darkness

1.1K 118 45
                                    


Oy ve yorumlarınızı bekliyorum, keyifli okumalar ❤️

Jeongguk...

Karanlık...

Öyle bir girdabtı ki bu karanlık. Bitmek bilmiyor gibiydi.  Bir türlü göz kapaklarımdan çekip atamadığım bir karanlıktaydım.  Sesler duyuyordum mesela. Abimin sesini, bir yabancının sesini, annemin sesini de duyuyordum ama asıl duymak istediğim ses ulaşmıyordu kulaklarıma. Zorladım kendimi. Sesi olmasa bile gözlerine ulaşmak için zorladım kendimi ve yavaş yavaş karanlığı terk etmeye başladım.

"Uyanıyor" demişti biri ama gözlerimi aralar aralamaz karşılaştığım ışık ve bir an önce kendini belli etmek isteyen bilincimle birlikte onlarca uğultu dolmuştu kulaklarıma. Yavaşça kapattım yine gözlerimi. Bir süre kendime zaman tanıdım ve yeniden açtım gözlerimi.

Başım adeta zonkluyor, vücudumun her yeri sızım sızım sızlıyordu. Gözlerimi tavana dikip kısık kısık bakmaya başladım.  Hızlıca açıp kapatıyordum. Kirpiklerime toplanan onlarca parıltı vardı ve görmemi engelliyorlardı. Kaşlarımı çatma gereği duyduğumda annemin sesini duymuştum. 

"Oğlum iyi misin?"

Ve hemen ardından başka bir ses daha.

"Doktoru çağırın kendine geldi." tiz ses tonundan Jiyeon olduğunu anlamıştım.

Hâlâ tam olarak nerede olduğumu, neler olduğunu seçemiyordum. Yutkunurken bile ağrıyan bedenimi hareket ettiremiyordum.  Uyuşmuş gibiydim ve tabiri caizse kılımı bile kıpırdatamıyordum. Canım yanıyordu.  Tüm organlarım işlevini kaybetmiş gibiydi ama kulaklarım öyle canlıydı ki! Yalnızca bir seslenişi duymak istiyorlardı.

Taehyung'un sesini duymak istiyorlardı...

Kafamı kaldırıp etrafıma bakamıyordum. Neden gelmiyordu yanıma? Neden Jeongguk diyerek ağlamıyor ve bana sarılmıyordu? Suçlu mu hissediyordu kendini? Kazada yaralanmış mıydı?

"Hastamız uyanmış. Bay Jeon iyi misiniz?" duyduğum kalın ve yabancı ses tonu ile rahatsızca hareketlenmiştim ama vücuduma vuran ağrıyla birlikte olduğum yerde kalmıştım. "Hareket etmeyin lütfen" bir cevap vermememe rağmen yeniden konuşan doktora dönüp , yüzünü seçmeye çalışmıştım. 

Uzun kır saçları , gözlerine yerleştirdiği büyük gözlük ve çattığı kaşları eşliğinde bana bakıyordu.  "T-taehyung" zar zor bir araya getirdiğim ismini söylediğimde herkes susmuş ve beni duymamış gibi doktorla konuşmaya başlamışlardı. Doktor onlara benimle ilgili bir şeyler anlatmaya devam ettiğinde acıyan bedenimi umursamadan kafamı kaldırıp etrafıma bakmıştım.

Tanrı şahit öyle bir acı kaplıyordu ki bedenimi öleceğimi düşünüyordum ama hayır asıl beni öldürecek acı, onu hastane odasında görmediğim zaman kalbimi ele geçiren acıydı.   Doktorun ve annemlerin ısrarlarını göz ardı edip doğrulamaya çalışmıştım. 

Yoktu!

Herkes buradaydı ama o yoktu...

Serum takılı olan elimle gözlerimi ovup yeniden bakmıştım ama yoktu. Anında boğazıma takılan düğüm ,zaten zorlandığım konuşma eylemini daha zor bir hale getirmişti.

"T-taehyung nerede?" demiştim. Sesim öyle cılız çıkıyordu ki duyduklarını bile düşünmüyordum.  Yeniden sorma gereği duyup bu sefer sert bir tonda söylemiştim. "Taehyung nerede?" bu sefer tam anlamıyla herkesin bakışlarını üzerime topladığımda tekrar sormuştum. 

"Taehyung nerede?" transa girmiş gibiydim. Kimseden çıt çıkmadığında sinirle elimin altındaki çarşafı sıkmıştım. Herkes susuyordu ama ben onların susmasını değil , sevgilimin nerede olduğunu söylemelerini duymak istiyordum.

CARMEN - taekook Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin