3.bölüm

2.7K 164 50
                                    

    Hayat bazen bizi bi şeylerden mahrum bırakır, ben ise hayatın her yönünden mahrum kalmıştım. Kimsesiz çocukların öfkesi en korkutucu öfke oluyormuş. Bunu kendimde daha net gördüm. Hayatım boyunca bana hep acımasız olmak, kinini taze tutmak öğretilmişti. Kimsenin beni üzmesine izin vermemiştim.

    Güçlerim haricinde bu hale gelebilmek için çok çabalamıştım. Daha küçücük bir kızdım, kuzgunların ne olduğunu öğrendiğimde. Görevim mavi aydaki o çocuğu bulmaktı. Hangisi bilmiyorum ama bulacağım ve görevim bitecek. İstesem görevi iptal edebilirim ulu kuzgun falan bana işlemez. Bunu onlarda çok iyi biliyor.

    

Şarkı dinleyip okula doğru yürüyorum dün gece gördüğüm rüyalardan sonra Zihnim beni çok zorluyordu. Okula geldiğimde sınıfa çıktım. Kimse gelmemişti. Sınıfın kapısı açıldı mavi ay girdi ama çağan bişeylere söylemiyordu ben sıramda otururken onun sınıfa arkası dönüktü beni farketmedi.
" ya anlamıyor musunuz? Tuana da bişeyler var hiç sevmedim güvenmiyorum." Dediğinde yalandan acıyla Gülümsedim. Çağan hariç herkes burda olduğumu farketti. İşaret parmağımı dudağıma götürüp susmaları için işaret yaptım.

    " ben anlamıyorum ki Leya ne ara bu kadar sevdi. Ben sevmedim tamam mı ve o kızı yanımızda  istemiyorum" dedi.  Arkasını dönünce beni gördü.
" dün rahatsız olacağını söyleseydin gelmeyecektim zaten. Sen gelebilirsin dedin diye  geldim. Kusura bakmayın ." Dedim. Çağan hala şaşkındı. Diğerleri ise bu şekilde duymama üzülmüştü. Sıramdan kalkıp sınıftan çıktım. Derse girmeyecektim, buda suçlu hissetmelerine sebep olacaktı. Arka bahçeye gidip çimenlere uzandım.

      Çağan  bana güvenmiyordu en kısa zamanda bu konuda da bişeyler yapmam gerekiyordu. Plan düşünmem gerekiyordu. Çağanın en büyük zaafı kız kardeşi gibi gördüğü kızlardaki. Yani Ülkü ve Leya o yüzden işim onlarla olacaktı.

Yanıma birinin uzandığını farkettim ama kafamı çevirmedim, gökyüzüne bakıyordum.
" Kusura bakma." Dediğinde Mete olduğunu anlamıştım. Hafif güldüm.
" boşver. İstenmeyen olmak alışkın olduğum bişey." Dedim. Bana baktı.
" nasıl yani?" Dediğinde derin bi nefes alıp ona döndüm.
" çok konteynırında bulmuşlar beni, bi çöp gibi çöpe atmışlar. " Dedim. Gözlerine üzüntü oturdu ama o kadar normal bişeymiş gibi söyledim ki şaşırdı.

" çağan kimseye güvenmez kolay kolay." Dediğinde kafa salladım.
" bende kimseye güvenmem o yüzden yanlış anlamadım." Dedim. " çok güzel bir arkadaşlığınız var sizi düşünmesi normal."
" sence güzel bişey mi? Bizi sürekli düşünmesi." Dedi.
" yani... bilmem ki? Daha önce öyle bir durumum olmadı yani kimse beni düşünmedi. Tek başıma büyüdüm ben, şans işte sokakta ölmemişim." Dedim
" içimden bir ses çok ilginç bir hikayenin olduğunu söylüyor." Dediğinde gülümsedim tabiki yalandandı.
" hemde ne hikaye." Dedim Mete doğruldu.
" hadi sınıfa gidelim." Dediğinde kafa salladım
" sen git ben gelmeyeceğim." Dedi. Üstelemedi kalktı.
Mete yanımdan uzaklaştığında sırıttım.
" ve ilk av kafese girer." Bu iş sandığımdan da kolay olacak...


Derslere girmek istemediğim için okuldan çıkıp koşarak eve gittim. Okumu ve yayımı alıp ormana gittim. Hedefleri kurdum. Atış yapmaya başladım. Çağanın güveni için bir plan yapmalıydım. Kesin çözümü olan bir plan.... leyanın canını kurtaran bir tuana olursa hiçte fena olmazdı aslında... atış yapmayı bırakıp hemen savaşa planı anlatan bir mesaj attım. Uygun zamanda savaşa haber vereceğim ve uygulayacağız Sonra mesajları silip telefonu cebime koydum. Atış yaptıktan sonra sesler duyunca hızla ağacın tepesine çıktım. Mavi ay'dı.




Kuzgun ve Tozkoparan Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin