19. Bölüm

2K 137 53
                                    

      Kafeye uğrayıp Ozan abiyle konuştum. İşe gelmeme gerek olmadığını bana olan borcunu bu şekilde kapattığını söylemişti. Ne dersem ikna edememiştim.  Ertesi gün sabah erkenden kalkıp okula gitmeye başladım. Okula gelip direk sınıfa çıktım.

     Sınıfa girdiğimde gergin bir ortam beklemiyordum. Gidip kızların yanına oturdum. Leya ve Ülkü'ye ne oluyor anlamında baktığımda susmamı işaret ettiler. Yağız ve çağan kavga ediyordu.
"Ya bi sakin olsanıza  boşuna kavga  ediyorsunuz." Dedi Mete.  İkisi direk Mete'ye baktı. Çağan sinirle konuştu
"  Mete saçmalıyor, kimsenin kimseyi dışladığı yok. Nasıl böyle bir kanıya varmış." Dediğinde şaşırdım
" anlamıyorum ya, kim kimi dışlıyor?" Dediğimde yağız alayla güldü.
" çağan bey herşeye o karar verebilir sanıyor bizi gruptan dışlıyor." Dedi
" yağız sakin olun bi, kimse kimseyi dışlamaz, bi karar verilecekse de grupta  konuşulur karar verilir." Dedim. 

    Çağan çok öfkelenmişti. Bu öfkesinin altında başka bişey olabileceğini düşündüm. Çağan alayla güldü. Diğerleri sadece susuyordu
" grupça karar verilirse de seni ilgilendiren bişey yok tuana, sen sonuçta aramıza ajan olarak gönderilen bir kuklasın." Dedi. Boşluğa düştüm sanki. Kıpırdamadan durdum. Herkes şaşkınlıkla çağana baktı.   Çağan da sustu Yanına oturduğum  Ülkü'nün koluma dokunmasıyla ona döndüm.   Ülkü Yüzüme öyle bir baktı ki hemen bakışlarımı çektim....

     " ben zaten kendimi kastetmemiştim. Karar veririz demedim. Karar verilir dedim yani korkma grubunuzun kararları beni ilgilendirmez."
Ayağa kalktım.
" ben kantinden su alacaktım unutmuşum alıp geleyim sizde kendi aranızda konuşursunuz. Kuzgunların kuklası duymasın." Diyip hızla sınıftan çıktım.

      Beni gördüğünü söylemişti.... aslında kim olduğumu içimi bildiğini... şimdi ise kukla diyordu. Haksız sayılmazdı ama bi konuda yanılıyordu. Ayakta kalmam için kendim için her fırsatı değerlendirmem gerekiyordu. İyi bi fırsat değildi ama. Kendimi korumam için kuzgunlar iyi bi seçenekti.

    Kantine gelince bi su alıp taburelerden birine oturdum. Ne yaparsam yapayım, insanların gözündeki ilk izlenimi hiç bir zaman silemezdim. Onlarda beni öyle tanımıştı ama çağan farklıydı...
Koluma biri dokununca arkamı döndüm
"İyimisin?" Dediğinde leyaya gülümsedim
" iyiyim dalmışım."
Ülkü elini omzuma koydu
" saçmaladı o boşver sen onu." Dedi. Gülümsedim
" boşverin zaten, ne yaparsanız yapın hiç bir zaman İnsanların gözündeki ilk izlenimi silemezsiniz, ben alıştım yani"

      Leya " hadi sınıfa çıkalım zil çalacak birazdan." Dedi kantinden çıktık.
Bi kaç ders sonunda çağanın yüzüne bile bakmamıştım.  Sınıfta sıramda oturmuş ders notlarına bakarken biri gelip  ön sırama oturdu kafamı kaldırıp bakmadım
" tuana sendin değil mi?" Dediğinde kafamı kaldırdım kafa salladım.
" Okan ben , yan sınıftan. Sen görsel sanatlar da iyiymişsin . 30 Ağustos için büyük bir poster hazırlanacak. Ebru hocada senin yardımcı olabileceğini söyledi."

      Gülümsedim.
" tabi yardım ederim. Ebru hoca bahsetmişti, sahne arkası için kocaman bi arka plan yapılacaktı." Dedim . Kafa salladı
" yardım ederim Okan  boş yada seçmeli derslerde de izin alırız. Kısa sürede bitiririz."diyip gülümsedim.
" tamam o zaman , bi sonraki ders Ebru hocanın dersi, sizin dersiniz ne?" Dedi
" dersimiz boş bizim. Ben gelirim, görsel sanatlar atölyesine."  Kafa salladı
" saol tuana iyi dersler"
" iyi dersler"  sınıftan çıktı.

      Okan sınıftan çıktığında kızlar yanıma gelip oturdu.
" o kimdi kız?" Dedi Leya gülerek bende güldüm
" yan sınıftanmış Ebru hoca yollamış, 30 Ağustos için sahne arkası yapılacaktı ondan  yani abartma." Dedim Ülkü kolumu dürttü.
" sen, Okan, resim atölyesi, ve boyalar, tek başınıza ." Dedi hayal eder bir tavırla onu dürttüm.
" saçmalama kızım o Nasıl fantezi?"
Hepimiz kahkaha attık.
Zil çalınca herkes yerlerine geçti. Hoca gelip ders anlatmaya Başladı.  Bi 20 dakika Cebimdeki  telefon tireyince irkildim. Cebimden çıkarıp sıranın altında bakmaya Başladım. Çağan mesaj atmıştı
 

     Çağan: özür dilerim. Çok sinirliydim, öyle söylemek istemedim.

   Cevap vermedim bi kaç dakika sonra yine bir mesaj geldi

     Çağan: çatık kaşlarınla bile çok güzelsin,
      Çağan: keşke tüm gün sen öyle  başka bir yere baksan  ben seni izlesem.

 
    Okuduğum şeylerle şok olmuşcasına baktım. Kalbim sıkıştı. 
 
         Tuana: senin görüşünü  bilmem ama kuklalar güzel değildir.
       Çağan: laf sokan haline ayrı bayılıyorum.
       Çağan: ayrıca teneffüste yanına gelen kişiyi de konuşucaz.

     Cevap vermeyip telefonumu sessize aldım ve sıramın altına koydum. Bu çocuk beni delirtiyordu fazla düşünmemeye çalışıp dersi dinlemeye devam ettim

Kuzgun ve Tozkoparan Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin