.

Taehyung, hiçbir şey olmamış gibi gülümseyip "bak kimi getirdim?" Demişti yanındaki sarışını gösterirken.
Çocuğun endişesi bir kilometre öteden belli oluyordu. Onu anlayabiliyordu ve bu olayı onunla sonra konuşabilirdi. Eğer Jimin görseydi büyük ihtimalle o da bir şey demezdi fakat çocuk, yerin dibine girerdi.

"Ne yapıyorsun? Ben gelmeyeli bir yaramazlık oldu mu?" derken koltuğa oturmuştu. Jeongguk cevap vermedi, sadece tebessüm etti. Jimin'in şimdi gelmesi ayarsız olmuştu.
Taehyung yanlarına ilerleyip Jimin'in oturduğu koltuğun başlığına oturup eğildi. "Yorgun gibi gözüküyor. Konuşmak için uygun bir zamanda değil. Yarın gelebilir misin?" Demişti bir fısıltıyla. Jimin ona dönüp bir kaşını kaldırdı. "Bir şey mi kaçırdım?" Dedi şüphelenerek.

Jimin hiçbir zaman saf olmamıştı. Her zaman bir şeylerin ardındaki bit yeniği arardı ve haklı çıkardı. Taehyung bunu biliyordu, bu yüzden "sana daha sonra anlatırım ama şimdi olmaz" demişti. "Daha yeni gelmiştim ama" derken mırıldanmış ve ayağa kalkmıştı. "Başka bir gün görüşürüz, Jeongguk. Birileri konuşmamıza izin vermiyor" derken alaycı bir şekilde gülmüş ve çocuğun saçlarını sevimli bir şekilde karıştırmıştı.

Taehyung, onu çıkışa doğru yolcu etti. Dışarıya çıkmadan önce "bana ne olduğunu anlat" dediğinde "belki yarın" diyerek geçiştirdi. En sonunda onu geçirdiğinde salona tekrar yürümüş ve yorgun bedeniyle tekli koltuğa bırakmıştı kendisini. Jeongguk, hiçbir şey demeden koltukta masumca oturuyor, etrafı izliyor ve daha çok elleriyle oynuyordu. Taehyung'da bunu fırsat bilip hızlı bir hareketle yanında duran televizyon kumandasını kapmıştı. Jeongguk, fark eder etmez paniğe kapılmış ve "hey!" Diyerek sinirli bir ses çıkarmıştı.

"Biraz televizyon izleyelim mi?" Diye sorduğunda hâlâ panik içinde olan çocuk başını iki yana sallayıp "hayır!" Dedi. "Neden? Sen ne izliyordun?" Diye sormuştu bu sefer. "Hiç. Hiçbir şey. Te-televizyonu açma ama."

𝐕𝐈𝐁𝐄  '' TaeGguk ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin