🎶 JUNNY - ALONE
Lisa aceleyle adımlarını lavaboya doğru attı. Lavabonun olduğu koridora geldiğinde biraz olsun yüksek sesten kurtulacağını ve rahatlayacağını düşünmüştü.
Daha önce hiç böyle büyük bir evde bulunmamıştı. Gözleri ister istemez Jennie'nin evinde dolaşıyor ve gördüğü pahalı şeylerle gözlerini şaşkınlıkla büyütüyordu. Sadece evin salonu bile onun evinin tamamı ediyordu. Daha fazla etrafı inceleyip turistik bir gezideymiş gibi davranmamak için gözlerini önüne çevirdi.
Tam koridora gireceği sırada tanıdığı bir yüzle karşı karşıya gelmiş ve adımlarını durdurmuştu. Karşıdaki kişinin onu görmemesi için duvarın ardına saklanmayı düşündü ancak bunu yapmasına gerek bile yoktu. Çünkü biliyorduki Irene Lisa'yı göremeyecek kadar kendinden geçmişti.
Taehyung'ın sevgilisi tam şu anda onu aldatıyor ve Lisa'da buna tanık mı oluyordu ? Lisa ne yapacağını bilmeyerek etrafına bakındı. Gidip buraya Taehyung'ı getirmeli ve tüm olup biteni ona göstermeli mi yoksa hiçbir şey görmemiş gibi çekip gitmeli miydi ?
Kafası oldukça katılmıştı. Bunu gördüğüne sevinmeli mi yoksa Tae'nin incinecek duygularını düşünüp üzülmeli miydi ? Bilmiyordu. Ve sonunda karar verdi. Bunu Taehyung ve Irene arasındaki bir sorun olarak görüp oradan çekip gitmeye karar verdi.
Tam arkasını dönüp gideceği sırada arkasında beliren büyük beden, yerinde çakılıp kalmasını sağladı. Göz göze geldiği gibi kalbinin deli gibi atmasını sağlayan kişi Taehyung'tı. Parmak uçlarında yükselip Tae'nin görüş alanını kapatmaya çalıştı Lisa. Arkasındaki manzarayı görüp üzülmesini istememişti.
Aşk bu muydu acaba ? Kendinden önce onu düşünmek ? Onu her şeyden korumaya çalışmak mıydı?
Taehyung Lisa'dan çok daha uzun olduğu için görüş alanını tamamıyla kapatamamıştı. Gözleri Lisa'nın üstünden arkaya kaydı ve gördüğü manzara karşısında Lisa'nın hiç beklemediği bir tepki verdi.
Güldü.
Taehyung, onu aldatan sevgilisini gördünde güldü. Lisa'nın şaşkın bakışlarını gören Taehyung iyice eğlenmeye başlamıştı.
"Benden saklamaya çalıştığın manzara bu muydu ?" diye sordu alaycı gülümsemesini yüzünden silmeden. Lisa bir kaç saniye duraklasa bile gerçeği saklamayarak başını salladı.
"Muhtemelen geceyi geçireceği birini buldu." dedi Taehyung sevgilisini hiç umursamadan. Lisa'nın dudakları şaşkınlıkla aralandı.
"Peki ya sen ?" diye sordu Taehyung Lisa'ya iyice yaklaşırken. Lisa ürkek bir şekilde geri çekildi ancak Tae'nin büyülü kokusu çoktan ona ulaşmıştı. O kokuyu ciğerlerinden içeri davet ettiğinden beri bağımlısı olacağını anlamıştı sanki.
Taehyung eğilerek dudaklarını Lisa'nın kulağına götürdü ve fısıldadı.
"Peki ya sen geceyi benimle geçirmeye ne dersin ?" Lisa duyduğu şey karşısında şaşkına dönmüş bir şekilde geri çekildi ve gözlerini Taehyung'a çevirdi.
Tae'nin gülümseyen suratı bir an için midesini bulandırmaya yetmişti. Başını iki yana salladı ve geri adım atarak iyice ondan uzaklaştı. Yanından geçip gideceği sırada bileğine dolanan kemikli eller bedeninde bir karıncalanmaya sebep olmuştu ancak bunu unutmaya çalıştı. Kontrolünü kaybedemezdi. Aceleyle bileğindeki eli savurdu.
"Sakın bir daha bana dokunma." Diye bağırdı sesini duyurabilmek için. Sesinin güçlü çıkmasına rağmen titremesini engelleyememişti.
Aceleyle Taehyung'tan uzaklaştı ve çıkışa doğru yürüdü. Beynindeki düşünceler dayanılmaz hale geliyordu. Bir an önce burayı terk etmeli ve yaşanan her şeyi unutmalıydı. Hayalinde kurduğu Taehyung'ın zarar görmesi canını yakmıştı. Her şeye rağmen onun iyi biri olduğunu düşünmek onun hatasıydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
When We're High | Rosékook
FanfictionElimde sadece tek bir valizle Kore'ye geldiğim gün beni havaalanında saçları sapsarı, kaşları ve dudağı delik, deri ceketli, asık suratlı bir çocuk karşılamıştı. Alelacele valizimi elimden alıp yarım yamalak bir İngilizceyle konuştu; "Kore'deki ail...