'final'

2K 158 109
                                    

Oy ve yorumlarınızı bekliyorum, keyifli okumalar ❤️ (son kez🥺)

Taehyung...

Hayat denen olgu aslında sonsuzdu ama insanoğlu değildi. Sonsuz olan bir hayatın içinde belli bir sona ulaşmak için yaşıyorduk. Güzel şeylerin hayalini kurar ve bu bize ayrılan süre içerisinde bu güzel şeylere kavuşmayı dilerdik. Çoğu ruh kavuşurdu hayallerine ama çoğu asla kavuşmazdı. Elleri boş bir şekilde terk ederlerdi bu dünyayı ve bizim bu durumdan çıkardığımız tek sonuç; Tanrının acımasız olduğuydu ama aslında acımasız olan zamandı.

Zaman güçlüydü. Sizi bambaşka yerlere, bambaşka kalplere sürükleyecek güce sahipti. Nerdeyse sekiz ay önce yalnızca Momo'nun beni seveceğini ve bir  süre sonra o gittiğinde yalnız kalacağımı düşünürdüm ama hiç beklemediğim bir anda Jeongguk'un kalbiyle tanışmış ve bu sayede onlarca kalpte daha yer edinmiştim.

Bir aileye sahiptim...

Ben bir aileye sahip olmuştum ve bu inanılmaz geliyordu. İçlerinde bana karşı saf sevgi besleyen insanlardan oluşan bir ailem  olmuştu. Jeongguk hayal ettiğim her şeyi birer birer tattırıyordu bana. Ona olan minnettim asla bitmeyecekti.

O beni kurtarmıştı.

O benim hayatımı ve hayallerimi kurtarmıştı.

"Anne kıvamı oldu mu?" Bayan Jeon'nun bana dönen yumuşak bakışları beni de gülümsetmişti. Elindeki meyveleri bırakıp, bana doğru gelmeye başlamıştı. Ona her anne dediğimde gülümsemesini saklayamıyordu. Bu benim de hoşuma gidiyordu. ' Bana anne demek istersen çekinme' dediğinde bunu başta tuhaf bulmuş ardından bu şefkat dolu sözcüğe sığınmıştım.

Daha önce anne dediğim beden, her seslenişimde yüzünü buruştururken Bayan Jeon mutluluktan havalara uçuyordu. Bu yalnızca benim için geçerli değildi. Öz çocukları da anne diye seslendiklerinde mutlu oluyordu. Onun da zor şeyler yaşadığını biliyordum ve bazen bunu ne kadar hayal etmiş olabileceğini düşünüyordum sonra kendi çocuklarımın olacağını düşündüğümde ben de heyecan ve mutluluk doluyordum.

Kötü bir ebeveyn olmayacaktım. Hatta Bayan Jeon'u bu konuda örnek alıp, çocuklarıma onun gibi bir yaklaşımda bulunmak istiyordum. Onları her konuda destekleyip, tüm sevgimi verecektim. Kendi çocukluğumda eksikliğini yaşadığım hiçbir şeyi onlara yaşatmayacaktım. Jeongguk'un da bunlara hayati önem vereceğinin bilincindeydim.

"Biraz daha karıştır aşkım"  kıvamına baktığı kek hamurunun olduğu kabı yeniden bana uzatıp, saçlarımı öperek yerine geçmişti. Artık odaya kapanmıyor ve evdekiler ile vakit geçiriyordum. Şimdi ise Bayan Jeon ve yardımcılarla birlikte akşam yemeği hazırlıyorduk. Kek hamurunu karıştırmak gibi kutsal(!) görevleri de ben üstleniyordum.

Beni fazla yormasalar da onlarla mutfakta olmak eğlenceliydi. Gülüp, sohbetlerine katılıyordum. Hiçbir şey olmamış, hiç kötü şeyler yaşamamış gibi hissettiriyordu.

"Geldi aptal aşık" Bayan Jeon bana bakıp gülümsediğinde ben de gülmüştüm. Koridordan gelen şarkı mırıldanma sesleri elbette Jeongguk'a aitti. Birkaç gündür inanılmaz neşeli ve enerjikti. Hatta şirkete gidiyor ve sızlanmadan babasına yardım ediyordu. Bu durum beni şaşırtsa da üstelemiyor ve dilediği gibi davranmasına göz yumuyordum.

"Sevgilim burada mı?"

Araladığı kapıdan kafasını uzatıp, içeri doğru seslenmişti. Geniş mutfağın L şeklinde olan tezgahının en köşesinde yüksek bir tabureye oturuyordum. " Kek yapıyor" diyerek gülen Bayan Jeonla birlikte içeri adımlamış ve beni görmüştü. İkimizin de yüzünde kocaman gülüşler yer edinmişti. Üstünde iş kıyafetleri değil, daha sportif ve günlük kıyafetler duruyordu. Yukarı çıkıp üstünü değiştirmiş olmalıydı.

CARMEN - taekook Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin