13

82 14 39
                                    

MEDYA: Boran

maNga - Yine Yeni Yeniden

Sınır +8 oy

Maxim'i engelledikten sonra Alisa'ya karşı olan vicdan azabımı az da olsa azaltabilmiştim. Ama içimde hâlâ diğerlerine yalan söylüyor olmanın getirdiği suçluluk duygusu vardı. Her zaman yaptığım gibi duyguları ve vicdanı bir kenara bırakıp düşündüğümde doğru yolda olduğumu fark edebiliyordum, mantıklı olan buydu. Olayın diğer yüzünü çevirdiğimde doğru ve yanlış birbirine karışıyor, mantığım cevap vermeyi reddediyordu, sıkışıp kalmıştım.

Haftanın başından beri düşünüp duruyor ve bir çıkış yolu bulmaya çalışıyordum. Eğer bu yalanı bırakmazsam herkes gerçeği çok daha farklı ve hoş olmayan yollardan öğrenirdi. Öğrenilirdi, bir şekilde ortaya çıkardı ve bu sefer kendimi ifade edemezdim. Ve eğer bırakırsam da Boran tekrardan peşime düşerdi. Derdim diğerlerinin beni nasıl göreceği değildi. Ben kendimi korumak için böyle bir yola başvurmak zorunda kalmıştım ve kendimden başkasına hesap vermek zorunda değildim. Ama öğretmenlerle her zaman iyi anlaşırdım ve davranış açısından tabiri caizse onların örnek gösterdiği öğrenciydim. Adım adım mezuniyete yaklaşırken onların gözündeki bu imajımı yok etmek istemezdim.

2 gündür düşünmekten başka yaptığım hiçbir şey yoktu. Kendimi ne zaman dersleri dinlemeye zorlasam bir şekilde felaket senaryoları gözümün önünde uçuşmaya başlıyordu. Eve geldiğimde de başka bir şey yaptığım söylenemezdi.

Çarşamba gününü de yuvarlana yuvarlana bir neredeyse bitirmiştim. 2 ders sonra eve gidecek ve daha özgür bir şekilde düşüncelerimle kendime işkence edebilecektim.

Teneffüste Hayal, lavaboya gittikten sonra, Dilara bugün gelmediği için boş olan yanıma oturdu.

"Hayırdır, pek bi' dalgın gördüm seni?" Gözlerimi karaladığım kağıttan kaldırıp ona baktım. Birine gerçeği söylesem ne olurdu ki? Başıma en fazla ne gelirdi? Söyleyeceğim kişi uzak olduğum birisi de değildi sonuçta, arkadaşımdı. Belki de beni bu felaket girdabından kurtarabilirdi.

"Hilal?" Elini gözümün önünde salladı. Sanırım çok uzun süre onu incelemiştim.

"Sana bir şey söylemek istiyorum," dedim neredeyse fısıltıdan farksız sesimle. Oturuşunu dikleştirdi.

"Dinliyorum." Yapacağım şeyi tekrar düşündüm, geri dönüşü olmayacaktı. 'Şaka yaptım' deyip sıyrılamayacaktım.

"Benim bir sevgilim yok." Nefesini tuttuğunu gördüm. Evet, konuya çok ani giriş yapmıştım ama üzerimdeki yükten bir an önce kurtulmak ve tepkisini ölçmek istiyordum. Devam ettim.

"Böyle bir kişi yok değil. Tam olarak size anlattığım özelliklerde birisi var. Rus, tatilde tanıştık, konuştuk, yan yana odalardaydık, bir kız kardeşi var ve onunla arkadaşız. Yalan söylerken bile elimden geldiğince gerçeklere bağlı kalmaya çalıştım. Sanırım doğru olmayan tek şey, onunla sevgili olduğum kısım." Tepki vermesini bekleyerek sustum. Tuttuğu nefesini bıraktı, dudakları yukarı doğru kıvrıldı.

"Biliyordum." Şaşkınca ona baktım.

"Biliyor muydun?"

"Evet. Aslında daha çok tahmin yürütüyordum diyelim. Benim tahminlerim daha çok böyle birinin var olmadığı yönündeydi. İnanmamıştım pek." Sinir yavaşça vücuduma tırmanmaya başlamıştı.

"Seni inandıramadığım kısım neresiydi tam olarak? Tek bir şey dışında anlattıklarımın hepsi doğru. Bu kadar imkansız olan şey ne? Hepiniz de çok güzel yediniz valla, hiç inkar etmeyin." Göğsüm hızla inip kalkıyordu. Fazla agresif davrandığımı fark ettiğimde kollarımı bağlayıp önüme döndüm. Neyse ki Hayal de bana aynı şekilde karşılık vermemişti.

YİNE YENİ YENİDENHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin