Keyifli okumalar... 💫💫
Güzel günlerin hızlı geçmek gibi bir huyu vardır. Dert içinde boğuştuğumuz günlerde dakikalar ilerlemez, yeni günler yüzünü göstermezdi. Bundan dolayı mıdır ki kötü anıların zihinlerde kalışı daha uzun olurdu?
Pınar, geride bıraktığı birkaç günü hatırlamıyor gibiydi. Sanki ışık hızıyla günleri tüketmişti. Köyden taşınmaları, uzun süren yolculukları, gece konaklamaları ve sonunda yeni evlerine varışları... Heyecandan kalbi ağızında yaşadığı o günleri düşününce sanki bir sis perdesi arkasından bakıyor gibiydi geçmişine. Şimdi de pek farkı yoktu, mutluluktan göğüs kafesi yorgun düşmüştü. Yüzüne yapışıp kalan kocaman bir gülümseme vardı.
Bir saat önce ayak bastığı yeni evlerine bakarken başı dönmüş hâldeydi. Belki başkasına göre sıradan, küçük, basit bir ev olabilirdi ancak Pınar için şuan içinde bulunduğu evin değeri tarifsizdi. Üç oda bir salon olan evin her köşesini tek tek gezmişti. Şimdi de salonun ortasında durmuş önden gönderdikleri eşyaların bir köşeye yığılmış hâline bakıyordu.
Bambaşka bir şehirde, bambaşka bir evde olduğunu hâlâ idrak etmekte zorlanıyordu. Zihni bu yeni düzeni ne zaman kabullenecekti bilmiyordu ancak bu kabullenme süreci boyunca bulutların üzerinde dolaşacağı ortadaydı.
"Evi beğendin mi? Fotoğraflardaki gibi mi?" Savaş'ın elindeki valizlerle odaya girmesiyle gülümseyerek ona doğru döndü.
"Fotoğraftakinden bile daha güzel. Gerçekten çok beğendim."
"Sevindim, Yunus önceden evi, eşyaları taşıtmadan önce temizletmiş. Temizlikle çok uğraşmamıza gerek olmadığını söyledi ancak sen istiyorsan yine temizleriz."
"Odaları dolaşırken dikkatimi çekti. Pencereler, kapılar tertemiz ama biz yine de bir kez çekip silelim ve öyle eşyaları yerlerine yerleştirelim."
"Tamam o zaman kolları sıvayıp işe başlayalım mı?"
"Başlayalım ama ben ilk önce üstümü değiştirip daha rahat şeyler giyeyim."
Pınar kendi valizinin içinden siyah bir eşofman altı ve gri bir tişört aldıktan sonra banyoya gitti. Üzerini değiştirip temizlik esnasında rahatsız olmamak için saçlarını topuz yaptıktan sonra elindeki kıyafetlerle banyodan çıktı. Valizin bir kenarına eşyaları bıraktıktan sonra evin içinde Savaş'ı aramaya başladı.
Onu mutfakta, tezgâha yaslanmış bir şeyler yazarken buldu. "Ne yapıyorsun?"
"Gel, güzelim. Evin eksiklerini yazıyorum ki alışveriş yaparken kolaylık olsun."
"İyi yapıyorsun, ne yazdın?"
"Fırın, ocak ve davlumbaz alınması gerekiyor. Ayrıca odalardan birine kitaplık yaptırsak çok iyi olur. Senin gözüne çarpan eksikler var mı?"
"Banyodaki havluluk eksik, bir de oraya bir tane dolap almak gerekiyor malzemeler için. Onun dışında eski diye gardırobu getirmemiştik."
"Tamamdır bunları da yazdım. Koltukları getirdik ama istersen yeni bir takım alabiliriz."
"Gerek yok bence ama halı almamız gerek."
"Halıyı da ekledim, kâğıdı buzdolabının üstüne asıyorum aklımıza geldikçe ekleme yapalım."
"Peki. İlk nereden başlıyoruz?"
"İlk yatak odasından başlayıp oturma odasına geçelim. Yorulduğumuzda dinlenmek için temiz yerimiz olur."
"Savaş, perdelerimiz de eksik. Onlar kötü diye getirtmedin."
"Güzelim o evdeki perdeler ben gittiğimde oradaydı. Senin hoşuna giden yenilerini alırız."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BİR ADIM
General FictionHapisten yeni çıkmış bir kız... Köyde sınıf öğretmenliği yapan bir adam... Birbirinden farklı bu iki insanın bir araya gelmesinin hikâyesi.