🎶NewJeans - Hype Boy
Arabadan inerken derin bir nefes aldım. Bu sorun değildi. Jungkook beni defalarca arabasıyla okula getirmişti ancak hiçbir zaman el ele tutuşup birlikte okula girmemiştik. İşte bu benim için olmasa bile başkaları için büyük bir sorun olacaktı.
Arabadan indiğimde Jungkook çoktan yanıma gelmişti bile. Bana gülümseyen gözlerle bakıyordu. Gülümsemesi gerginliğimi alıp götürürken elini bana uzattığında ben de gülümsedim ve tereddüt etmeden tuttum. Birlikte yürümeye başladığınızda gözlerin çoktan bize döndüğü hissedebiliyordum. Yine de başımı dik tutup ileri baktım. Yanlış bir şey yapmıyorduk. Hatta belki de hayatımın en doğru kararı oydu. Gülümseyerek Jungkook'a baktım. O da gülümseyerek bana karşılık verdi. Okul kapısından içeri girdiğimizde Jennie ve Jisoo'nun bize doğru yürüdüğünü görmüştüm. Jennie sevinçle el çırptı.
"Yaşasın ! Sonunda !" Jungkook gülerek kolunu omzuma attı.
"Bir dakika. Burda neler oluyor ?" Diye sordum kaşlarımı havaya kaldırarak. Jisoo, Jennie bana sarılıp tebrik ederken açıklama gereği duymuştu.
"Jennie muhteşem önsezileri sayesinde aranızda bir şeyler olduğunu hissetmişti. Bunu Jungkook'a söylediğimizde itiraz etmişti ancak..." Jennie, Jisoo'nun sözünü keserek devam etti.
"Benden bir şey kaçmaz.." Dedi geri çekilip göz kırparken. En azından ilk reaksiyon oldukça olumlu gelmişti. Utanarak gülümsedim ve kızların tebriklerini kabul ettim.
"Sizin adınıza çok mutlu oldum. Bu akşam müsait misiniz? Bunu kutlamak için yemek yiyelim. Ne dersiniz ?" Gözlerimi cevap ister gibi Jungkook'a çevirdiğinde omuz silktiğini görmüştüm.
"Chaeyoung isterse olur tabiki." Jennie ve Jisoo hep bir ağızdan gülmeye başlayıp Jungkook'un omzuna şaplak atarken utanarak başımı yere eğdim.
"Yaşasın. O halde bugün Paradoks'ta buluşuyoruz. Saat 9'da orda olun." Başımı sallayıp Jennie'yi onaylarken, Jennie çoktan tanıdığı birini görmüş ve bize el sallayarak yanımızdan uzaklaşmıştı. Jisoo'da Jennie'nin arkasından uzaklaşırken Jungkook ile baş başa kalmışlık.
"Dersin ne zaman başlıyor ?" Kol saatime bakarak derse neredeyse 10 dakika kaldığını görmüştüm.
"Artık gitsem iyi olur. 10 dakika kalmış." Jungkook başını salladı.
"Senin dersin ne zaman?" Jungkook güldü.
"Benim dersim bitti." Kaşlarımı çattım. Sabah dersini sırf benimle geçirmek için ekmişti ve şimdi de dersi olmadığı halde benimle okula mı gelmişti?
"O halde neden okuldasın ?" Jungkook az önce bıraktığı elimi tekrar tuttu.
"Elini tuttuğumu herkese gösterme fırsatını kaçıramazdım." Jungkook eğilip yanağıma bir öpücük kondururken gülmeden edememiştim. Onaylamazca başımı iki yana salladım.
"Akşam görüşürüz. Ben gidiyorum." Jungkook başını sallayıp elimi istemeden de olsa bıraktı.
"Ben seni beklemeyi düşünüyordum oysa."
"İki saat beni burda bekleme. Akşam görüşeceğiz zaten." Jungkook biraz düşündükten sonra başını salladı.
"O halde seni almaya gelirim." Gülümseyerek onay verdim ve ona el sallayarak yanından ayrıldım.
Dersin başlamasına bir kaç dakika kala koşarak sınıfa gittim. Kapıya yaklaştığımda derin bir nefes alıp içeri girdim. Asıl sorgu şimdi başlayacaktı. Lisa beni gördüğünde dudakları yukarı kıvrılmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
When We're High | Rosékook
ФанфикElimde sadece tek bir valizle Kore'ye geldiğim gün beni havaalanında saçları sapsarı, kaşları ve dudağı delik, deri ceketli, asık suratlı bir çocuk karşılamıştı. Alelacele valizimi elimden alıp yarım yamalak bir İngilizceyle konuştu; "Kore'deki ail...