19

62 8 30
                                    

MEDYA: Maxim

Halsey - Without Me

İtalik konuşmalar İngilizce

Bölüm hakkında bol bol yorum lütfen 🤓

/\/\/\/\/\/\/\

Bu sene başında bir yola çıkmıştım.

İlk başta ne kadar ciddi olduğunu fark edemediğim bir yoldu. Dünyanın bir ucunda, hiçbir şeyden haberi olmayan birini kendi kafamda giydirmiş ve arkadaşlarımın beğenisine sunmuştum. Herkesin hayalindeki sevgili tipi olmuştu. Düşünceli, sadakatli, sıcak kanlı... Çıkarlarım doğrultusunda söylediğim yalanlar ve kendi tasarladığım sevgili, bu yolda beni bozmadan yanımda yürümüşlerdi.

Taa ki o dünyanın bir ucundaki çocuk burnumun dibinde bitene kadar.

Gerçek Maxim yalanların tam zıttıydı. Soğuk, sinirli ve bağımsız biriydi. Onunla beraber geçirdiğim iki haftada kinci olması en nefret ettiğim özelliği olmuştu. Hiçbir şeyi unutmuyor, söylenen, yapılan her şeyi zamanı gelince ortaya döküyordu. Benim yalanlarıma ayak uydurmayı kabul etmesi onun kötü bir insan olmadığını gösteriyordu belki ama kini, bu oyunu devam ettirmemi engelliyordu.

Aramızda soğuk savaşların geçtiği 1 haftayı daha geride bırakmış, beraber geçirdiğimiz 3. haftaya girmiştik. Derslerde gerekmedikçe iletişim kurmuyor, haftada birkaç gün öğle aralarında kantine inip 15 dakika göründükten sonra geri çıkıyorduk. Beraber olduğumuz zamanları da olabildiğince azaltmaya çalışıyordum. Sonuçta biz bu oyunu bitirdiğimizde Boran'la tek başıma mücadele etmem gerekecekti.

Biz Ekim sonuna adım adım yaklaşırken, sınavlar da bize adım adım yaklaşıyordu. Bu sene üzerimde fizik, biyoloji, kimya görmediğim için bir rahatlık olsa da, İngilizce dersinin kredisinin yüksek olması beni az da olsa huzursuz ediyordu. Varımı yoğumu İngilizce ve matematik çalışmaya yoruyordum. Okulda arta kalan zamanlarda da Maxim'e söz verdiğim gibi Türkçe öğretip arkadaş edinmesine yardımcı oluyordum.

Pazartesi günü son zil çaldığında herkes aceleyle okulu boşaltırken biz en geride kalmış yavaş yavaş yürüyorduk, yetişmemiz gereken bir yer yoktu.

"Hilal?" dedi Alisa. Maxim'le ikimiz arasındaki mesafeyi her ne kadar fark etmiş ve ben ona nedenini anlatmış olsam da o neşesinden bir şey kaybetmeden ikimizi de aynı anda idare edebiliyordu.

"Efendim?"

"Hangi servise biniyoruz?"

"Biz mi?" Şaşkınlıkla ona döndüm. "Siz de mi servise biniyorsunuz?" Kafamı kaldırmadan Maxim'e bakmaya çalıştım. Bana hiçbir şey söylememişti.

"Evet! Sonunda kendi evimize taşınabildik. Annem teyzemden uzak kalmak istemediği için ona yakın bir yer tercih etti. Kendi evimiz de sizinkine çok yakın. Yani, ben öyle olduğunu düşünüyorum çünkü teyzemlerin evi öyleydi."

"Yakın olmamıza çok sevindim," dedim içten bir şekilde. Alisa'yla istediğim zaman görüşebilecek olmam beni sevindirmişti. "Gelin size göstereyim."

Peşimde onları sürükleye sürükleye servise ilerledim. Çıkış kapısına en yakın sınıf bizimki olmasına rağmen oyalandığımız için servis neredeyse dolmuştu. Sessiz servise ben önde onlar arkada ilk adımı atar atmaz durduk.

Maxim arkamda sadece bizim duyacağımızı sandığı ama bu sessizlikte herkesin duyup Alisa dışında kimsenin anlamadığı Rusça şeyler söyledi. Alisa uyarır gibi elini hafifçe göğsüne vurdu, sanırım kötü bir şey söylemişti.

YİNE YENİ YENİDENHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin