11 ekim, 2013
Dışarı çıktım bugün.
Çünkü hemen balkonumun altında doğum yapan siyah, bol kürklü bir köpek gördüm. Hava soğuktu, üşümesin diye bir battaniye götürdüm ona, sıcaklığımı hissederde daha iyi doğum yapar diye yanında bekledim saatlerce. Sabah dörtten sekize kadar. Onlara yemek ve su alıp yanlarına bıraktım. Eve alamazdım Mera, bu benim kötü olduğumu mu gösterir? Yirmi gün sonra, evin sıcağına alışmışken dışarıdaki havaya uyum sağlayamazlarsa daha kötü olmaz mı? Neyse ne, istersen bencil bile de -asla öyle olmadığımı iddia etmedim-. Beşi yavru, altı köpeğe bakacak ne enerjim vardı, ne de imkanım. Konumuz da bu değil zaten.Yoldan geçen kırmızı bir arabanın camından kafasını uzatan, onlu yaşlarının sonundaki bir kız bana güzel olduğumu söyledi. Bunu sırf insanları mutlu etmek için, önüne gelen çoğu kişiye yaptığının bilincindeyim çünkü yoldan geçen herhangi birinin dikkatini çekecek gibi bile değildim. Senin bana hediye ettiğin beyaz, kısa elbise dışında üzerimde hiçbir şey yoktu fakat o da narların suyundan yer yer lekeliydi. Elbisenin acıkta bıraktığı, ensem ve sırtımın bir kısmından omuriliğim gayet belirgin bir şekilde gözüküyordu. Ayağımda öylesine giydiğim siyah parmak arası terlik, haftalardır taranmamaktan karışmış saçıma bağlı pembe toka ve yüzümde iz, siyah nokta, sivilcelerle doluydum. Yere, köpeğin yanına dizlerim üzerinde çökmüş ve kamburumu çıkartmış, sırtım yola dönük dururken. Arkamdan yavaşça bir araç geçti, refleksle yüzümü o tarafa döndürdüğümde camdan beline kadar çıkmış sarışın kız bana çok güzel olduğumu bağırmıştı.
İll başta bu iltifat kafamı karıştırdığı için yüzümü buruşturmuştum ve dalga geçtiğini düşünerek alaylı bir gülüşle tekrar önüme dönmüştüm. Ama o fazla uzaklaşmadan tekar bağırmış ve "Gerçekten öylesin!" Demişti. Ardından arabanın içinden bir el onu düşmemesi için içeri çekmişti. Bunu düşündüm ve kendimde gerçekten beğenilebilecek bir yer aradım. Ayaklarım bir kadına göre büyüktü, bedenim zayıf ve kimi yerinde renk değişiklikleri vardı, tek kolumda büyük bir yanık ve fazla çıkan kıllarım. Yüzümde aynı renk değişiklikleri ve tahrişler vardı, yağ bezeleri ve sivilcelerle doluydu. Burnum kemerliydi, dudaklarım minik, kirpiklerim kısa, tek gözüm çift tek gözüm tek göz kapaklıydı. Ellerim kuru, parmak kenarlarım kemirilmiş. Saçlarım bakımsız ve daha önceden boyadığım için saçma bir renkteydi. Tamamıyla sevilmeyecek bir insandım, biri benim bedenimi beğeniyorsa onun gözlerini sorgular ve bir göz doktoru randevusu alması için ısrar ederdim.
Ama dediğim gibi, o kız sadece beni mutlu etmek için söylemişti. Bu kadar düşüneceğimi veya intihara meyilli biri olduğumu bilemezdi.
Bal
Vücudu.
Bal'dan ilham aldım ve biraz kendimden bahsetmeye karar verdim.Saçlarımda hayatım boyunca bir sorun oldu. Hiçbir zaman şu an saçlarım çok güzel, çok bakımlı, çok seviyorum diyemedim. Şimdi istediğim renkte, istediğim boydalar... Ama telleri yıpranmaya o kadar elverişli ki. Toplarken bile iki kez düşünüyorum. Tararken zarar gelmesin diye üstlerine titriyorum. Kafa derim çoğu zaman dökülüyor. Sürekli vücudumun her yerinde kalkmış deriler var. Soyuluyorum, dökülüyorum, tenim kızarıyor. Yüzüm yağlı. Aslında bal'la en benzer yönümüz bu çünkü benim de aynı onun gibi yüzümün her yerinde istenmeyen benekler, yağ bezeleri, siyah noktalar, sivilceler ve aklınıza ne gelirse şikayet edebileceğim onlarca şey var. Kıllarım düzensiz ve fazla. Sarışın olmama rağmen, siyah, koyu ve iğrençler. Bacaklarım, kollarım kalın. Zayıf olduğum zamanlarda dahi vücudumun en belirgin yeri bacaklarım. Ayak bileklerim bacağımla aynı kalınlıkta. El bileğim de aynı şekilde. Parmaklarım kısa. Tırnaklarımı kendimi bildim bileli yerim. Belki stresin yarattığı bir alışkanlıktır belki de her korktuğumda ellerimi ağzıma kapattığımdan en yakınımda onlar vardır. Avuç içlerim fazla terler, gözlerim çabuk yaşarır. Şimdilerde çok belirgin olmayan ama düzeltmeye çalışmazsam gelecekte başıma büyük dertler açabilecek bir kamburum var. Kaşlarım kalın ve gözüme yakın, çoğu zaman çatık. Kirpiklerim saçma bir açıda uzanıyor, kalkık değiller. Üst dudağımın iki yanı da yok. Kemirilmekten yara bere içinde, kullandığım hiçbi kreme iyileştirmesi için vakit tanımıyorum. El bileklerim, parmak boğumlarım, boynum ve belim her zaman kasılır ve kütletmediğim sürece kasılmaları geçmez. Kaskatı duran, asla kıvraklığı olmayan bir bedenim var. Kilom boyuma ve yaşıma göre fazla. Tartıya çıktığımda yanımda birinin olmasından delicesine korkuyorum. Omuzlarım geniş, burnum büyük, çenem çıkık. Vücudumun olur olmadık her yerinde benler var. Tenim yazın fazla bronzlaşıyor, kışın ise fazla beyaz ve solgun. Ve tüm bunlar, kendimi sevememem için benim karşımdaki büyük engeller dizisi.
B
ŞİMDİ OKUDUĞUN
kırık ekim rakamları
General Fictionserin sokakların sonunda hep bir kaybediş var. sevdiğim öykülerin yazarları acı içinde. kadınların gözleri ağlamaktan güzelleşmiş. ekim ayının izmarit kokan kaldırımlarında, hala sayılar yazılı. sevgili mera, ellerimden tutman için kalan birkaç gün...