18. Bölüm

2K 145 38
                                    

   Sabah birinin beni dürtmesiyle uyandım. Salih hocaydı. Yatakta doğruldum
" tuana  öğlen oldu. Bugün çalışmamız vardı ama herkes geldi çağan gelmedi. Ülkü yerini bulmaya çalıştı telefonu  evde kendisi yok." Dedi. Telaşla ona baktım.
" nereye gitmiş olabilir ki hocam?"Dedim.
" bilmiyorum  aramamız lazım hazırlan çıkalım."

    Hemen hazırlanıp bahçeye çıktım bizimkilerde burdaydı.
" ayrılalım öyle arayalım. Bi yandan da nereye gitmiş  olabilir düşünelim." Dedim hepimiz dağıldık. Telefonum ötünce hemen baktım alarmdı. Biri kaç gün önce bugünü hatırlatsın diye kurmuştum ama unutmuşum. Bugün ne vardı ki? Hemen tarihe baktım
"21 Temmuz 2021" diye fısıldadım.
" tabi ya cereninDoğum günü bugün."
Hemen esatı aradım.
" esat bugün Ceren'in Doğum günü, ben mezarlığa geçiyorum sizde çağanın evine gidin belki oraya gelir." Diyip telefonu kapattım.

      Orda olmasını umuyordum çünkü başka nerde olabilir bilmiyorum. Koşarak mezarlığa geldiğimde hemen Ceren'in mezarına geldim. Toprağa su dökülmüştü yani burdaydı ama şimdi nerde? Sinirden ağlamak üzereydim. Esata mezarlığa uğradığını ama şuanda burda olmadığını yazdım. Tam telefonu cebime koyacakken tekrar çaldı. Yurdun müdiresi arıyordu. Açtım
" efendim?"
" tuana Kara kola  geldiğimiz gün arkadaşların yanındaydı , şimdi o arkadaşlarından biri burda, kaderi beraber bulmuşsunuz.  Sabah çok erken geldi.Onunla oynadı sonra burda uyuyakalmış. İyi görünmüyordu." Dediğinde şaşırdım.
" tamam biz sabahtan beri onu arıyoruz. Ben hemen geliyorum kötü bir anısı olan gün geçiriyor. Siz kader uyandıysa yanından alın , çağan uyanmasın ben 5 dakikaya oradayım." Diyip telefonu kapattım.

    Hemen Esatı aradım. Bi yandan da yurda koşmaya başladım.
" esat çağan yurda gitmiş, kaderi görmeye ama uyuyakalmış. Ben şimdi gidiyorum alıp gelicem. " Dediğinde değen bi nefes verdi
" gelmemize gerek varmı?"
" hayır gerek yok  siz Salih hocanın evine geçin ben getiricem onu hadi görüşürüz."diyip telefonu kapattım.
Yurda gelince hemen içeri girdim. Müdireyi görüp yanına gittim.
" burda uyuyor, kötü görünüyord." Dedi
" bugün ölen kardeşinin Doğum günüydü. Mezarlığa da gitmiş sonrada buraya gelmiş." Dedim müdire kafa salladı  yanımdan ayrıldı

      Odaya girdim. Yatakta yan dönmüş kollarını birbirine sarmış, bacaklarını kendine çekmişti. Herkesin kötü bir günü vardı işte . Yanına yaklaştım. Onu böyle çaresiz görmek beni bitiriyordu. Ona karşı ne hissettiğimi biliyordum ama onun ne hissettiğini bilmiyorum diye korkuyorum. Kirpiklerine baktım uzun uzun.... ilk defa bu kadar yakından inceleme fırsatım oluyordu. Kimse umrumda olmadı yanına uzandım.  Kolumu  katlayıp kafamın altına koydum. Bugün içinde yaşadığı tüm acıları bana geçsin istiyorum. Hepsini ben yaşayayım ama olmuyor işte. Elim yanağına gitti. Gülümsedim
" kardeşini koruyamadım ama sana kimsenin yaklaşmasına izin vermem. Çünkü artık biliyorum ki bende sensiz yapamam.. Bunları sana söyleyemem, ama sana zarar gelmesine izin vermem. Gerekirse kendimden vazgeçerim." Dedim fısıltıyla. 

   Bi kaç dakika öyle yüzüne baktım. Unutmaya korkuyordum. Görmezsem nefes alamam... yavaş yavaş gözlerini aralamaya başladı. Yorgun gözleriyle göz göze geldim.
" günaydın." Dedim fısıltıyla.
" günaydın." Dedi. " gerçekten burda mısın?"
Güldüm. Elimi yanağına koydum.
" gerçekten burdayım. Şu anı bozmak istemezdim ama öldük meraktan, Salih hocalar bekliyor." Dedim. Kendine gelmek için gözlerini kapattı bi kaç saniye sonra açtı.
" saat kaç oldu ki?" Dediğinde gülümsedim
" öğleni geçti sen yoksun ortada." Dedim yatakta doğruldum.

      " ben gidiyorum cesuru görecem. Sende bi zahmet kendine gel bahçeye gel." Dedim. Güldü. Odadan çıktım. Bahçeye indiğimde  cesuru görünce gülümsedim beni gördüğünde yanıma koştu.
" tuana abla arkadaşın buradaymış. Hani nerde?" Dediğinde kafa salladım
" yukarıda birazdan bahçeye inicek, biz o abiyle kaderi bulduk. Onu görmeye gelmiş." Dedim bi çardağa oturduk. Cesur belime sarılmıştı kafası göğsüme geliyordu.

      Tam o sırada Çağan yanımıza geldi. Karşımıza oturdu
" bak cesur bu çağan." Diyip cesura baktım
" bu mu senin erkek arkadaşın?" Diye sorduğunda çağan sırıttı. Yalandan gülümsedim tam bişey söyleyecekken çağan araya girdi
" evet cesur, benim erkek arkadaşı." Dedi şok oldum. Kalbim hızlandı.
Cesur beğenmemiş gibi baktı çağana" ben daha yakışıklı birşey beklemiştim. Siz bence ayrılın." Dediğinde gülmemek için kendimi tuttum. Çağan  cesura doğru eğildi .
" hadi ordan, kim var benden daha yakışıklı  hem tuana ablanda beni seviyor, bana sarılıyor, beni öpüyor" Dediğinde hem kızardım hem şok oldum.

    Alttan ayağına vurdum. Cesur bana döndü
" tuana abla  bu doğru mu söylüyor?" Dediğinde gülümsedim.
" ben her sevdiğim insana sarılıyorum. Seviyorum cesur, seni de çok seviyorum sana da sarılıyorum." Dedim. Çağan güldü
" sen her sevdiğin insanın dudağını öpüyor Musun?" Dediğinde  şok oldum. Cesur şokla "hiiii!" Diyip kahkaha attı.

      " sen gerçekten bitiren bu sefer." Diyip ayağa kalktım çağan çoktan kaçmaya başlamıştı.
" gerizekalı, herşeyi de hemen kullan . Daha sana yaklaşmayacağım." Diye çenkirirken bi yandan da onu kovalıyordum. Çağan kahkaha atıyordu. En son kahkaha atmaktan nefes alamayacağında durdu gidip kafasına vurdum.
" ya salak mısın? Herşey söylenir mi ayıp ya." Dediğimde güldü
" bişey olmaz kızım cesur kimseye söylemez." Dedi

    Tam o sırada yurttaki çocuklardan biri yanımıza koştu.
" tuana abla siz bu abiyle ağızdan mı birbirinizi öpüyorsunuz?" Dedi şok oldum. Hemen yere çömeldim
" yok  kuzum öyle bişey o nerden çıktı?"
" cesur anlatıyor, sevgililer dudaktan öpüyormuş, sende bu abiyi öpmüşsün." Dedi yutkundum.
" yok güzelim öyle şeyler ayıp tamam mı? Kimseye böyle şeyler söylenmez. Öyle bişey yapılmaz da." Dediğimde kız kafa sallayıp koşarak gitti.
" bak gördün mü hemen yetiştirmiş bücür. Yürü Salih hocalar bekliyor gidelim zaten sinir oldum."diyip önden yürümeye başladım.

    Çağan arkamdan geliyordu
" yarına kadar tüm yurtta duyulur bu resmen rezillik." Dedim sinirle, çağan güldü
" sende öpüyorsun sonra laf ediyorsun." Dediğinde sinirle durdum
" istemiyorsan geri çekilseydin. Dibimdeki kadar giren sendin. Hatırlatırım ilk vücudumdaki "K" harfini öpende sendin." Dedim o muhteşem gülüşüyle sırıttı
" yine öperim ki." Dediğinde utandım hemen yürümeye devam ettim. Söylene söylene ormana girdim.
Salih hocaların yanına geldiğimizde gidip kızların yanına oturdum bişey olduğunu anlamışlardı ama kimse sormadı. Yerin dibine girmek istiyordum şuan.

Kuzgun ve Tozkoparan Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin