MEDYA : Maxim
Avicii - Wake Me Up
Altı çizili kısımlar Rusça
Hastanenin acil servisinde sesler asla kesilmiyordu. Ağlayan bebekler, çığlık çığlığa koşturan çocuklar, acıdan inleyenler...
Beşimiz yan yana yataklarda yatarken bu sesleri geri bastırmaya çalışıyorduk. Hepimizle tek tek ilgileniyorlardı. Ben sıramı çoktan geçirmiştim.
Sandığımın aksine kolum çatlamamış, kırılmıştı ve bu yüzden de alçıya almışlardı. Kaşımda da hafif bir açıklık olduğu için 4 dikiş atılmıştı. Ceylin'in dudağına pansuman yapmışlar, Yankı ve Aras'ı da moraran yerlerine buz koyarak idare etmişlerdi. Genel olarak iyi durumdaydık. Ama Emre için kesinlikle aynı şeyleri söyleyemezdim. Alnı çok fena yarılmıştı, kafasında ufak tefek sorunlar vardı. Gözü ise mosmordu. En fazla hasarı kesinlikle o almıştı. Hemşire kafasının sararken küçük küçük inliyordu.
"Artık biriniz ne olduğunu anlatacak mı acaba?" dedi amcam doğrudan Aras ve Emre'ye bakarak.
"Hiç bize bakma baba, ne olduğunu bilmiyoruz," dedi Emre. "Ben Ceylin'in bağırdığını duydum, bi baktım birbirlerine girmişler. Bizim kızlar dayak yiyor diye daldık aralarına biz de."
"Valla hiç de dayak yiyor gibi durmuyorlardı uzaktan," dedi amcam. "Siz onlardan daha çok dayak yediniz." Kenarda duran hemşireyle doktor kısık sesle güldü.
"Ben anlatayım dayı," dedi Ceylin. Sonra babama döndü. " Dayılarım. O çocuklar anneannemin bizi beşik kertmesi yaptığı çocuklardı. Hilal'le biz onların annesini o evde görünce kesin bunlar da buradadır diye girmedik, dışarı çıktık."
"Lan! O çocuklar onlar mıydı? " diye atladı Emre. "İyi ki de dövmüşüm ha, içimde kalırdı yoksa."
"Ay bi sus Emre. Ne diyordum? Heh. Biz dışarı çıkınca bunlar da yüzsüz gibi peşimizden geldiler."
"Sonra öğrendik ki," diye araya giren ben oldum. " Onları bizim yanımıza gönderen kişi meğer babaannemmiş. 'Kız evi naz evidir' gidin konuşun, demiş." Ceylin de devam etti.
" Bunlar yanımıza gelip gevşek gevşek davrandılar, konuşmaya çalıştılar. Tersledik falan ama en son sapıklar tacize başlayınca ip koptu."
"Ne?!" Beşi de şaşırmış şekilde bize baktı.
"Ne sanmıştınız? Durduk yere saldırdığımızı mı?"
"Niye bize gelmediniz? " dedi babam.
"Denemediğimizi mi sanıyorsun?" dedim. " İzin vermediler. Onlar bir tanesine şahit oldu." dedim parmağımla Yankı, Aras ve Emre'yi gösterirken.
"Evet gördüm. Bize gelmeye çalışırken Hilal'i saçından çekip düşürdü."
"Ki daha öncesi de var," dedi Ceylin. "Kaç kere kaçmaya çalıştık. Hapsettiler bizi resmen." Babamla amcam birbirlerine bakıp durumu idrak etmeye çalıştılar. Hemşire, Emre'yle işini bitirince bizim yanımızdan ayrıldı. Bir süre sonra babam " Çıkış işlemlerini halledelim," diye amcamla beraber gitti. Onlar gidince kısa bir sessizlik oldu. Daha sonra göz göze geldik ve kahkaha atmaya başladık. Gerçekten, şu an o kadar ironikti ki.
"Fotoğraf çekmeliyiz," dedi Ceylin. "Şu halimizi kaydetmezsek olmaz." Telefondan kamerayı açıp Yankı'nın eline tutuşturdu. Hepimiz yataklarımızda doğrulup hasarlarımız belli olacak şekilde durduktan sonra farklı açılardan birkaç fotoğraf çekildik. Daha sonra tekrar yatış pozisyonlarımıza döndük. Telefonumu alıp interneti açtım. Arkadaş grubumdan ve Alisa'dan mesaj vardı. Önce Alisa'nın mesajına baktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YİNE YENİ YENİDEN
Novela JuvenilBunca zaman boyunca aşkla hiç işim olmadı. Bunun kontrol edebileceğim bir şey olduğunu ve istemediğim için birine aşık olmadığımı düşünürdüm. Ama yanıldığımı çok ağır bir şekilde şu an anlıyorum. Kontrol edemiyorum, baskı kuramıyorum, yok edemiyorum...