reflection

1.3K 130 77
                                    

Oy ve yorumlarınızı bekliyorum, keyifli okumalar ❤️

Çekiniyordum.

Odasının olduğu hastahane koridoruna adımladığımda hissetiğim tek duygu buydu; Çekingenlik. Üstümdeki montun ceplerine sıkıştırdığım sabırsız ellerimi çıkartıp birbirine sürtmüştüm.

Dün hastaneden Heechul ile birlikte çıkmıştık. Neler yapabileceğimiz konusunda konuşmuş ve belli birkaç taslak oluşturmuştuk. Heechul'ün anlattığına göre Hong kuzeylilerden iş saklayıp, onlardan gizli haraç alıyormuş. Ayrıca kuzeyliler hakkında çoğu bilgiyi satıyormuş.

Daha önce iş yaptığı çoğu kişi Heechul'e bunların belgelerini kopyalayıp vermiş. Belgeleri inceleyip, Yugyeom'a gerçek olup olmadıklarını araştırmasını söylemiştim. Heechul, anladığım kadarıyla tüm bilgi ve para akışının toplandığı biriydi. Hong, nasıl ki Kuzey'e çalışıyorsa o da Japon mafyaları ile işbirliği içinde. Ama yinede her türlü alışverişten haberi olan biri.

Jiyeon arayıp, Taehyung'un uyandığını söylediğinde yanından ayrılıp gelmiştim. Açıkçası ne kadar kararsız kalsam da onu yalnız bırakmak istemiyordum. Belki ona söyleyeceğim bir şeyim yoktu ya da dokunmak gibi bir hakkım ama yinede onu görmeliydim.

Dün hastaneden ayrılmadan önce yanına geçip birkaç dakikalığına bile olsa onu görmeye fırsatım olmuştu. Bakışlarım yaralarına değdiği her an kendimi suçlamaktan kaçamıyordum. Onu kendi evime getirdiğim gece her şeyin iyi olacağına inanmıştım ve onu da buna inandırmak istemiştim ama biliyordum beceremediğimi. Yüzüme vurmasa bile o da biliyordu.

Koridorda biraz daha ilerlemeye devam ettiğimde bakış açıma ailem girmişti. Benim yerime burada kalıp onunla yakından ilgileniyorlardı. Hepsi kısa zamanda Taehyung'u kendileri ile içselleştirmişlerdi. Annemin kötü olduğunu biliyordum bu yüzden odaya girmeden önce yanına oturup ona sarılmıştım.

"Anne ağlama bu kadar yalvarırım. Kötü olacaksın." başını iki yana sallayıp yanağına süzülen yaşları silmişti. Yüzüme bakmadan başını eğip mırıldanmıştı.

"Çok acı çekiyor. Dayanamadım. Yanında kalamadım. Kendimi koridora nasıl attığımı bile bilmiyorum." demişti ağlamaya devam ederken. Ben de ağlamak istiyordum. Hatta günlerce bir yere kapanıp yalnızca ağlamak ve kendime lanetler etmek istiyordum ama hayır! Şuan güçlü durmak zorunda olan tek kişi bendim.

Artık ağlayıp sızlanmaya hakkım yoktu. Artık onun için çabalayıp benzeri bir durumu daha yaşamamak için Hong denen adiden kurtulmam gerekiyordu. Onunla ,beni çağırdı, bahçede kavga ettikten sonra gelip hiçbir şey olmamış gibi durmak hataydı. Elbette bir karşılık verecekti ve ben bunun bilincinde olduğum halde gelip sevgilimi benden almasına müsade etmiştim.

Bu sefer benden bir hamle bekleyecekti ve benim hamlemi çok iyi oynamam gerekiyordu. Onu alt edip bir daha asla kimsenin hayatına müdahale etmeyecek hâle getirmem gerekiyordu. Onu öldürecektim. Yemin ederim ki sevgilime dokunduğu her saniye için ona acı çektire çektire öldürecektim onu.

Bunu yaptıktan sonra sonucunun ne olacağı umrumda değildi. Taehyung iyileştikten sonra özgür ve korkusuz bir hayat yaşayacaksa bana olanların veya olacakların bir önemi yoktu.

"Jeongguk, Taehyung'un yanına geç istersen. Hemşire hanım sakinleştirici ve ağrı kesici yapmak için bekliyor."

Annemle olan konuşmamı bölen Jiyeon ile ona dönmüştüm. O da kötü görünüyordu. Kapı arasında durup bana seslenmiş ardından annemin yanına geçip teselli işini benden devralmıştı.  Ayağa kalkıp Jiyeon'nun çıktığı odanın kapısına gelip birkaç saniye soluklanmıştım.

CARMEN - taekook Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin