24.bölüm

2K 154 55
                                    

  Okul çıkışına kadar hiç kimseye hiç bişey belli etmemiştim. Yağız da bana anlattığını  hatırlamıyordu. Okul çıkışı Mavi ayla beraber yürüyorduk. Ülkü aniden durunca bizde durduk. Ona baktık. Kilitlenmiş bi yere bakıyordu. Bende baktığı yere baktım, kesin Saffet buydu.
Mete Ülkü'nün koluna dokundu.
" Ülkü ne oluyor?" Dediğimde bana baktı.
" Mete Saffet ilerde." Diyebildi sadece herkes baktığı yere baktı. Saffet bize doğru gelmeye başladığında Ülkü panikle erkeklerin arkasına geçti.

Yanımıza yaklaştığında dik dik ona baktım ama yalandı.
" Ülkücüm?" Dediğinde Ülkü'ye baktım. Titriyordu.
Çağan adamın üstüne yürüyüp" ne işin var lan burda?" Dediğinde onu tuttum
" sakin ol." Dediğimde kafa salladı
" Ülkü hadi gel konuşalım." Dediğinde Ülkü ona bakmıyordu bile . Ülkü'ye döndüm
" hadi biz gidelim." Dediğimde hızla kafa salladı kolundan tutup yanıma çektim.

Saffet koluma dokunduğunda ona baktım
" bence denemek istemezsin. Çek elini." Dedim elini çekti. Ülkü'yle önden yürümeye başladık Leya da yanımızdaydı. Leya Ülkü'yü sakinleştirmeye çalışıyordu. Ormana girdiğimizde arkama baktım erkekler arkamızdaydı. Bize yetiştiler.
Olduğumu yerde durduk. Çantamdan su çıkarıp Ülkü'ye verdim. İçti.  Salih hocanın evine gelince tuvalete girdim

     Ülkü'nün korku tohumunu kalbine salmıştım.  Gece uyurken bile onun korkusuyla uyuyacaktı biliyorum. Hepsiyle Böyle teker teker uğraşmak çok sıkıcı oluyordu ama yapacaktım. Sıra leyadaydı, Leya ormanda yürürken onun kolunu tutan adamın kafasında taş parçaladı, üst üste adamın kafasına taşla vurdu, yaptığının farkında değildi ama korkusu ağır basmıştı. Sonra adamı bırakıp kaçmıştı. Telefonumu çıkarıp Saffet bulmasını istediğim adama mesaj attım

Tuana: siyah bir zarfa tozkoparanlardan leyanın adamın kafasında taş kırdığı fotoğrafları koyuyorsun, onların görüntülerini ben alıp sana getirmiştim. Video şeklinde olanı küçük bir flash belleğe koy, çektiğim fotoğraflarla beraber zarfa koy ve Salih hocanın evine yolla üstüne leyanın adını yaz
Adam: tamamdır efendim hemen yapıyorum.
Tuvaletten çıkıp içeri geçtim. Ülkü biraz daha iyi görünüyordu. Çağanın yanına oturduğumda kolunu omzuma atıp yanağımı öptü. Gülümsedim ama yalandı. Kapı çaldığında Mete gidip kapıyı açtı.

İçeri geldiğinde elinde siyah bir zarf vardı.
Çağan merakla" o ne?" Dediğinde Mete Leyaya uzattı.
" sana gelmiş Leya ." Dedi Leya zarfı alıp açtı. Fotoğrafları gördüğünde yüzündeki ifade değişti. Gözleri doldu. Dondu kaldı. Resmen katil olduğunun görüntülerini görmüştü. Çağanın yanından kalktım yanına gittim
" Leya iyimisin ? Neye bakıyorsun ?"diyip siyah zarfı elime aldım. İçine baktım flash belleği çıkardım
" burda bi flash var ne alaka ki?" Dedim
Kenara koyup leyanın elindeki fotoğraflara baktım

Yalandan panikle ayar kalktım
" hii Leya bunlar ne ?" Dediğimde Leya bana baktı. Ağzından bi hıçkırık koptu. Herkes şok olmuştu. Salih hoca hızla gelip leyanın önüne eğildi.
" Leya kendine gel hadi iyimisin ?" Dediğinde Leya konuşamıyordu.
" hocam ne oluyor? Flashta var, sizce bunda ne var?" Dediğimde çağan flashı elimden aldı.
" boşver sen demek ki biri şaka yapıyor, shop yapmışlar." Dediğinde sustum . Yalan söylüyordu

Bi süre sonra Leya sakinleşince onu eve götürdüler ama yüzü bembeyaz olmuştu umrumda olmadı yarın herkes yaptığının bedelini ödeyecek. Herkes için yarın süper bir planım var. Salih hocaya uyuyacağımı söyleyip yatağıma gittim ve uyudum.

     Sabah kalktığımda kimseye görünmeden evden çıktım. Herşey hazırdı. Adamları ayarladım. Temrenliye uzak bir depoya geçtik. Hepsini karşıma almıştım
" planı biliyorsunuz , hepsinin elini gözünü ağzını
bağlayıp buraya getiriyorsunuz.sandalyeye bağlıyorsunuz yolda tek kelime etmiyorsunuz." Dediğimde kafa sallayıp depodan çıktılar. Bugün hepsinin vicdanlarına oynayacağım hepsi kahrından ölecek.

    Yarım saat sonunda sesler duyunca bi adama seslendim. Beni  sandalyeye bağladı gözlerimi ve ağzımı da bağladı. Deponun kapısı açıldığında hareketliliği hissediyordum. Bi kaç dakika sonra ayarladığı adamlardan biri konuşmaya başladı.
" artık hepiniz elimize düştünüz. Aranızdan hanginiz özel çocuk bana söyleyeceksiniz."Dedi  ağzım ve gözüm açıldığında tamamen rol yaparak diğerlerine baktım.  Sırayla omlarında ağzını gözünü açmışlardı.

    " şerefsiz ne özel çocuğu kafayı mı yedin?" Diye bağırdı Mete sinirle. Yalandan ipleri açmaya çalışıyordum ipleri açabileceğimi herkes biliyordu ama çağanlar sadece kendileri biliyor sanıyordu.
" özel çocuk mu istiyorsun?" Dediğimde adam bana döndü. İpleri koparıp ayağa kalktım. Tam harekete geçecekken boynuma şırınga batırdılar. Herkes korkuyla bakarken Çağanın" tuana !!" Diye bağırdığını duydum. Yalandan yere düştüm bayılmış gibi yaptım.

     Şırınganın içindeki sadece vitamin ilacıydı. Yerde yatarken biri beni kucakladı. Özel çocuk olmadığımı biliyorlardı ama Mavi  ay bunların oyun olduğunu bilmiyordu.
" kızı alıp uçurum kenarına götürün her şeyi hazırlayın geliyorum." Dedi patronmuş gibi rol yapan adamım...
kızlar ağlıyordu erkeklerin kötü olduğunu zaten anlamıştım
" sakın onun kılına bile dokunmayın şerefsizler." Diye bağırdı yağız  sandalyeden kurtulmak için çırpınma sesleri duydum.
" tuana hadi uyan allah aşkına kendine gel." Dedi çağan.

     Adamların beni özel çocuk sanmasını bilerek istemiştim. Çağan vicdan azabından ölecekti. Birinin kucağında depodan çıktığımızda iyice uzaklaşınca  gözlerimi açtım. Adam beni yere bıraktı
" aferin iyi iş çıkardınız şimdi gidiyoruz." Dedim arabalara binip yola çıktık

                       (Çağanın anlatımıyla)

     Adam kucağında tuanayla depodan çıktığında patronları olan adam bize döndü.
" merak etmeyin sizin için bu anlarıncanlı olarak kaydedeceğiz bizi canlı olarak izleyeceksiniz ." Dedi arkasındaki projeksiyonu gösterdi.
" niye uçurum kenarına götürdünüz onu, ne yapacaksınız?" Diye bağırdım. Bi şey olmasını istemiyordum  onu özel çocuk sanıyorlardı.

    " merak etme sevgilinle öbür tarafta yan yana gelirsiniz." Diyip kahkaha attı. Hepimiz ağlıyorduk.
" bizim yüzümüzden ölecek." Dedi Leya sessizce.
" oyunlarımız bi bitmedi. Öldürecekler kızı." Dedi Ülkü sinirle. Adamların hepsi depodan çıktı. Arkalarından bağırdık ama bakmadan çıktılar.

        Hepimiz ağlıyorduk. Öldüreceklerdi. İplerden kurtulsak bile hangi uçurum kenarına gittiklerini bilmiyorduk. Bi süre sonra projeksiyonda görüntü Belirdi. Bi sürü adam vardı. Siyah giyinmişlerdi. Kuzgunların adamları mıydı bilmiyorum .  Adam Bi arabanın içinden tuanayı çıkardı hala baygındı kucağına aldı. Siyah başka bir arabaya koydu.
" tahmin ettiğimi yapmayacaklar değil mi?" Dedi yağız korkuyla hepimiz korkuyla orayı izliyorduk. Sonra ekran kapandı kar maskeli bir adam belirdi. Tuana hiç görünmüyordu o siyah arabada yoktu ekranda muhtemelen kamera açısını değiştirmişlerdi.

      " artık özel çocuk ölecek. Sadece kuzgunlar değil bizde onun peşindeydik. Kuzgunlar uzun zamandır yanlarında olanı farketmemişler." Diyip kahkaha attı. Sonra kamera kapandı .bü kaç saniye sonra yine açıldı. Tuanayı koydukları siyah arabayı uzaktan gösteriyorlardı.
" şimdi siyah arabayla beraber denize uçacak, ayağını arabanın bi köşesine bağladık istese de kurtulamaz. Duyduğuma göre boğularak ölmekten korkuyormuş, insanlar korkularının üzerine gitmeli." Yine kahkaha attı.

     Sinirle çırpınmaya başladım.
" hayır hayır, sakın yapmayın.  Korkar o Sudan sakın yapmayın." Diye bağırdım ama duymuyorlardı. Bi adam arabanın içine girdi  sonra çıktı . Araba ilerlemeye başladı. Arkadan ittiler. Araba uçurumdan düştüğünde kızlar korkuyla çığlık attı hepimiz berbat haldeydik.
" öldürdüler kızı. Hepsi  bizim yüzümüzden oldu." Diye bağırdı esat. Ben sadece ekrana bakıyordum. Herkes çığlık çığlığa ağlıyordu ama ben düştüğü uçurumda kilitli kalmıştım sanki.

          Oyunlarımız boşunaydı, o ben ifşa olmayayım diye kendini göstermişti yanlış anlayacaklarını biliyordu. Ateşlendiğinde seni kimsenin bulmasına izin vermem demişti vermedi.



    

Kuzgun ve Tozkoparan Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin