♧12♧

41.1K 700 101
                                    

"B-Berk Bey? Siz..."

Sesim titrerken, ne diyebileceğimi dahi bilemediğimden, öylece susmaya devam ettim. Buraya gelmişti, benim evime.

Neden?

Gözlerimi kırpıştırırken, dudaklarımdaki bakışlarını seçebildim önce. Dudağımdaki yarayı fark ettiğinden muhtemelen, kaşları anlamlandırmaya çalışır gibi çatılmıştı. Sonra, bakışları çehremin her bir zerresini ilgiyle dolandı. Bakışları üzerimde gezinmeye başladığındaysa, bakışlarıyla birlikte daha da kabaran göğüs uçlarımda uzunca bir süre duraksadı. Üzerimdeki şortun fazlasıyla cömert bir şekilde açıkta bıraktığı bacaklarıma geldiğindeyse, her bir zerrem şiddetle titremeye başlamıştı.

Kollarımı, nafile bir çabayla göğsümde bağladığımda, göğüs uçlarımın acımasıyla, dudaklarımın arasından bir inilti kaçtı. Beni, yalnızca bakışlarıyla bile bu denli etkileyebilmesi asla normal değildi.

Etkileyememeliydi.

Titrek bir nefes vermiştim ki, yüzüne zoraki bir tebessüm yerleştirip, "Beni içeri almayacak mısın?" diye sordu ve hızla ekledi. "Patronunu?"

Dudaklarım hafifçe aralanırken, hızla kapının önünden çekilip, "Buyurun," dedim. "İçeri geçin, lütfen."

Dudaklarıma son bir bakış atıp, yavaşça içeri girdiğinde, kapıyı henüz kapatmıştım ki, kolumu tutup beni hızla kendine çekti ve yüzümü ellerinin arasına alıp, yüzüme doğru eğildi. Öpeceğini sandığım bir an, gözlerimi kabullenmişlik ve belki ihtiyaçla kapattım fakat tenime, o beklediğim dokunuş değmedi.

Oysa ihtiyacım vardı, hem de çok.

Gözlerimi hayal kırıklığıyla geri araladığımda, gözlerinin dudaklarımda olduğunu fark ettim. Bakışları fazla dikkatliydi ve muhtemelen yaramı inceliyordu.

Nihayet, fazlasıyla sert çıkan sesiyle, "Dudağına ne oldu?" diye sordu. "Kim yaptı bunu, Çağıl?!"

Bağırmasına karşılık, yerimde sıçrarken, ani bir çıkışla, "Bağırmayın!" diyerek ben de bağırdım. Yüzümdeki ellerinden kurtulmak için ellerimi yüzümdeki ellerine sardığımda, bu kez kısık bir sesle, "Bırakın," dedim. "Bana acımanızı istemiyorum. İşe gelmedim diye kovmak istiyorsanız kovabilirsiniz. Buraya kovulduğumu söylemek için geldiyseniz de, gerek yoktu. Ben..."

Aniden dudaklarımı bulan dudakları, beni, acıtmaktan korkarcasına, şefkatle öperken, saniyelik bir zaman diliminde geri çekilip, "Söyle," dedi. "Kim yaptı? Söyle ki onu doğduğuna pişman edeyim. Kendinden zayıf bir insana el kaldıran kimse, benim nezdimde büyük bir cezayı hak eder. Hele bir de el kaldırılan kişi sensin..." Dudaklarımı biraz daha öptü. Yerle bir olduğumu hissettim. İhtiyacımın farkındaymış gibi, doymak bilmeyecekmiş gibi öptü. Geri çekildiğindeyse nefes nefeseydi. "Söyle, güzelim."

Dudaklarıma çarpan nefesleri, şiddetle titrememe neden olurken, "Babam," dedim ve hızla ekledim. "Sarhoştu." Sesim titrerken, hiçbir tepki vermesine izin vermeden, nefes nefese konuşmaya devam ettim. "Önceki gece eve geldiğimde içmişti. Eve geç gelince de, neden geç geldiğimi sordu. Sonra da dinlemeden hırpaladı beni. Sabah hiçbir şey hatırlamıyordu bile."

Yüzümdeki elleri, yüzümü bilinçsiz hareketlerle okşarken, "Canın yanıyor mu?" diye sordu.

Başımı iki yana salladım. "Endişelenmenizi gerektirecek bir durum yok."

Dudaklarıma küçük bir öpücük kondurduğunda, "Babana," dedi. "Babana hak ettiğini versem, bana kızar mısın?"

Yüzümdeki ellerini bilinçsiz bir hareketle sıktığımda, "Babam," dedim. "Babam benim için çok değerli. Alkole bağımlı olduğu bir gerçek ama bugünden sonra içmeyecek." Aramıza yayılan sessizlik, hiç tükenmeyecekmiş gibiyken, "Siz," dedim. "Siz neden geldiniz?"

Yüzümdeki ellerini geri çekip geriye doğru bir adım attığında, "Ben," dedi kararsızca. "Seni merak ettim. İşe ihtiyacın vardı, işi öylece bırakmayacağından emindim... Mesajında da işinden vazgeçmiştin. Bir sorun olduğunu hissettim belki de."

Başımı onaylarcasına salladığımda, "Düşünceniz için," dedim zorlukla. "Düşünceniz için teşekkür ederim."

Önceki gece, şok etkisinden sanırım, belki de unutmam gerekirken, aksine, arabada olan her şeyi hatırlıyordum ve hâliyle, şimdi karşımda duran bu adamın karşısında kendimi fazlasıyla kötü hissediyordum.

O hiçbir şey yapmamışken erkekliğini kavramıştım, avucumun arasında sıkmıştım. Üzerine çıkmıştım, ona sürtünerek tatmin olmuştum ve fazlasıyla cesur bir şekilde konuşmuştum. Onu çıldırtmıştım, çıldırmıştım.

Kimin kime yaptığının bir önemi yoktu, bu da bir tacizdi.

Ve şimdi, utanıyordum.

Bakışlarımı ondan kaçırdığım sırada, düşüncelerimi okumuş gibi, "Çağıl..." diye konuşmaya yeltendi. "Önceki gece, arabada..."

Devam etmesine izin vermeden, hızla, "Özür dilerim," dedim. "Sarhoştum, içgüdülerimi kontrol edemedim." Zorlukla yutkunup ekledim. "Hiçe sayamadım. Sadece sizi hissetmek istedim. Ama sınırı aştım. Yeniden olmayacak, emin olabilirsiniz."

Gözleri, uzunca bir süre bedenimde gezindi. Hemen ardından, bana doğru birkaç adım atıp, tam dibimde durdu ve bir parmağını çeneme yaslayıp, başımı kendisine doğru kaldırdı.

Neden bu kadar yumuşaktı?

Yalnızca gözleriyle bile her bir zerremi talan ederken, "Her saniyesine," dedi vurguyla. "Önceki gece o arabada yaşanılan her şey, her saniyesine değerdi." Aramızdaki boşluğu tümüyle kapatıp, ellerini belime yerleştirdi. "Gece boyunca seni hayal ettim. Ağzımın içinde olduğunu, avucunun değil de dudaklarının arasında olduğumu..."

Karnımla kasıklarımın arasında bir yerde hissettiğim sertlik, iç çamaşırımdaki ıslaklığı mümkünmüş gibi daha da arttırırken, belimdeki ellerinden birini öne kaydırıp, yavaş bir hareketle pijamamın içine soktu ve tenimde ilerleyerek, göğüslerimden birine varıp onu ani bir hamleyle kavradı.

Göğsümde hissettiğim avucu, arzuyla inlememe neden olurken, "Berk Bey," dedim zorlukla. Farkında olmadan, göğsümü avucuna, kadınlığımı da erkekliğine bastırdım. Göğsümü sıkmasıyla birlikte acıyla inlediğimde, "Beni," dedim âdeta kekeleyerek. "Beni mahvediyorsunuz."

Beni, ani bir hamleyle, salondaki duvarla kendi arasına aldığında, "Biliyorum," dedi. "Bakışların her şeyi açık ediyor." Dudaklarını dudaklarıma sürttü. "Ve emin ol, bu tümüyle karşılıklı. Senin için deliriyorum."

Nereden geldiğini bilmediğim cesaretle, "Ben de," dedim aniden. "Ben de sizin için deliriyorum."

Göz kapakları, saniyelik bir zaman diliminde birbirinin üzerine örtüldüğünde, "Seninle," dedi boğuk çıkan erkeksi sesiyle. "Seninle hemen şimdi sevişmek istiyorum."

💫

PATRON TUTKUSU +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin