🎶 ENHYPEN - Tamed-Dashed
Okulun ilk günü hazırlanmak için bana gelen Lisa her zamanki enerjisinden yoksun gibiydi. Öğlen başlayan dersimiz için önceden sabahın altısında evime damlayan Lisa, bu sabah onda gelmişti. Bu durum ister istemez beni şaşırtmıştı çünkü Lisa kendisi gibi değildi. Her zaman enerji saçan arkadaşım bugün fazla düşünceli gözüküyordu. Benim kadar olmasa da.
"Senin neyin var ?" Diye sordum kendi düşüncelerimi biraz olsun geri plana atmaya çalışarak. Lisa derin bir iç çektikten sonra dudaklarını araladı.
"Partide Taehyung ile konuştum." Gözlerimi büyüttüm.
"O zaman neden bu kadar üzgün gözüküyorsun ? Mutluluktan havalara falan uçman gerekmiyor muydu?" Lisa başını iki yana salladı.
"Bu durumda olacağım benim de aklımın ucundan geçmezdi." Lisa omuz siltikten sonra gözlerini bana çevirdi. "Beni boşver. Jungkook ve sen ne yaptınız ?"
"Ne demek, nasıl, ne yaptınız ? Uyuduk. Ne olabilirdi ?" Gülmeye çalıştığımda Lisa batırdığımı fark etmişti.
"Nasıl yani ?" Diye sordu sırıtarak. "Birlikte mi uyudunuz ?" Sakin görünmeye çalışarak gülümsedim. Lisa'nın diline düşmek istemiyordum.
"Araya yastık da koyduk." Dediğimde Lisa bir kahkaha patlatmış ancak daha fazla bunun üzerinde durmamıştı. Şakasına şakayla karşılık verdiğimde daha fazla üstelemeyi sevmiyordu çünkü. Bu huyunu öğrendiğim iyi olmuştu.
Hazırlandıktan sonra bir kaç fotoğraf çekinmiştik.
Fotoğraf çekinme faslı da bittikten sonra artık evden çıkma vakti gelmişti. Jungkook'un bugün bizi arayıp okula bırakmayı teklif edeceğini düşünmüştüm, düşündüğüm gibi olmuştu da ancak onunla aynı ortamda bulunabileceğimi şu an için düşünmüyordum. Keskin bir dille 'hayır' dediğimde ona hala kızgın olduğumu düşünerek fazla üstelememişti. Ona kızgındım evet. Ama o olayı yaşamadan önce. Neden bana izin vermeyip kendisi içki içmişti, neden sarhoş olup evime gelip beni annesine yalan söylemek zorunda bırakmıştı ? Açıkçası bunlara kızgınlığım çoktan geçmişti. Şimdi düşünebildiğim tek şey kafası güzelken bana verdiği öpücüktü. Ya da aldığım öpücük mü demeliydim ?
Her halükarda ne yapacağımı ve nasıl davranacağımı bilmiyordum. Bu berbat bir histi. Hiçbir şey olmamış gibi nasıl davranabilirdim ki ?
Lisa ile evden çıkıp çokta uzak olmayan okulumuza otobüs ile on beş dakikada varmıştık. Otobüsten inip girişe doğru yürürken gözlerimi etrafta gezdirdim. Çok fazla yeni yüz görüyordum. Bizim bölümden bir kaç kişiyi görüp el sallarken aynı zamanda gözlerim Jungkook'u arıyordu. Ondan kaçmaya çalışırken aynı zamanda neden hala ona bakıyordum bilmiyordum bile.
Lisa ile kampüsteki ortak kafeye girdiğimizde neredeyse tıklım tıklım dolu olduğunu görmüştük. Ama biliyordum. O buralarda bir yerlerdeydi. Çok geçmeden adımızın seslenmesiyle gözlerini arkadaki masalardan birine çevirdim. Bize seslenen Jennie'ydi. Gözlerim masada oturan diğer kişilere kaydığında Jungkook'un orda olmadığını görüp rahat bir nefes almıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
When We're High | Rosékook
FanfictionElimde sadece tek bir valizle Kore'ye geldiğim gün beni havaalanında saçları sapsarı, kaşları ve dudağı delik, deri ceketli, asık suratlı bir çocuk karşılamıştı. Alelacele valizimi elimden alıp yarım yamalak bir İngilizceyle konuştu; "Kore'deki ail...