MEDYA: Taylor Swift - Gorgeous
Koridorda olduğum yerde kaçıncı dakikamı doldurduğumu bilmeden put gibi durmaya devam ettim. Birkaç bahaneyle geçiştirerek Erdem hocayı göndermeyi denemiştim. En sonunda olayı anlatacağıma inandığında gitmeye ikna olmuştu. Normalde öğretmenler öğrencilerin hayatlarına çok dahil olmak istemez ya da buna uğraşmazlardı ama ciddi bir şeyler olduğunu anladığından bu kadar üstüne düştüğünü düşünüyordum.
"Seni bekliyorum." Maxim'in bıkkın sesiyle düşüncelerimden kopup ona döndüm. Kollarını göğsünde birleştirmiş, bir omzunu duvara dayamış, bir şeylere cevap bekliyordu.
"Önce senin işini hallediyoruz."
"Hayır," dedi Maxim. "Öyle olmayacak. Önce senin anlatmanı bekleyeceğim." Ona dönüp ben de bir omzumu duvara dayadım ve doğrudan yüzüne baktım.
"Bunun için zamanımız yok. Kurul toplantısı bugün. Ayrıca ben her şeyi anlattıktan sonra senin vazgeçmeyeceğinden nasıl emin olabilirim?"
"Sence hangimiz yapması gerekeni yapmaya daha istekli?"
"Gururunu fazlaca önemsediğini düşündüğümden bu sorunun cevabı senmişsin gibi duruyor."
"Gururumu önemsiyor olabilirim ama ceza almaya dışarıdan gözüktüğü kadar da hevesli değilim. Ayrıca bunlar birbiriyle alakalı bile değil. Bunun gururla alakası yok. Sadece, istemiyorum." Maxim'in kadar hızlı konuştuğunu ilk defa duyuyordum. Yüz ifadesine bakılırsa sinirleri yükseliyor gibiydi.
"Ama," Sesimi ayarlayıp gerginliğimi geri ittim. Bu durumda bir de onunla tartışmaya girmeyi gerçekten hiç istemiyordum. "Ne diyeceğimi bilmiyorum. Ne anlatmam gerektiğini düşünmedim. Önce bunu hazırlamam gerekiyor."
"Hayır gerekmiyor, Hilal. Bu üzerine düşüneceğin bir şey değil, önceden ezberlemen gereken bir konuşma değil. Onun yaptıklarını en başından itibaren anlatacaksın. Ne zaman başladı, seni nasıl rahatsız etti. Bunları anlatmak için hiçbir şeyi hazırlaman gerekmiyor. "
"Kendimi hazırlamam gerekiyor, Maxim." Sırtımı yeniden duvarla buluşturdum. "Bunu söylemek için hazır hissetmiyorum kendimi. Çok uzun zaman kimseye söylemeden devam ettim, buna alıştım." Önüme geçip kafasını bana doğru eğdi.
"Ama daha önce yaptın. Alisa'ya söyledin, bana söyledin. Tekrar yapabilirsin."
"Şu an yapamam. Yapacağım, ama bugün değil. Lütfen, anlamaya çalış biraz." Derince nefes alıp kafasını kaldırdı. Uzunca bir süre gözlerime baktı.
"Peki, öyle olsun. Ama yapacaksın. Sadece şu an değil. Eğer yapmazsan benim seve seve yapacağımı bil."
"Yapacağım." Başımı sallayıp onu onayladım. "Ama şimdi seninle ilgilenmemiz gerekiyor." Kolundan tutup merdivenlere yönlendirdim. Nereye gittiğimizi anladığında çok memnun olmasa da itiraz etmedi.
Doğu'nun sınıfına geldiğimizde içeride olduğundan neredeyse emindim. Nefes alır gibi soru çözüyordu. Bahçede bile zar zor görüyordum onu artık.
İçeri girince kafamı direkt Doğu'nun oturduğunu bildiğim sıraya çevirdim. Oradaydı, önünde kalın bir test kitabı açıktı. "Doğu," diye seslenince kafasını kaldırdı ve beni görünce gülümsedi.
"İstersen sen burada bekle," dedim Maxim'e. "Kısa sürecek." Bir şey demeden kafasıyla onayladı ve diğer tarafa döndü.
Sınıftan içeri girip Doğu'nun yanındaki boş yere oturdum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YİNE YENİ YENİDEN
Fiksi RemajaBunca zaman boyunca aşkla hiç işim olmadı. Bunun kontrol edebileceğim bir şey olduğunu ve istemediğim için birine aşık olmadığımı düşünürdüm. Ama yanıldığımı çok ağır bir şekilde şu an anlıyorum. Kontrol edemiyorum, baskı kuramıyorum, yok edemiyorum...