21

66 9 31
                                    

MEDYA : Doğu

                  Lady Gaga - Poker Face


Bol bol yorum lütfen




 Mümkün olabilecek en kötü şekilde geçirdiğim gecenin ardından sonunda sabah olmuş ve kalkma vaktim gelmişti. Hoş, doğru düzgün uyuyamamıştım da zaten. Yarım saatlik aralıklarla sıçrayarak uyanmıştım her seferinde. Mide ağrım ve karın ağrım aynı anda kendini göstermişti. Sıcak su torbası tüm gece vücudumdan 1 santim bile ayrılmamıştı, 2 kere de kalkıp ağrı kesici almıştım. Yine de bana mısın demiyordu. Üstümdeki anlamsız sinirle dönüp durmuştum.

 Hava aydınlanınca saate bakmak için telefonumun güç tuşuna bastım. Ama saat yerine kenardaki takvim dikkatimi çekti. Beynimin içinde kısa bir tur attım, bir şeyleri kaçırmışım gibi geliyordu. Arkalarda kalan bilgi yavaş yavaş önlere kayarken telefondaki uygulamaya baktım. Evet haklıydım, bir şeyleri kaçırmıştım. Reglim gecikmişti. Karın ağrımın sebebi buydu demek  ki. Gerçi şaşırmamam gerekirdi. Birkaç aydır aynen bu şekilde devam ediyordu.

 Yorganı üstümden kaldırıp karnımla midem arasında bir yeri tutarak banyoya gittim. Yüzümü soğuk suya sokup üstümdeki ağır histen kurtulmaya çalıştım ama üşümemden başka işe yaramamıştı. Musluğu kapatıp odama geri geçtim. İçime okulun kısa kolu tişörtünü, üstüne okulun sweatini onun üstüne de okulun kalın hırkasını giydim. Okul pantolonunun altına da kalın bir tayt giymiştim. Saçlarımı tarayıp tek koluma çantayı taktıktan sonra mutfağa gidip bir ağrı kesici daha aldım. Belki okulda da lazım olur diye kutusunu çantama attım ve aşağı indim. 

 Dışarı çıktığımda yaptığım ilk şey kapşonumu takmak oldu. Soğuk hava zaten kızarık ve sıcak olan gözlerimi daha da yaktı. Gözümü birkaç kere kırpıp alışmaya çalıştım. Soğuktan nefret ediyorum.

 Sitenin kapısını açıp çıktığımda tam karşımdaki kaldırımda Alisa ve Maxim'i gördüm. Benim üzerimdeki 5 kiloluk kıyafetlerin aksine ikisi de kısa kolluydu. Onlara bakınca tekrar ürperdim. 

"Günaydın," dedi Alisa bozuk Türkçesiyle. Bu haliyle bile telaffuzu Maxim'den katbekat daha iyiydi. Ona 'merhaba' demeyi öğretirken bile canım çıkmıştı, her kelimeye isyan ediyordu.

"Günaydın," diye karşılık verdim sesimi yükseltmeye çalışarak. Yolu bir kere kontrol ettikten sonra yanıma geldi Alisa. Maxim de ona uydu. 

"Servis kaçta geliyor?" dedi Alisa. 

"7 gibi genelde. Birkaç dakika geri veya ileri gidebiliyor." Maxim kolundaki gümüş saati kontrol ettikten sonra arka cebindeki kutuyu çıkardı içinden bir sigara aldı. 

"Okulda onunla yakalanman senin için pek hoş olmaz," dedim o çakmağı çakarken. "Disipline gidersin." 

 İçine çektiği dumanın fazlasını dışarı üflerken bana bakmadı bile. "Yakalanmam." 

"Sen bilirsin." Sınıfa baskın yaptıkları zaman göreceğim ben seni!

"Hey," dedi Alisa koluma girip bizi abisinden uzaklaştırırken. "Siz hâlâ...  devam ediyor musunuz?" Sesi çok kısıktı.

"Hayır," dedim onun gibi sesimi alçaltarak "Dün bitirdik. Söylemedi mi?"

"Hayır, söylemedi. Bize hiçbir şey anlatmaz ki o." Buna şaşırmamıştım. 

"Öyle işte. Artık özgür." Başka herhangi bir yorum yapmadan sustum. Zaten o sırada yolun başından farları yakmış şekilde gelen servisi gördüm. "Geliyor," deyip haber verdim Alisa'ya.

YİNE YENİ YENİDENHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin