11.bölüm

2.2K 141 33
                                    

Gözlerimi araladığımda yine Salih hocanın evinde olduğumu farkettim. Uzandığım yerden doğruldum. Karnıma krem sürmüşlerdi. Telefonum nerdeydi? Hiç bir zaman kanıt bırakmazdım ama nerdeydi? Masanın üstünde görünce ayağa kalkıp elime aldım. Cebime koydum. Kapıdan çıkıp dışarı çıktım.

Salih hocalar bahçedeydiler. Yanlarına gittim
" uyanmışsın."diyen Salih hocaya bakıp kafa salladım. Diğerleri yüzüme bakmıyordu. Korkuyorlardı yada hala inanamıyorlardı. Ağzımdan bi gülüş kaçtı.
" korkmanıza gerek yok. Gidiyordum zaten." Dedim. Salih hocaya baktım.
" saol krem için, iyi günler." Dedim tam gidecekken Salih hoca beni tuttu.
" neden yaptın?" Dediğinde gülümsedim ama samimi değildim.
" yeni planlanmış bişey değildi. Ben doğru zamanı beklerim her zaman." Dedim kolumu çektim ve ordan uzaklaştım.

Yarın bide okula gitmem gerekiyordu. Telefonuma mesaj gelince açıp baktım.
" ulu kuzgunla toplantı var aynı saatte aynı yerde." Yazıyordu oflayıp telefonu cebime koydum.
Eve gidip hazırlandım sonrada toplantı yerine gittim. Kimsenin yüzü görünmezdi bu ulu kuzgunun gizliliği içindi.
" hoşgeldin tuana gel." Diyen ulu kuzguna bakıp karşısına geçtim. Hiç rahatsız değildim
" savaş nerde?" Dediğinde umursamadan " geberdi." Dedim. Güldü
" yine acımasız davrandın." Dedi kafa salladım
" bunu Eninde sonunda yapacağımı biliyordun." Dedim kafa salladı.

" yinede bu affedilemez." Deri toplantıdakilerden biri. Ona döndüm
" ne yapacaksın 17 yaşında bir kızı mı öldüreceksin. Yemez bence." Diyip güldüm
" kimse kimseyi öldürmeyecek."Diyen ulu kuzguna baktım.
" ama bir cezası olacak. Artık bir evi olmayacak." Dedi. Umrumda olmadı. Defalarca sokakta kalmıştım.
" bununla mı korkutuyorsunuz? Ben zaten defalarca dövülüp sokağa atılmadım mı? İşiniz düşünce geri aldınız." Diyip güldüm.



Toplantıdaki adamlarda biri " saygısızlık etme." Diyip üstüne geldiğinde hızla koşup biraz uzaklaştım
" ben olsam denemezdim ihtiyar." Diyip kahkaha attım. İyice sinirlendi.
" tamam artık yeter." Dedi ulu kuzgun " dediğim gibi olacak toplantı bitmiştir."
Hızla ordan uzaklaşıp üstündeki kıyafetlerden kurtuldum ve yeni kıyafetlerimi giyip Eşyalarımı alıp evden çıktım kıyafetlerimi ormanda bir yere sakladım

"Yine kaldın sokakta tuana ." Dedim kendi kendime. Temrenlide olan parka gittim. Sabaha kadar orda oturdum. Sabah erkenden kalkıp okul kıyafetlerimi aldım ve bi dükkanın tuvaletinde değiştirdim. Çıkardığım kıyafetleri tekrar ormanda sakladım. Allahtan güçlerim vardı da hızla yapıyordum. Çantamı tek koluma takıp okula yürüyordum. Uykusuzdum. Tüm gece oturmuştum. Okula geldiğimde kapşonumu kafama taktım.

Sınıfa çıktım kimseye Bakmadan direk sırama oturup uyku pozisyonu aldım. Çok Yorgundum. Sonra kendimi uykuya bıraktım. Ne kadar uyudum bilmiyorum. Gözlerimi araladım. Kafamı kaldırdığımda teneffüstü. Öylece oturmaya başladım. Parkta kalamazdım ormanda kendime kalacak bir yer ayarlamam gerekiyordu orası geceleri daha güvenli olurdu. Korkup gelemezlerdi.


Sıramdan çıkıp bahçeye indim. Kulaklığımı takıp Çimenlere  oturdum. Şu özel çocuğu bulmak için planımı hızlandırmam gerekiyordu. Mavi ay gelip tam karşımda ama biraz uzakta olan çardağa oturdular. Hep korkulan bi İnsan olmuştum ama omların Benden korkması içimi burkmuştu. Okul çıkışına kadar hiç biriyle yüz yüze bile gelmedim. Okul çıkışı direk okuldan çıkıp üstümü değiştirdim.  Sonra  gece orda  kalabilmek için göl  kenarına gittim.

      Gece yarısına kadar orda oturdum. Herkesten herşeyden bıktım. Kimin dost kimin düşman olduğunu anlayamıyordum ama tüm içtenliğimle onlara yalan söylemek istemiyordum. Salih hocaya her şeyi anlatacaktım. Hızla evine gitmeye başladım.
Evinin önüne geldiğimde kapıyı çaldım. Açıp karşısında beni görünce şaşırdı
" iyi geceler. Ben rahatsız etmek istemedim ama konuşmamız gerekiyor." Dedim. İçeri geçmem için işaret verdi.

İçeri geçtiğimde bir adam vardı. Kanepeye oturdum. Salih hocada geldi
" konuşmamız gerekiyor. Yardıma ihtiyacım var." Dedim direk. Şaşırdı
" anlat dinliyorum." Dedi. Derin bi nefes aldım
" haklıydınız." Dedim
" ben... yani..." diyip yutkundum. Gözlerine baktım.
" size yaklaşıp ajanlık yapmak için gönderildim." Dedim şaşırdı.
" nasıl yani anlamadım." Dedi.
" abin beni kuzgunların eline bırakmış. Onların eğitimleriyle, daha doğrusu işkence olan yöntemleriyle büyüdüm." Dedim.

" ilk zamanlar kaçmaya çalıştım hep dayak yedim. Sokağa atıldım. Aç bırakıldım. Taaki ceren ölene kadar yani 13 Yaşıma kadar. Sonra Ceren'in intikamı için kendimi geliştirdim." Dedim. Salih hoca ayağa kalktı. Diğer adam " sen o'sun" Dediğinde ona baktım.
" anlamadım kim?" Dediğimde Salih hoca konuştu
" celal, yani abim." Dedi hızla ayağa kalktım.
" abin? Yani beni onlara bırakan kişi." Dedim

" tuana, bizim hakkımızda onlara bişey söyledin mi?" Dediğinde Salih hocaya baktım.
" herşeyinizi zaten biliyolar ama özel çocuğu bilmiyorlar." Dedim.
" bu adam beni onların eline bıraktığında daha bebektim. 5 yaşındaydım. Aç bırakıyorlardı. 8 yaşındaydım. Eğitimler başladı. Tabi dayaklarda... sokağa attılar, aç bıraktılar. Dövdüler. Beni bi robot gibi eğittiler." Dedim öfkeyle.

" ben çaldım , mecburdum, yaraladım mecburdum. Dayak yedim başkası için, aç kaldım başkası için. Sen nerdeydin? Ulan bari tekrar sokağa bıraksaydın." Dedim. Altımda sporcu atleti vardı tişörtümü çıkardım.
" bak bu yara , 9 yaşında oldu. Demir bastılar."diyip sırtımı gösterdim. "Bu yara bıçakla yapıldı. Karnımdakiler tekme izleri, köprücük kemiğimdeki harf onların izi. Kaç kere suda boğmaya çalıştılar beni." Dedim
öfkeden delirmiştim. Daha anlatmadığım bir sürü yara vardı vücudumda.

Salih hocaya baktım.
" yine sokakta kaldım. Savaşı öldürdüğüm için ama umrumda değil. Acımasız olarak görüyorsunuz ya beni. Hepsi abin yüzünden. O da yurda bıraksaydı beni. En azından bi yerim olurdu aynı bizim kurtardığımız Bebek gibi." Dedim ağlıyordum.
" aranıza ajan olarak gönderildim , sonuçlarını bile bile şuan itiraf ettim." Dedim tişörtümü giyip hızla ordan ayrıldım.
ölmemişti ama benim çocukluğumu öldürmüştü.

Evden çıkarken Salih hocaya doğru gelen mavi ayı görünce gücümü kullanıp koşup yanlarından geçtim. Öfkem beni delirtiyordu. Ormandan çıkıp parka gittim. Oturmaya başladım. Bi süre sonra göl kenarına gittim. Bi köşede uyudum

( bana çok küfür etmişsiniz lan üzüldüm bölüm attım bende  iyi okumalar....)

Kuzgun ve Tozkoparan Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin