Keyifli Okumalar 💫💫
İnsanların tahmin edilemez yanları vardır. Hiç beklemediğiniz zamanlarda tanıdığınızı sandığınız insanların bambaşka kişiliklere büründüğünü görürsünüz. Acı karşısında yıkılır sandığınızın metaneti sizi şaşırtır. İnsan doğası böyledir. Gelişir, değişir, ayak uydurur...
Pınar, kendisini hep kırılgan sanırdı. Tek başına hayatta kalamayacağını, birilerine ihtiyaç duyacağını sanırdı. Ancak sekiz yıl önce annesinden, evinden, toprağından ayrılıp bambaşka yere sürüklendiğinde kendisinin sandığından bambaşka bir insan olduğunu gördü. Annesinin yokluğuna alıştı önce, ardından da toprağın kokusunun hasretine... O an anladı toprağın, gökyüzünün hasretinin annesinden daha derin olduğunu. Alıştı, her şeye olduğu gibi mahkûmiyete de bir noktadan sonra alıştı. En sonun da yalnızlık kaldı payına. Ona da alışması gerekiyordu. En zoru da o oldu. Yapayalnız kalmaya alışmak...
Sonra bir gün Savaş çıktı karşısına ve tek tek yıllarca inşa ettiği yalnızlık duvarına darbeler indirmeye başladı. Duvarları sallansa da yıkılmaz sandı Pınar. Anca bir gün bir darbe yıkıp geçti o duvarları. Yalnızlığı bin parçaya ayrılıp Savaş'a yer açtı.
Şimdi kalbindeki korkuya rağmen yalnız olmadığını bilmek Pınar'a daha çok güç veriyordu. Şuan yanında olmasa bile Savaş vardı ve şimdi onun yanına gelmesini istemiyordu. Eve gelip zarar görmesini istemiyordu. Ya kendi zarar görürdü ya da zarar verirdi. Her iki ihtimal de Pınar'ı eşit derecede korkutuyordu.
Sıkıca kavradığı plastik askılığı tereddüt bile etmeden kırdı. İki elinde de bulunan kırık askılıkla düştüğü yerden doğrulmaya çalışıyordu ki karşısındaki adamın elindeki bıçakla üzerine doğru hamle yapmasıyla Pınar kendisini sol tarafa yuvarladı. Giysi dolabına çarpan başıyla sersemlesede hızlı davranarak geriye doğru kaçtı ve adamla konumlarını değiştirdi.
Bakışları yatak odasının açık kapısından yere dizlerinin üstüne düşen adamda saniyeler içerisinde dolaştı. Kaçsa... Koridorda yakalanabilirdi. Ayrıca eli bıçaklı birisine arkasını dönmek yapacağı en büyük hatalardan olurdu. Hapishaneden öğrendiği bir şey varsa o da arkasını her daim kollaması gerektiğiydi.
Ancak şimdi adama saldırsa ve zarar verse... Zihninin bir yanında tekrardan hapis yatma düşüncesi belirdiğinde titredi. Beyni o kadar hızlı çalışıyordu ki Pınar düşüncelerine yetişemiyordu. En sonunda doğrulup karşısına dikilen adamla göz göze geldi. Pencereden içeri yansıyan ay ışığında gördüğü yüz tanıdıktı. Ancak bu yüzün sahibi ile tek kelime bile konuşmuşluğu yoktu. Bu lanet olası insanlar ondan ne istiyordu?!
Tek kelime dâhi etmediği insanların ona saldırıp durması artık sinirlerini bozmaya başlamıştı.
"Ne istiyorsun benden?"
"Abimi hapise göndermenin karşılıksız kalacağını mı sanıyordun?" Adamın sözleri üzerine Pınar öfkeyle güldü. Bu köydeki herkes kafayı yemişti, aksi hâlde karşısına çıkıp durmalarının mantıklı bir açıklaması olamazdı.
"Abinden daha yüreklisin ki karşıma tek başına çıkmışsın. Onun gibi evi yakmanı beklerdim."
"Bu sefer işinin bittiğinden emin olmak istiyorum." Adamın tereddüte mahal bırakmayan ses tonu kalp atışını hızlandırsa da korkusunu belli etmedi.
"Bitir o zaman. Bıçağı tam olarak nereye saplaman gerektiğini biliyor musun? Ya da sapladıktan sonra ne yapman gerektiğini? Seni bilmem ama ben bıçaklar konusunda bildiğin üzere tecrübeliyim. İlk önce Samet sonra sen, benim de kaderim siz şerefsizleri temizleyip içeride yatıp çıkmak demek ki." Konuşarak karşısındaki adamın dikkatini dağıtmaya çalışsa da bakışları belli etmeden adamın elindeki bıçağa kayıp duruyordu. Nitekim sözleri üzerine sinirlenen adamın karnına doğru bir hamle yapması karşısında Pınar hızlı davranarak elindekileri attı ve adamın bileğini kavrayıp bıçağı karnına değmeden durdurdu.
![](https://img.wattpad.com/cover/239789975-288-k746463.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BİR ADIM
BeletrieHapisten yeni çıkmış bir kız... Köyde sınıf öğretmenliği yapan bir adam... Birbirinden farklı bu iki insanın bir araya gelmesinin hikâyesi.