12. Bölüm

2.1K 146 18
                                    

Ertesi gün okul çıkış saatine kadar göl kenarında oturdum. Telefonum çaldığında kim olduğuna bakmadan kulağıma götürdüm.
" hemen göl kenarına gel." Diyen yağızı duyunca şaşırdım.
" tamam ." Diyip telefonu kapattım. Salih hoca söylemiş olmalıydı ben zaten göl kenarındaydım. Onu beklemeye başladım.

     10-15 dakika sonra biri gelip yanıma oturdu kafamı kaldırmadım. Yağız olduğunu biliyordum. Artık o kadar yorulmuştum ki hiç bişey demedim.
" öğrendiniz mi?" Dediğimde bana baktığını hissettim.
" herkes öğrendi." Dedi. Gülümsedim
" haklıydın, zaman kolluyordun zaten, cezalandır beni." Dedim. Sustu. Yağıza döndüm.
" dün Salih hocaya itirafa gittiğinde..." diyip sustu gülümsedim.
"  o adam da oradaydı bilmiyordum, nereye düştüğümü öğrendiniz. O adam beni oraya bıraktı." Dedim

       " kuzgunların eline düşmüş bi bebektin,  işkencelerle büyüdün, hepsini öğrendik. Peki şimdi niye itiraf ettin?" Dedi. Gülümseyip ona baktım gözlerimden yaşlar akıyordu
" kendimi gizlemem Ceren'in intikamını alana kadardı." Dedim.  " hala aynı fikirdeyim ben ordan kurtulamam. Onlara ihanetimin cezası ne olacak çok iyi biliyorum ona rağmen yaptım. Savaşı öldürdüm diye beni evsiz bırakan adamlar ihanetim için neler yaparlar."

     Şaşırdı.
" ne evsizi?" Dediğinde güldüm. Gözyaşlarımı sildim. 
" onlarda yaptığının hep bir bedeli vardır. Savaşı öldürmemin bedeli de buydu. Evimden oldum. Sokakta kalıyorum  işte boşver alışkınım zaten ." Dedim  sessizlik oldu
" senin şuan bana kızman gerekiyor. En başında olduğu gibi, neden yanımda oturuyorsun?" Dedim. Gözlerime öyle bir baktı ki " Salih'in abisi bişeyler anlattı size." Diyiverdim bi anda.
" ne anlattı ?"dedim önüne döndü.

     " bi süre  sürekli seni kontrol amaçlı geliyormuş.  Sen küçük olduğun için hatırlamıyorsun büyük ihtimalle, sonra büyüdükçe gizlice seni görmeye gelmiş. Sen ilk çıktığın görevde başarısız oldun diye savaş seni dövüp odaya kapatmış. 2 gün orda kalmışsın." Dedi. Hatırlıyordum. Karnımdaki demir izlerinden biri o gün yapıldı." Dedim.
" görevin içinde küçük çocuklar vardı. Yapmadım bende gizlice Planı bozdum.  Samimiyetime İnan Üstelik o yaşadığım diğerleri yanında hiç bişey."

     " diğerleri.." Dediğimde güldü.
" hepsi çok kızgın. Hemde baya." Dedi
" içleri rahat olsun, allah işte herkese hakettiğini veriyor. Bende hak ettiğim şeyleri kendime yaşatıcam." Dedim.
" bu arada bu ev meselesi aramızda kalsın." Dedim. Niye bilmiyorum ama ağlıyordum.  Kafa salladı.  Biraz sessizlik oldu.

    Yağız'ın telefonuna bildirim gelince açıp baktı sonra cebine koydu. Ayağa kalktı.
" bizimkiler çağırıyor, gizli geldim zaten, gideyim artık." Dedi kafa salladım .
"Yağız.." dedim merakla yüzüme baktı.
" etmezsin, haketmiyorum da zaten ama hakkını helal et." Dedim şaşırdı. Dolu dolu gözlerimden bir damla yaş düştü. Hemen sildim.
" helal olsun." Dedi. Bu cümle o kadar içime dokundu ki...

    Sonra yanımdan uzaklaştı. Bende biraz kendimi toparlayıp karargaha gittim. Haberim geldiğini adım gibi biliyordum. Toplantı yerine geldim
" biliyorsunuz zaten ." Dedim.
" sen ihanet ettiğin halde buraya mı geldin?" Dedi ulu kuzgun. Ona baktım
" herkes yaptığının cezasını çeker." Dedim. Bi adam gelip beni hızla kolumdan tutup  ordan çıkardı.
Sonrası zaten hep aynıydı. İşkenceler, dövülmeler, gözümü bile açamıyordum kafama da darbe almıştım.

     Sonra kapı dışarı ettiler. Zar zor hastanenin önüne geldim. Sonra bayılmışım. Gözlerimi açtığımda hastane odasındaydım. Etrafıma baktım kimse yoktu. Kimseye görünmemem gerekiyordu. Her yerimde sargılar vardı. Serumu çıkarıp üstümdeki hasta kıyafetlerinden kurtuldum ve  hızla odadan çıktım.
Kendimi dışarı attığımda ormana geldim. Göl kenarına gittim. Yaralarımın iyileşmesi  umrumda bile değildi. Yarın her şeyi bitirecektim. Telefonuma bakmak içim elime aldığımda ekran açıldığı gibi arama kayıtları karşıma çıktı.

    Ben yağızı aramıştım ama hiç aramadım, hastaneden biri aramış olabilirdi. Büyük ihtimalle son konuştuğum kişi olduğu için onu aramışlardı. Tam o sırada koşma sesleri duyunca dinlemeye başladım.
Yağız olduğunu anlayınca ayağa kalktım. Beni gördü. Halimi görünce şaşırdı. Her yerim sargıydı
" iyimisin ?" Dediğinde kafa salladım.
" iyiyim." Dedim. " şimdi farkettim hastaneden seni aramışlar." Koluma girdi  beni yere oturtturdu.
" hastaneden biri aradı orda olduğunu söyledi sonra kaçtığını haber verdiler. Burda olacağını biliyordum." Dedi.


     " yağız gelmek zorunda , yardım etmek zorunda değilsin cidden." Dedim.  Dediğimi umursamadı.
" ağrın varmı?" Dedi kafa salladım.
" var ama az geçer yarına ." Dedim. Etrafa baktı
" sen nerde kalıyorsun?" Dedi
" burda uyuyorum." Dedim yutkundu.
" geç oldu sen git Artık. Merak ederler."

Yüzüme baktı. Sonra istemediğini farkettim ama ayağa kalktı
" ben gideyim o zaman." Dedi kafa salladım yağız yürümeye başladığında bende ağaca yaslandım. İhanetimin cezasını çekmiştim. Evet ama savaşı öldürmenin cezasını çekmemiştim. Sırada o vardı.

Kuzgun ve Tozkoparan Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin