revenge

1.2K 126 54
                                    

Oy ve yorumlarınızı bekliyorum, keyifli okumalar
❤️

//⚠️Bu bölümde sizi rahatsız edebilecek şiddet partları var. Rahatsız olabilecekler Hong ve Jeongguk partını okumasın⚠️//

Jeongguk...
Sahnede parlayan ışıklar gibiydi kokusu. Kendini öyle yoğun bir şekilde belli ediyor ve her yerimi kuşatıp aydınlatıyordu ki! her zerrem ona çekiliyordu. Kollarımın arasındaki bedeni sarmalıyor ve en ufak bir can acısına sebep olmak istemiyordum. Gece boyunca hareketlenen bedeniyle birlikte korkuyu birkaç defa göğsümde misafir etmiş olsam da uzun bir geceyi sorunsuz bir şekilde geride bırakmıştık. Tabi uykusunda sürekli sayıklamış olmasını bir kenara bırakırsak sonuç tam olarak böyleydi.

Şimdi ise yine hafif hafif kıpırdanıyor ve uyanacağının sinyallerini veriyordu. Saçlarını sanki gece boyunca sayısızca kez öpmemişim gibi yeniden öpüp derin bir nefesi çektim içime. Gözlerimi kapatıp tamamen uyumasını bekledim. Uykusuzluktan yanan gözlerim yatışmaya başladığında, hareketleri daha seri bir hâl almıştı. Yeniden gözlerimi açıp ona baktığımda uyandığını görmüştüm.

"Günaydın güzelim" sesim kulağına dolduğunda dudaklarını büzmüş ve biraz daha bana yaslanmıştı. Sağ göğsüme yaslı, sırt üstü uzanıyordu. Ellerim belini okşuyor ve onu uyku mahrumluğundan çekip almak yerine daha da mayıştırıyordu.

"Günaydın" henüz uyandığı için boğuk çıkan sesine bile öpücükler kondurmak istemiştim. Havaya bıraktığı tüm nefesleri toplamak ve bir yerde saklamak istiyordum. Bir süre sonra hepsini avuçlayıp en narin öpücüklerimi armağan etmek istiyordum.

Üzerimdeki baskısını azaltıp avuçlarından destek alarak doğrulmaya çalışmıştı. Anında ona yardım edip, onunla birlikte doğrulmuştum. Yatak başlığına sırtımı yaslayıp onu da göğsüme çekmiştim. Yanağını koyduğu göğsüme ufak bir öpücük bırakmış ve kalbimin teklemesini sağlamıştı.

"Ağrın var mı?"

"Hayır yok ama karnım aç" kıkırdayıp yeniden saçlarını öpmüş ve elimin altındaki omzunu sıvazlamıştım. "Tamam güzelim önce seni yıkayalım ardından birlikte kahvaltı yaparız hm?" ondan gelen bir kafa onayıyla birlikte yataktan çıkmak için hareketlenmiştim.

Yavaş hareketlerle yataktan çıkıp üstündeki pikeyi kaldırmıştım. Alçısı çıkmıştı ama sargıları hâlâ duruyordu ve bu yüzden bir dizimi yatağa yerleştirip bileklerine eğilmiştim. Sargılarını yavaşça açıp, sargı bezleri ve geri kalan aparatları bir kenara bırakmıştım. Üzerindeki pijamaları iç çamaşırıyla birlikte yavaşça çıkarıp, bedenini aynı yavaşlıkta kucaklamıştım. Kolları anında boynuma doğru yol alıp sertçe kavradığında bana bakıp gülümsemişti.

Bu sabah daha uysaldı. Dün gece bir şeyleri konuşmuş olmanın ve biraz olsun içini dökmüş olmanın rahatlığı vardı sanırım. Ben de aynı şekilde ona gülümseyip odamdaki banyoya taşımıştım bedenini.  Onu iki kişilik geniş küvete bıraktıktan sonra üstümdeki tişörtü çıkarıp atmıştım. Duş başlığını elime alıp suyun ısısını ayarlamış ve onu yıkamaya başlamıştım.

Vücudunda gezinen ellerimi izliyor bazen ise bakışlarını yüzüme taşıyordu. Huzurlu gibiydi ve o huzurlu olunca ben de huzur dolu oluyordum. " Saçlarını da yıkamamı ister misin?" üst bacağında yer edinen bir yaranın kabuğunu soyarken aynı zamanda başını olumsuz anlamda sallamıştı.

"Yıkayınca acıyor. Hem yüzüm hem de başımdaki yara" hâlâ bacağındaki yarayla ilgileniyordu. Kanayan küçük yaradan ellerinin çekmiş ve yeniden bana bakmıştı. Kanattığı noktaya su tutmuştum. Ardından baş parmağımı yanağına götürüp okşamıştım.

CARMEN - taekook Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin