Bölüm-13-Kalp...

8.4K 823 127
                                    

Keyifli okumalar... 💫

Mutluluk neydi? Para, aşk, aile, yemek, müzik... Mutluluk, kime sorarsanız cevabı değişen bir şey. Pınar için ise mutluluk uzun zaman önce kendisinden koşarak uzaklaşan bir şeydi. Fakat şimdi mutluluk ona geri dönmüştü. Misafirliği ne kadar sürerdi, bilmiyordu. Fakat Pınar uzun zaman sonra gelen bu misafiri iyi ve uzun süre ağırlamak istiyordu. Kendine hâkim olmaya çalışsa da bakışları sık sık Savaş'ın kucağındaki ağır kutuya çevriliyordu. Sıkı bir pazarlık ve tanıdık indiriminden sonra dikiş makinesini alabilmişlerdi. Ve indirime rağmen Pınar'ın parası makineyi karşılamaya yetmemişti. Ancak Savaş, Pınar'a geri dönme fırsatı tanımadan makinenin parasını ödemiş ve satın almıştı. Pınar zaman içerisinde eline geçen parayı Savaş'a ödeyecek böylelikle faiz derdinden de kurtulmuş olacaktı.

Şimdi hem maddi hem de manevi olarak kendisini Savaş'a borçlu hissediyordu. Kafasının içinde onun için yapabileceği şeyleri listelemeye başlamıştı bile.

"Pınar." Savaş'ın sesiyle silkelenerek kendisine geldiğinde onun beklenti içerisinde kendisine baktığını gördü.

"Efendim."

"İyi misin?"

"Evet, sadece bir anlığına dalmışım."

"Bu kadar derin ne düşünüyordun? Bazen kafanın içerisinde neler döndüğünü çok merak ediyorum."

"Pek iç açıcı ve hoş şeyler değil yani merak edilecek şeyler değil."

"Emin ol, söz konusu sen olunca birçok şey benim için merak konusu oluyor."

"Oysa çok basit bir hayatım var."

"Önemli olan hayatın değil, düşüncelerin."

"Sen daha önce tanıştığım hiçbir insana benzemiyorsun."

"Evet, bunu söylemiştin."

"Görünen o ki daha sık sık söyleyeceğim. Bazen ne söylediğimi, insanlarla ne konuştuğumu unutuyorum. Cümlelerimi tekrarladığım zaman lütfen bana kızma ve öyle durumlarda bana daha önce söylediklerimi hatırlatabilirsin."

"Öncelikle benim için aynı şeyi defalarca tekrar etmen hiç sorun değil, tekrar ve tekrar dinleyebilirim. Hatta istersen her seferinde ilk kez duyuyor gibi de yapabilirim."

"Hayır, hiç gerek yok öyle davranmana. Bu arada kolların ağırmıştır, biraz da ben taşıyayım."

"Gayet iyiyim, ayrıca arabaya yaklaştık."

"Taşıyamam, ağır gelir falan diye vermiyorsan emin ol taşıyabilirim."

"Bu konuda şüphem yok. Sen istediğin zaman istediğin her şeyi yapabilecek birisin. Gördüğüm en güçlü kadın olabilirsin ve bu çok büyüleyici bir şey."

"Toplumumuzda pek güçlü kadınları sevmezler. Sen ise büyüleyici olduğundan bahsediyorsun."

"Ben daha çok bunu cinsiyet durumundan ayrı düşünüyorum. İnsanın her duruma ayak uydurması, başına gelen her şeye karşı güçlü durması başlı başına büyüleyici bir olay. Çünkü hayatın bize dakikalar hatta saniyeler sonra bile neler getireceğini bilmiyoruz. Buna rağmen her olaya zaman içerisinde uyum sağlıyor hatta alışıyoruz."

"Haklısın, çok garip bir şey."

"Söz konusu insan olunca garip kelimesini kullanmamak mümkün değil."

"Belki de." Mırıltıya yakın bir tonda konuştuğunda derin bir nefes alıp omuzlarını dikleştirdi ve Savaş'a baktı. "Vermeyecek misin?" Sorusu üzerine Savaş mümkünmüş gibi kollarının arasındaki kutuyu daha sıkı kavradı.

BİR ADIMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin